2011-2012 akademik yılında Çekmeköy’de bulunan toplam 127.000 metrekare alana kurulu kampüsünde eğitime başlayan Özyeğin Üniversitesi, kampüsteki ilk iki binasına LEED Gold Sertifikası aldı.
Cambridge ve Princeton’ın binalarını da tasarlayan dünyanın önde gelen bir mimarlık firması tarafından çizimi yapılan Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü, aday olarak gösterildiği LEED Sertifikası’nı kampüsteki ilk iki binası için ‘Gold’ derecesi ile aldı. Türkiye’nin ilk LEED Sertifikası adayı çevreci kampüsü olma iddiasıyla 127 bin metrekare alana kurularak 2011-2012 akademik yılında eğitime başlayan Çekmeköy Kampüsü, günümüzün lider teknoloji firmalarının ofislerini aratmayan donanımlı, sessiz ve rahat çalışma odaları; uluslararası standartlarda ileri eğitim teknolojileri ile donatılmış modern sınıf ve laboratuarları, pek çok etkinliğe sahne olan 350 kişilik oditoryumu, 1500 metrekarelik 7/24 hizmet veren kütüphanesi ve 13.000 metrekare’ lik Spor Merkezi ile öğrencilere her konuda imkan sağlayarak akademik, sosyal ve kültürel gelişimlerini bir arada tamamladıkları bir ortam sunuyor.
Mühendislik Fakültesi ve Öğrenci Merkezi binaları ile sertifikaya ‘Gold’ derecesi ile hak kazanan Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut, “Özyeğin Üniversitesi’nin yenilikçi vizyonunun somut bir örneği olan Çekmeköy Kampüsümüzü planlarken, bulunduğumuz çevreye hem kültürel hem fiziksel açıdan katkıda bulunacak bir tasarımı esas aldık. Dünyanın önde gelen üniversitelerinin mimari yapıları örnek alınarak, doğal malzeme kullanımı ile ışık ve şeffaflığın ön plana çıktığı bir tasarım yapıldı. Kampüsümüzde enerjiyi maksimum tasarrufta kullanabilmek için birçok sistem uygulandı ve en önemlisi üniversitemizde eğitim gören gençlerimizin motivasyonunu olumlu yönde etkileyecek, sağlıklı ve keyifli bir yaşam alanı sunmayı hedefledik. Bugün, kampüsümüz içinde ilk inşa edilmis olan iki binamıza, uzun zamandır aday olduğumuz LEED Sertifikası’nı ‘Gold’ derecesi ile alan ilk Türk üniversitesi olmanın gururunu yaşıyoruz. “dedi.
Kampüsün hem tasarım hem inşaat aşamasında uluslararası LEED Sertifikası’nın gerektirdiği özel koşulların sağlanmasına dikkat edildi. Buna göre Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü’nde;
• Bina arazisinde, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşamın korunmasına azami ölçüde özen gösterildi; bina arazisinde bitkilendirilecek alanların oranı % 50’nin üzerinde tutuldu.
• Yapılaşmanın altyapıya ve özellikle yağmur suyu şebekesine getireceği yükün en aza indirgenmesi için sert zeminlerin oranı düşük tutularak mümkün olduğunca geçirgen yüzeyler kullanıldı. Ayrıca çatıya ve diğer sert zeminlere düşen yağmur suyu toplanarak tekrar kullanılacak şekilde yapılandırıldı.
• Bina ve oluşturulmakta olan kampüs çevresinde sunulan toplu taşıma olanakları ile bireysel araç kullanımı en aza indirgendi.
• Otoparkların büyük bir kısmı yer altına yapılarak görüntü kirliliğinin önüne geçildi ve “araç-davetkar” kampüs imaji verilmemeye dikkat edildi.
• Bitkilendirilmiş yeşil çatı uygulamasıyla ısı adası miktarı azaltıldı.
• Çevreye daha az zararlı hibrit ve düşük emisyonlu araçların kullanımını teşvik etmek amacıyla bu araçlara özel park yerleri ayrıldı.
• Musluklardan toplanacak gri suyun arıtılarak sifonlarda tekrardan değerlendirilmesi ile önemli ölçüde su tasarrufu sağlandı.
• Binadaki enerji harcayan tüm sistemler, LEED tarafından belirtilen prosedürlere uygun olarak denetlendi.
• Bina kapsamında kullanılan aydınlatma ve mekanik sistemlerin enerji verimliliği ön planda tutuldu.
• Binada her türlü sistemin enerji sarfiyatları enerji analizörleri ve akıllı bina otomasyon sistemleri vasıtasıyla gözlemlendi.
• Proje kapsamında soğutma sistemlerinde çevre dostu soğutucu akışkanlar tercih edildi.
• İnşaat esnasında oluşan atıkların geri dönüşümü ile ilgili kapsamlı bir atık yönetim planı hazırlandı.
• Projede kullanılacak bazı inşaat malzemelerinin yerel olmasına ve en az %20 oranında geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olmasına dikkat edildi.
• Binada inşaat esnasında iç mekânlarda kullanılacak yapı kimyasalları, insan sağlığına zararlı VOC (uçucu organik bileşik) içerikleri en az olanlardan tercih edildi.
• Bina kullanıcılarının sağlıkları ve yaşam konforu ön planda bulundurularak ısıtma ve aydınlatma sistemlerinde bireysel kontrole önem verildi, bu sayede enerji tasarrufu sağlandı.
• Bina tasarımı, günışığından en üst düzeyde faydalanılacak şekilde yapıldı.
• İnşaat hafriyati kampus alanı içine dökülerek toprak taşımadan doğabilecek emisyonlar en aza indirildi.
• Kampüs içinde güneş panelleri kullanıldı.
• Tüm kampüsün enerjisini tek noktadan üreten bir “Enerji Dağıtım Merkezi” kuruldu.