Bu nasıl “doğa dostu” bir otel?

Türkiye'nin en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya'da, peri bacaları arasındaki butik otel inşaatlarına tepki gösteren turizmciler ve vatandaşlar, Nevşehir il merkezindeki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu önünde toplandı.

Kurulun kapısına, üzerinde “Kapadokyamız’a Dokunmayın” yazan siyah bir çelenk bırakan grup, daha sonra açtıkları pankartlarla ve alkışlarla kurulu ve kurul üyelerini protesto etti.

Kurul binasının önüne siyah çelenk koyan kalabalık grup, daha sonra inşaat alanlarına giderek “Tarihi Kimliğimize Saygı Duyulmasını İstiyoruz” yazılı pankart açtı. Eyleme bölgede yaşayan yabancılar uyruklu vatandaşlar da katıldı.

Uçhisar beldesi, UNESCO tarafından 1985 yılında hem doğal ve hem de kültürel miras listesine alınan Kapadokya’nın en önemli turizm merkezlerinden biri. Beldedeki Kentsel Sit Alanı içerisindeki peri bacaları arasında yükselen butik otel inşaatlarına tepki gösteren yerli ve yabancı insanlar, bölgenin daha fazla tahrip olmaması için haklı tepkilerini dile getirirken, toplumun geneli her zamanki gibi uzaktan seyrederek sessiz kaldı.

Bu bölgeleri iyi bilen ve bu bölgede iki yıl çalışmış, aynı zamanda bir turizm gönüllüsü olan ve turizmi biraz bilen biri olarak, buradaki çirkin yapılaşmayı görmek hep içimi acıtmıştır. Bunların sözde turizme hizmet adı altında yapılması ise başka bir acı durum… Bu çirkin işler yapılırken yetkililerin TIK etmemeleri ve sonrasında kurumların birbirlerini suçlamaları ise ayrı bir durum.

Göreme Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mustafa Dursun, yaklaşık 10 yıl önce Göreme Açık Hava Müzesi girişinde, turistlerin müzeye girdiği alanın sürekli çamur olması nedeniyle buraya taş döşediğini ve bu sebepten dolayı 8 ay cezaevinde yattığını hatırlatarak, kendisi gibi bölgede çok sayıda insanın bulunduğunu vurguladı. Dursun, bölgede yüzlerce insanın evine bahçe duvarı yapmak, izinsiz tadilat yapmak gibi suçlardan cezaevlerinde yattı. “Bizler bu şekilde doğaya zarar vermedik. Eğer bölgede bir korumacılık varsa, bu herkes için geçerli olsun” ifadelerini kullandı.
2009 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sit alanı olan Nevşehir’in Zelve vadisinde Peribacaları’nın yanında yapılan betonarme inşaatında yıkım kararı alınmıştı. Aynı hassasiyetin diğer bölgelerde de gösterilmesi, sadece bununla yetinilmeyip bu inşaatlara ruhsat verenlerin de yargılanıp gereken cezayı almaları gerekir. Sadece “Bakın onlar ruhsat aldı ve yaptı. Ama biz yıktık” demekle olmaz ve böyle de kalmamalı.

Bu bölgede yaşamış ve çalışmış biri olarak Kapaodokya’nın nasıl tahrip edildiğini, PARA uğruna bu tarihi dokuya zarar verildiğini, fırsat bulsalar çoğunun da Peribacalarını yıkarak yerlerine BETON BACALARI yapmak istediklerini de çok iyi biliyorum. Burada yaşayan insanların çoğunun gözü turizm sayesinde açıldı. Ve bu bacaların ahır, samanlık ve depo olarak yıllarca kullanıdığında hiç bir değeri kalmadığını, 1980 öncesi ve sonrası gezilerimde görmüştüm.

Kimse kimseyi Turizm adına kandırmaya çalışmasın. Yıllarca ahır, depo, odunluk ve samanlık olarak kullanılan Peribacaları eğer değerli olsalardı ve yöre halkı bunun bilincinde olsaydı bunlar da yaşanmazdı.

Bugün turisti sadece PARA getiren insan olarak gören bir anlayışa sahip olan yörede, turizm işi yapanların yerel doku falan umrunda değildir ve “en kısa yoldan nasıl daha çok para kazanırım” anlayışının manzarasıdır bu gördüklerimiz.
Piyasada turizmci diye geçinenler ise birilerinin gücüyle bozdukları bu doğal doku için hep şunu derler:

“DOĞA DOSTLU BİR OTEL OLACAK”

Gördüğümüz manzara hiç de bunu söylemiyor!

Etiketler

Bir yanıt yazın