50 bin avro için yandı

Galatasaray Üniversitesi’nde yangına karşı “High fog” adlı sistem kullanılsaydı tarihî bina göz göre göre yok olmayacaktı. Sistemin maliyeti sadece 50 bin Avro.

Galatasaray Üniversitesi’nde önceki akşam çıkan yangın 5,5 saatte söndürülebildi. Sabah saatlerinde havadan helikopterle yapılan çekimlerde hasarın boyutu ortaya çıktı. 142 yıllık ahşap binanın üçüncü katı tamamen yandı.

Öğretim üyelerinden birine ait odadaki elektrik kontağından çıktığı tahmin edilen yangın başladığında, binada bulunan öğretim üyeleri ve öğrenciler binayı terk etti. Olay yerine gelen itfaiye, yangının söndürülmüş olabileceğini düşünerek zabıt tutmaya başladı. Daha sonra çatıda görülen dumanla yangın şiddetlendi. Sarıyer, Beşiktaş, Şişli ve Beyoğlu itfaiyesi ekipleri bölgeye yönlendirildi. 45 araç 110 personele ek olarak denizden de söndürme çalışmalarına destek verildi. İtfaiye personelinin büyük gayret sarf ettiği çalışmada bazı itfaiyeciler yaralandı. Tarihî binadaki alevlere su ve köpükle müdahale edilirken, binanın çatısı çöktü.

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Beril Dedeoğlu, yangının kendi odasında çıktığı duyumunu aldığını belirterek, “Odada kimse yoktu. Tam olarak nereden çıktığını anlamak mümkün değil. İlk müdahale bizim odaya giren kablolara yapılmış. Ben orada yatılı okudum. Yangını izlemek çok yıpratıcıydı” dedi.

Yangın söndürme uçağı yok

Gece görüşü olan yangın söndürme helikopteri olmadığı için yangına havadan müdahale edilemedi. Sınırlı sayıda yangın söndürme gemisinin de olay yerine geç ulaşması ve binanın yangına karşı güvenlik sisteminin olmaması oluşan hasarın boyutunu arttırdı. Yaklaşık bir ay önce gazetecilerin İstanbul İtfaiyesi ile ilgili sorusunu yanıtlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul itfaiyesinin New York itfaiyesi ile yarışabilecek düzeyde olduğunu belirterek, “İstanbul’da her gün 200’ün üzerinde yangın oluyor ve her birine çok kısa sürede yetişmekteyiz. En büyük yatırım alanlarımızdan bir tanesi itfaiyedir. Yeterli olmaması söz konusu değil” demişti. Dün yaptığı açıklamada da İstanbul itfaiyesinin New York itfaiyesi ile yarışabilecek düzeyde olduğunu tekrarlayan Topbaş, yangının itfaiyeye geç haber verildiğini söyledi. Topbaş’ın açıklamaları şöyle: “Saat 19.07’de yangın başlıyor. İçeridekilerin mevcut tüplerle söndürmeye çalıştıkları söyleniyor. Bize ancak yarım saat sonra haber veriliyor ve itfaiye 6 dakika sonra müdahale ediyor. Hiçbir şekilde Büyükşehir itfaiye açısından bir şey yok.” Binanın yangın güvenliğini sağlayan şirket ise, üniversiteyi internet sayfasında referanslar ve başarı öyküleri bölümünde gösteriyordu. Şirket yetkilisi yangında şirketin bir ihmali olmadığını söyledi.

Valilikte var, üniversitede yok

Refleks Yangın Güvenlik Sistemleri şirketi Proje Koordinatörü Hüseyin Karabacak, bu tarz yapılar için kullanılan “High fog” adlı sistemin olması halinde bu yangının kolayca önlenebileceğini belirterek şöyle konuştu: “Ahşap yapılar içine kurulan özel sistemler var. Özellikle çatılar için “High fog” sistemi uygulanıyor. Şu anda İstanbul Valiliği’nin çatısına öyle bir proje uyguluyoruz. Bu sistemle sıcaklık direk olarak düşüyor. Sıcaklık ahşabın tutuşma ısısının altına iniyor ve tahta yanmıyor. Bu sistemin maliyeti 50 bin Avro’dan fazla değil. Eğer üniversitede böyle bir sistem olsaydı görüldüğü gibi bir yangın çıkmazdı. İstanbul’daki tarihî yapıların çoğunda bu sistem yok. Bu konuda büyük bir revizyon gerekiyor. Haydarpaşa’da da bu sistemin olmaması sebebiyle yangın büyüdü.”

Saraylar, yalılar risk altında

Profesyonel rehber ve tarihçi Saffet Emre Tonguç, İstanbul’da birçok tarihî yapının risk altında olduğunu belirterek, “Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı da büyük risk altında. Bunun dışında ahşap yalılarda da riskler var. Bazı özel mülkiyete ait olan yapılarda üst düzey güvenlik önlemlerinin alındığını biliyorum. Bu önlemlerin özel mülkiyet olmayan tüm tarihî yapılarda uygulanması lazım. Tarihî yapılardaki çok değerli eserlerin de orijinallerinin yangına karşı güvenli yerlere taşınarak kopyalarının sergilenmesi gerekiyor. Çok değerli bir kütüphane ve el yazması eserler kül oldu” dedi.

Günay: Beton bina yapmak mümkün değil

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bir tarihî binanın, hele bugünkü çağda bütün yapısal özellikleri bilinen bir binanın, ancak kendi haliyle yeniden yapılabileceğini belirterek, “Yerine başka bir bina yapmak mümkün değil. O bina aynen tamamlanacak, yerine yıkılıp beton bir bina yapılamaz” dedi.

Eğitim aksamayacak

Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü’nden önceki akşam çıkan yangınla ilgili yapılan yazılı açıklamada, yangında tarihî binanın ağır hasar gördüğü belirtilerek, “Eğitimöğretim hiçbir aksama olmaksızın akademik takvimde duyurulduğu şekilde devam edecektir” denildi. Bu arada Galatasaray camiası, eğitim kurumları, kulübü, dernekleri ve vakıflarıyla hasar gören yapının kendi imkânlarıyla yeniden yapmak üzere bir bağış kampanyası başlattı.

Binanın tarihi

Çırağan Caddesi üzerindeki Feriye Sarayları’ndan biri olan, Galatasaray Üniversitesi yerleşkesindeki İbrahim Tevfik Efendi Sahil Sarayı, 1871 yılında Sultan Abdülaziz döneminde, Sarkis Balyan tarafından inşa edildi. Sarkis Balyan, aynı zamanda Çırağan Sarayı’nı da tasarlamıştı. Uzun yıllar Galatasaray Lisesi’nin kız bölümü dersliği ve yatakhanesi olarak kullanıldıktan sonra Galatasaray İlkokulu’na tahsis edildi. 1992 yılında üniversiteye devredilen bina Neoklasist bir mimari üslupla inşa edildi.

O binadan hayır gelmez

Boğaz’daki tarihî okulların art arda yanmasının düşündürücü olduğunu söyleyen İlber Ortaylı, “Artık bu binadan hayır gelmez senelerce tamir ettirilir, restore ettirilir” dedi. Binanın ikinci katında İlber Ortaylı’nın kurdurduğu kütüphane de yangında büyük hasar gördü. Ortaylı kendisinin bağışladığı altı bin kitap dışında bulunması çok zor kitapların yangından kurtulsalar bile sudan kurtulamayacağını söyledi.

Etiketler

Bir yanıt yazın