İstanbullular, sinemasever ve sanatçılar festivalin son gününde yine Emek'in önünde, sinemanın yıkılmasına itiraz etti. Polis ise önceki eyleme kıyasla sokakta değil sinemanın içinde protestocuları bekledi.
Beyoğlu’ndaki Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı çıkan binlerce kişi İstanbul Film Festivali’nin son gününde yine Emek’in önündeydi, yazarlar, sinemacılar, mimarlar “Emek yerinde güzel” dedi.
Eylemde İstanbullular, sinemaseverler, Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı, sinema dernek ve sendikaları, Mimarlar Odası ve sinema emekçileri yer aldı. En çok “Emek yerinde güzel” ve “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganları atıldı.
Sinemanın önünde basın açıklamasını okuyan oyuncu Güven Kıraç Yeşilçam Sokağı’nın sinemanın tarihinden ve bugününden koparılmasının Türkiye’nin kendi değerlerini hiçe sayması anlamına geldiği söyledi.
“Bize sorulmadan, onayımız alınmadan, ticari kaygılarla oluşturulan ve evrensel koruma kurallarını hiçe sayan bu projeyi onaylamıyoruz.”
“Sinema kültürünün yaratıcıları olarak sinema tarihimize sahip çıkmak kadar gelecekte üretimde bulunacağımız sinema kültürünü tayin hakkını elimizde bulundurabilmek için bu projeye karşı çıkıyoruz.”
“Türkiye sinema kültürünün bağımsız yerli yapımlara alan açmayan çok salonlu alışveriş merkezi sinemalarına değil, sinemamızın hafızasını bulunduğu yerde taşıyan Emek Sineması gibi görkemli bir salona ihtiyacı vardır.”
Eylemde konuşan Nurgül Yeşilçay sinemanın kapatılmasına karşı polis şiddetinin uygulanmasının projenin meşru olmadığının göstergesi olduğunu söyledi.
“Üç beş ‘entel’ olarak değil, şehirlilerle, mahallelilerle birlikte omuz omuza sinemasına, tarihine ve geleceğine sahip çıkan sinemacılar olarak buradayız. Bu endüstri bizim sayemizde ayakta duruyorsa Emek Sineması’nın geleceğine dair ilk söz hakkı da bizimdir! Ve biz diyoruz ki Emek yerinde güzel, Yeşilçam sokakta güzel!”
Yönetmen Yüksel Aksu ise şöyle konuştu:
“Adı ‘muhafazakar’ olanlar muhafaza etmiyorlar, muhafazakarlık da bize düşüyor. Oysa biz muhafazakar değil avangard, konvensiyonel, deneysel sinema yapmak istiyoruz. Ama onlar olmaları gerektiği gibi muhafaza etmezlerse o zaman muhafazakarlığı da yaparız biz!”
7 Nisan’daki eylemde gözaltına alınan sinema yazarı Berke Göl, okuduğu Sinema Yazarları Derneği’nin açıklamasında yıkıma karşı çıkanları “suçlu” gibi gösteren hükümeti kınadı.
“Konunun uzmanları, taşımanın somut olarak yıkım anlamına geldiğini yıllardır belirtiyor. Ancak ne yazık ki ‘yıkılmıyor’ yalanını hala dolaşımda tutmakta ısrar edenler var. Kamer İnşaat’ın gerçeklerle örtüşmeyen bu açıklamalarına itibar edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.”
Avukat Can Atalay Tarlabaşı’nda ve Sulukule’de insanların yerinden edilmesiyle İstanbulluların yaşadığı utancı bir nebze olsun hafifletmek için sadece Emek Sineması’na değil Beyoğlu’nun sinemaları Atlas’a, Beyoğlu’na ve Alkazar’a da sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı ise Emek Sineması’nın rant çılgınlığına kurban gittiğini söyleyerek projenin geri dönülemez bir tahrifata yol açacağını bunu yürütmeyi durduran 9. İdare Mahkemesi’nin özellikle belirttiğini söyledi.
Emek Sineması’nın yıkılmasın karşı çıkan protestolara Uluslararası Aktörler Federasyonu (EUROFIA) da destek verdi. Oyuncu Demet Evgar’ın okuduğu destek mesajında EUROFIA hükümete salonun korunması için harekete geçilmesi, sinemanın Circle d’Orient binasının ve bölgnesinin kamu yararı için bir sanat merkezi olarak geliştirilmesi için teşviklerde bulunması çağrısında bulundu, 7 Nisan’daki eylemde polisin protestoculara gösterdiği şiddeti kınadı.
Sinemanın bulunduğu sokakta ve İstiklal Caddesi’nde 7 Nisan’daki polis şiddetinin yaşandığı eyleme kıyasla çok az polis vardı. Eylemin bitiminde çevik kuvvetin aslında Emek Sineması’nın içinde konuşlandığı anlaşıldı.