Mimar Sinan'ın Balat'ta inşa ettiği Ayakapı Hamamı, bakımsızlıktan harabeye dönmüş durumda.
Kubbesinde incir ağaçlarının büyüdüğü hamam, bugünlerde kereste deposu olarak kullanılıyor. Tek parti döneminde özel mülkiyete dönüşen hamamın sahibi Hasan Yıldırım da bu durumdan muzdarip. Hamamı restore ettirmek için yeterli maddi güce sahip olmadığını anlatan Yıldırım, müracaatlarının karşılıksız kaldığını söylüyor.
II. Selim’in eşi Nurbanu Valide Sultan’ın Mimar Sinan’a 1582 yılında yaptırdığı Ayakapı Hamamı bakımsızlıktan çökmek üzere. Fatih Abdülezel Paşa Caddesi üzerinde bulunan ve tek parti döneminde bir komutana hediye edilen hamam, kereste deposu olarak kullanılıyor. Uzun süredir restore edilmeyen hamamın kubbesinde incir ağaçları ve çeşitli otlar yeşermiş durumda. Hamama sonradan ilave edilen eklentiler de bu tarihi eseri tanınmaz hale getirmiş.
Hamamın bugünkü sahibi Hasan Yıldırım, Mimar Sinan’ın tarihi eserinin yıkılmak üzere olduğunu söylüyor. Restore ettirmek için maddi imkana sahip olmadığını belirten Yıldırım, hamamın tarihi sürecini şöyle anlatıyor: “Tek parti döneminde bu hamam bir askere hediye olarak verilmiş. Asker de hamamı Kayserili bir tüccara satmış. Büyük amcam da Kayserili tüccardan 1972 yılında satın almış. Amcam vefat edince, hamam benle mükellef olduğum büyükanneme kaldı.”
Hamamın her geçen gün biraz daha yıprandığını söyleyen Yıldırım, “Hamamız ecdadımızın bize bıraktığı gibi durmuyor, elimize de bu şekilde geçmedi zaten. Ne yazık ki şu anda bakımsız halde duruyor. ‘Bu zamana kadar ne yaptınız?’ derseniz; resmi olmasa da gayri resmi olarak birçok kapı çaldık. Çabalarımız ne yazık ki karşılıksız kaldı. Hamamın bu şekilde harabeye dönüşmesi bizi çok rahatsız ediyor. Bu halini görünce üzülüyorum. Hamamı tek başıma onaracak ekonomik gücüm yok. Biz mütevazı bir keresteciyiz. Bize ağır gelir. Hepimizin isteği bu tarihi yapının günümüze kazandırılmasıdır.” dedi.
Eseri korumak istemelerine rağmen yatırım yapamadıklarını ifade eden Yıldırım, bu nedenle yatırımcılar aradıklarını belirtti. “Hamamı satmaya çalışıyoruz.” diyen Yıldırım, İyi bir ortaklık teklifi gelmesi halinde yap-işlet-devret modelini de düşünebileceklerini söyledi.
Yıldırım, “Bize birçok ortaklık geldi. Manevi inancımızdan dolayı o ortaklıklara sıcak bakamadık. Biz burayı kutsal emanetler olarak görüyoruz. Sol tarafımızda Eyüp Sultan Hazretleri, yukarıda Fatih Sultan Mehmet Hazretleri, Yavuz Sultan Selim Hazretleri… Bunlar bizim büyüklerimiz, atalarımız. Bunlara saygı duyduğumuz gibi diğer taraftan Fener Rum Patrikhanesi var. Oraya da saygı duyuyoruz. Bana göre buralar kutsal emanetlerdir. Buraya öyle bir yer yapılmalı ki onları rahatsız etmemeli. Buraya bir katma değer sağlamalı. Bu mahallenin çehresini değiştirmeli. Üç yıl önce burayı 3 milyon dolara satılığa çıkartmıştık. Bu fiyatı belgelere dayanarak çıkarttık. Rakam üç yıl öncesine aittir. Biz bu rakamı şu an telaffuz bile edemiyoruz. Hamamı satılığa çıkarttığımız için eleştirildik. Keşke bağışlayabilecek gücüm olsa da bağışlasam ama yok. Sonuçta bu tapu, satın alınarak elimize geçti. Tapuyu bir yerlerden almadık. Tapuya bakılabilir incelenebilir.” şeklinde konuştu.
Nurbanu Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan eser, 1930’lara kadar hamam olarak kullanılmış. Yapıya verilen değişik isimler nedeniyle, uzun süre Mimar Sinan’ın eseri olarak anlaşılmamış. Hamam tarih boyunca ‘Çıfıt Hamamı’, ‘Valide Sultan Hamamı’, ‘Havuzlu Hamam’, ‘Yenikapı Hamamı’ gibi isimlerle anılmış. 1997 yılında, bir yüksek mimarın araştırmaları sonucu Mimar Sinan’a ait olduğu anlaşılmış ve bu şekilde tescillenmiş.
Sadece erkeklerin kullanabileceği şekilde tasarlanan Ayakapı Hamamı, Yahudi inancındaki durgun suda banyo yapma geleneğinden hareketle içinde ‘çıfıt batağı’ denilen özel bir havuza da sahip. Dış duvarları kesme taş ve tuğladan yapılan hamamın soyunmalık kısmının üzeri ise kubbe ile örtülmüş. Kubbe üstünde şu anda bulunmayan bir aydınlık fenerinin de olduğu söyleniyor. Eser İstanbul’daki bir kaç havuzlu hamamdan biri olmasıyla da dikkat çekiyor.