Üç yıldır süren tartışmaların, protestoların ve kamu tepkisinin ardından tarihi Emek Sineması'nı yıkacak inşaatın ilk adımları önceki gün atıldı. Konuyla ilgili gelinen noktayı projeye itiraz eden taraflara sorduk.
3 yıldır süren tartışmaların, protestoların ve kamu tepkisinin ardından tarihi Emek Sineması’nı yıkacak inşaatın ilk adımları önceki gün atıldı. Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait Serkildoryan bloğunun restorasyonu ve Emek Sineması’nın bulunduğu arka bloğun yıkımını ön gören projenin sahibi Kamer İnşaat’ın ruhsat alıp, inşaata başladı. Konuyla ilgili gelinen noktayı projeye itiraz eden taraflara sorduk.
* Görgün Taner (İKSV Genel Müdürü) Emek Sineması’yla birlikte üç farklı salonun yer aldığı ve bir kamu kurumuna ait olan Cercle d’Orient binasının, ticari kaygılar taşımayan, kâr amacı gütmeyen bir projeyle kullanıma açılmasını tercih ederdik. Bu binanın İstanbul’da yaşanan mekân sıkıntısına çözüm olabilecek, daha fazla kişiyi nitelikli kültür ve sanat etkinlikleriyle buluşturacak, farklı sanat disiplinlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve kendi ayakları üzerinde durabilecek bir kültür merkezine dönüşmesi ve kamu, özel sektör ve sivil toplum ortaklığıyla bir planlama yapılması İstanbul için daha büyük bir kazanım olurdu.
* Eyüp Muhcu (Mimarlar Odası Genel Başkanı): Emek Sineması, sinema tarihimiz, toplumsal belleğimiz ve İstanbul’un kültür mekanları içinde özgün yere sahip olan kültür varlığıdır. Bu nedenle de korunması için öteden beri çaba göstermekteyiz. Kültür bakanları görevlerine başladıklarında kültür varlıklarını sevdiklerini ve onları yaşatmak için çaba harcamak istediklerini topluma ispatlamak durumundalar. Mülkiyeti başkasına ait olabilir ama Türkiye’de nerede bir kültür varlığıyla ilgili talan etme varsa, onun korunması Kültür Bakanlığı’nın anayasal görevleri arasındadır.
* Atilla Dorsay (SİYAD Onursal Başkanı) Sözün bittiği yerdeyiz. Yetki sahibi olanlar her şeyi yapacaklarını sanıyorlar. Oysa öyle değil. Ayrıca yapabilirler ama kamuoyu, kamu vicdanı ve kültür tarihi bunları unutmaz ve bağışlamaz. Bu gibi yanlış kararlar, tarihin önünde kararları alanları mahkum edecektir. Buna adım gibi inanıyorum.
* Korhan Gümüş (Mimar): Kamuya ait bir kültür yapısının gelir getirme perspektifinden, yatırım, spekülasyon amaçlı bakan bir müteahhide teslim edilmesi söz konusu. Kamunun yaptığı şeyin başında bir yöntem hatası var. Kamu bunu nasıl kullanacağını bilmiyor ve müteahhide teslim ediyorsa, kendi elindeki hazinenin farkına varmayan bir yönetim var demektir. Bunun kabul edilebilirliği yoktur. Bu anayasal bir sorundur ve skandaldır. Ömer Çelik çok güzel bir demeçle kamu modelinin kullanma tarihinin geçtiğini söyledi.
İşte karşınızda fırsat! Ömer Çelik’e sesleniyorum: Bu kamu modelini güncellemek ve daha katılımcı bir kamu modeli göstermek için Emek Sineması’ndan daha güzel bir fırsat bulunamaz. Bu muhteşem fırsatı kullanıp, ne yapılabileceğine dair bir tartışma başlatsın ve geri dönülemez bir noktaya gelmeden bu hatayı tamir etsin.
* Hikmet Dikmen (Emek Sineması’nın eski müdürü): Emek, Türkiye’de insanın rahat edebileceği çok güzel bir salondu. Elimizden geleni yaptık, başarılı olamadık. İstanbul’a yılda bir kez Film Festivali için geldiğimde 55 yılımın geçtiği o sokağa bile bakamıyorum.