Bana Devretseydi 10 Defa Bitirirdim

Ne dedi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önceki gün..

Metronun İzmirspor ve Hatay istasyonları için hükümetten 7 aydır yüzde 40 oranında keşif artışı bekliyoruz. Ancak şimdi de yüklenici firma maddi sıkıntıya girdi. O yüzden, hükümetten ikinci kez yüzde 40’lık keşif artışı talebimiz var. Eğer bu talebimize onay gelmezse, Göztepe, Poligon ve Üçkuyular İstasyonları yapılamayacak, inşaat duracak. İZBAN için de ek çeker lazım, İstanbul’dan gönderilmesini bekliyoruz. Yolcu hazır, ancak taşıyamıyoruz.

Yani, topu ve sorumluluğu Ankara’ya, hükümete atıyor.

Fakat, o top ne zaman Ankara’ya atılsa, oldukça sert bir voleyle geri gönderiliyor.

Çünkü..

Özellikle Ulaştırma Bakanlığı ve Bakan Binali Yıldırım, Kocaoğlu’nun kendilerine büyük haksızlık yaptığını vurgulayıp, başkanın dürüst olmayan propaganda yöntemi kullanmasını eleştiriyor.

Geçen seferki keşif artışı isteğinin gündeme taşınması da aynı tepkiyi görmüştü, bu seferki de..

“Metroda ikinci kriz” başlıklı haberimizi okuyan Binali Bey dün sabah aradı.

Üzüntülü bir sesle, Kocaoğlu’nun nasıl böyle konuşabildiğini anlayamadığını, gerçekleri nasıl bu kadar çarpıtabildiğini çözemediğini söyleyerek, gelişmeleri anlatmaya başladı.

KÖTÜ NİYET GÖSTERİSİ YAPIYOR

“Başkanın sözlerine, söylediklerine, iddialarına inanamıyorum.

Metro konusunu hiç bir zaman siyasete alet etmedim, yaşanan sıkıntıları hiç bir zaman politik olarak kullanmadım.

Çünkü, böyle yaklaşımı kendi tarzıma uygun görmedim.

Aksine, gelişmelere “olmuş bir yanlışlık ama İzmir bir an evvel bu çileden kurtulsun zihniyetiyle” bakıyorum.

Bugüne kadar da hep o bakış açısı doğrultusunda çalışmalar yaptım, destekler verdim.

33 çekerle hizmete başlayan İZBAN, gördüğü yoğun ilgi nedeniyle sıkışmaya başlamıştı.

10 çeker daha istenmişti.

Ankara’nın, İstanbul’un hatlarından çekip, İzmir’e gönderdim.

Tek İzmir sıkıntı yaşamasın diye.

Kocaoğlu şimdi “10 çeker daha istiyorum” diyor.

Tamam da, bunun hiç bir hukuki dayanağı yok.

“İstanbul’dan, Ankara’dan çekin bize verin” demek, buradakini mağdur etmek demek.

Sonra, “şu kadar aydır bekliyoruz” diye demeç verip, konuyu saptırıyor.

Bir kere, böyle bir mükellefiyetimiz yok.

İstanbul’dan, Ankara’dan set çekip İzmir’e vereceğiz, oradakileri mağdur mu edeceğiz?

Hiç bir zorunluluğumuz yokken başta bir jest yaptık, ilave 10 çeker yolladık, sıkıntı çekilmesin istedik, suçlu mu olduk?

Bunlar kötü niyet gösterisi.

Başkan dürüst olmayan propaganda yapıyor.

HESABINI DOĞRU TUTSAYDIN

Birinci keşif artışı bugün icradan çıktı, Cumhurbaşkanı’na gitti.

Daha o bitmeden, ikinci keşif artışını istiyor.

Bakanlar Kurulu’na birinciyi zor imzalattım, çünkü yüzde 40 gibi yüksek bir oran tutuyor.

Zaten böyle bir uygulama yok.

Hem “en ucuz metroyu ben yapıyorum” diye övüneceksin, hem iki kez yüzde 40’lık keşif artışı isteyeceksin?

Bunun izahı yok.

Adama demezler mi, “hesabınızı baştan iyi yapsaydınız” diye..

Ben bu noktadan siyaset yapmadım, kendi tarzıma uygun görmedim.

Metronun hikayesini herkes biliyor İzmir’de, bilmeyen yok.

Bir siyasi rakip, bir siyasi parti için en bulunmaz alan burası..

Ama biz işlemiyoruz, yoksa yıpratmak, yormak çok mümkün.

Kavgaya lüzum yok,

Olmuş bir yanlışlık, ama artık İzmir bu çileden kurtulsun diye bakıyorum.

Fakat başkan, metro çalışmalarını sanki biz engelliyormuşuz, aylarca onay vermiyormuşuz, Ankara taş koyuyor, o yüzden inşaat duracakmış algısı yaratıp, halkı yanıltmaya çalışıyor.

FIRSATÇI OLSAM HATAY’A ÇIKARDIM

Bunlar doğru değil.

Birinci sefer jest yaptık, elini rahatlatalım, kepaze olmasın, millet olumsuz tepki vermesin istedik.

Kabahat mı işledik?

Şimdi “10 çeker daha lazım” diyor.

Bunlar İZBAN’ın işi, Ankara, İstanbul niye versin?

İZBAN’ın işi ayrı, tüzel kişiliği ayrı, bütçesi ayrı, yapısı ayrı.

Yani böyle bir mükellefiyet yok.

Fırsatçı anlayışım olsa, Hatay caddesine çıkar, milleti galeyana getiririm.

Ancak bunlar bana yakışmaz.

Ben o kentin milletvekiliyim, sorunlar çözülsün isterim.

Ankara’dan, İstanbul’dan önce, İzmir vekiliyim diye ilk teklifi Kocaoğlu’na yapmıştım.

“Metroya bize devret, biz üstlenelim, birlikte yapalım” dedim.

Eğer kabul etseydi, bana devretseydi şimdiye kadar 10 defa bitirirdim.

Bunda mübalağa yok.

Biterdi, sıkıntısız biterdi.