Yıllarca kapalı kalan İstanbul Resim Heykel Müzesi, Tophane'deki Antrepo No5'te yeni bir hayata başlamaya hazırlanıyor.
Fakat başka bir isimle… Henüz resmî bir açıklama yapılmamış olsa da binanın cephesine “Çağdaş Sanat Müzesi” ifadesinin yer aldığı tabela çoktan asıldı. Sanat dünyası konuyu tartışıyor.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne (MSGSÜ) bağlı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde sular durulmuyor. Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nden geçtiğimiz yıl taşınan müze, Tophane’deki Antrepo No5’te yeni bir hayata başlamaya hazırlanıyor. Ama nasıl? Başka bir isimle… Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da bu konu üniversitenin gündeminde. Müzenin ismi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi olarak değişiyor. Yeni ismin bulunduğu afiş, projesi tamamlanan ve yakında inşaatın başlayacağı Antrepo No5’e de asıldı. Müzenin plan ve maketini gören akademisyenler, ismin istişare edilmeden değiştirilmesinden şikâyetçi. Geç Osmanlı’dan modern Türk resmine uzanan ve 12 bin eserden oluşan müze koleksiyonu ‘çağdaş’ sıfatıyla anılmaya müsait değil. Geçtiğimiz yıl; “Antrepo No5’i ilk etapta depo olarak kullanacağız ama orası da elden geçecek ve müzemizin bir parçası olacak. … Eski yerimizden feragat etmemiz kesinlikle söz konusu değil. Restorasyon, altyapı sorunları ve eksiklikler giderildiğinde, takriben 2 sene içinde eski binamıza geri döneceğiz.” açıklamasını yapan MSGSÜ Rektörü Prof. Yalçın Karayağız, şu anda bilgi vermeyeceğini, gelişmeleri bir basın toplantısıyla duyuracağını söylüyor ama sanat dünyası konuyu tartışmaya çoktan başladı.
“Çağdaş sanatla modern sanatın ilişkisi çok tartışıldı ama netleşti. Çağdaş sanatın bugün anladığımız aşamaya gelmesi 80’lerin ortalarından itibaren başlar. Dolayısıyla çağdaş sanat; bugün içinde yaşanan, devam eden sanattır. İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin içinde, onu çağdaş sanat müzesi diye nitelendirmeye izin verecek bir birikim yoktur. Ayrıca bir ülkenin her şeyini çağdaş sanata bağlaması kadar yanlış bir şey olamaz. Çağdaş sanat bir gecede ortaya çıkmadığı gibi bir moda da değildir. Türkiye’nin bir modernleşme dönemi sanatı vardır ve bu birikim İstanbul Resim Heykel Müzesi’ndedir. Bu birikimi yok sayıp orayı, olmadığı halde, bir çağdaş sanatın müzesi olarak nitelendirmek yanlıştır. Bu, bence hem o müzenin tarihine saygısızlıktır hem de çağdaş sanat konusunda zihinlerin bulanmasına yol açacak akademik, büyük bir hatadır.”
“İstanbul Resim Heykel Müzesi taşındı ve yeni bir yapılanmaya gidiyor. Rektör Bey de, bildiğim kadarıyla, koleksiyona çağdaş sanat yapıtları eklemeyi arzu ediyor ve bu düşünceyle, gayet iyi niyetle, orayı çağdaş sanat müzesi olarak isimlendiriyor. Ama bir müzenin ismi keyfi olarak değişemez. İsim değiştirmek öyle afiş asmakla da olmaz. Şu anda, bildiğim kadarıyla, resmiyete dökülmüş bir şey yok. Sadece bir niyet var. Ama böyle bir değişiklik bilimsel açıdan doğru olmaz. Uzun vadede müzeye çağdaş yapıtlar alınsa bile doğru olmaz. Belki o zaman İstanbul Resim Heykel Müzesi ve… şeklinde bir ekleme olur sonuna. Ama ismi değiştirmek araştırmacıları yanıltır, referans verirken de karışıklığa sebep olur. Kaldı ki şu anda müzenin elinde çağdaş sanat yapıtı yok. En son alım 80’lerde yapıldı. Sonrasında, hele 2000’lerde bir şey alındığını hiç zannetmiyorum.”
“İstanbul Resim Heykel Müzesi 20 Eylül 1937’de bizzat Atatürk’ün katılımıyla açıldı. Atatürk’ün bir müze kurmayı düşünmesi, üstelik de bunu Türk sanatçıları onurlandıracak bir şekilde saray yapılarında yapması gurur verici. Müzenin yerinin değişmesi beni çok üzmüştü. Milli Saraylar idaresi benim müdürlük dönemimde de, sonraki yıllarda da hep o binaları almaya çalıştı. Oysa o yapılarla müzenin koleksiyonu öyle güzel bir paralellik oluşturuyordu ki… Müzenin oradan çıkması zaten büyük bir yanlıştı. Adının değişmesini ise aklım almıyor. Üstelik de Yalçın (Karayağız) benim öğrencimdir. Umarım bu konuda mantıklı bir açıklaması vardır. Gerçi hiçbir mantık, müzenin adının değiştirilmek istenmesini açıklayamaz.”
“Türkiye’nin modern resim mirası Cumhuriyet döneminde DGSA’ya emanet edilmiştir; yani emanettir, kurumun malı değildir. Bu resimler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına aittir. Koruyucu olarak, doğal olarak, birçok resmin sahibinin de hocalık yaptığı akademi seçilmiştir. Bugünkü MSGSÜ de resimlerin emanetçisidir. Dolayısıyla bu resimleri korumak ve topluma gösterilecek duruma getirmekle yükümlüdür. Bu resimlerin nasıl korunduğu konusunda maalesef bugüne değin inandırıcı bir yanıt alamadık! Bu koleksiyon modern resim koleksiyonudur ve çağdaş sanat yapıtları değildir. Eğer MSGSÜ çağdaş sanatlar müzesi kuracaksa ki bu başlık da fevkalade yanlış… Çağdaş sanatlar merkezi olabilir-müze başka bir şey… Ancak üniversitenin, söz konusu mirasın ne adını değiştirmeye ne de onu bugünkü koşullarda depolarda çürümeye bırakmaya hakkı vardır. Bu olayda şiddetli bir bilgisizlik ve art niyet izlemekteyim.”