Mimari Yaklaşım
BİR GEÇMEK, İKİ DURMAK
MEYDAN ÇEVRESİNDE
Kentsel mekân olarak “meydan” ile eylemsel ilişkimizin biçimleri nedir?
1.Geçmek
2.Durmak
Halihazır meydan, dört yüzü kolonat ile çevrili ve iki kapı tarifi ile sınırları çizilmiş net bir dikdörtgensel boşluk olmasına karşın, yoğun ve sürekli bir yaya akışı ile ortadan ikiye bölünür. Arzu edilen bütünlük, gerçeklik ile örtüşmez. Çepeçevre kolonat bir yanılsamadır. Kapıdan kapıya “geçmek”, bütün bir “durmak” mekanını sürekli keser. Önerilen proje, yanılsamayı yok etmeyi, “durmak” eylemlerini “geçmek” eyleminin baskısından kurtarmayı amaçlar. Proje olası iki eylem biçimi arasında belirgin bir ayrım yaratır. İncirli caddesi ve belediye binasının cephe verdiği caddenin kesişimlerinden, Metro-YHT ve Marmaray’dan geçerek denize doğru uzanan yaya akışını kesintiye uğratmadan sürdürür. Bu akışı bütüncül bir revak aksıyla da tanır ve örter. Böylece dikdörtgen geometriye sahip meydan bu “geçme”nin iki yanında, iki ayrı “durma” biçimi olarak, akışın hızından azade kalır.
Nedir “geçmek” ve “durmak” eylemlerinin alt biçimleri?
“Geçmek” günlük rutindir, acele ve kesindir. Geçmenin tekbiçimlidir, nedenleri değişebilir. Metroya, Marmaray’a, otobüse ya da işyerine yetişmek. Geçmek tüketir.
“Durmak” belirsizdir. Pek çok alt biçimi vardır. Beklemek, ayakta ya da oturarak, gezinmek, açık havada sinema izlemek, buluşmak, ağaç altında bir soluklanmak, oyun oynamak, eyleme katılmak…Biçimleri başka başkadır. Durmak üretkendir.
Proje sözü edilen “durmak biçimlerini” yüklenecek 3’ü açık 1’i kapalı 4 mekân üretmiştir:
1. Meydan (Anıt ve çevresi-Cumhuriyet Meydanı)
2. Açık Amfi (Özgürlük Amfisi)
3. Kent Terasları
4. Bakırköy Tasarım Merkezi
Bu dört tarifli mekâna dair kurgular, hayaller:
1. Meydan:
Anıt ve iki çeperindeki ağaç dizisiyle yaklaşık 30mx30m büyüklüğünde, düz zeminli bir mekandır. Bir ucunda Atatürk anıtı, karşı ucunda bir sakız ağacı ile tariflenir. Ortasında kuru havuz sistemi barındırır. Yaz zamanları odak sakız ağacı ve çeper ağaç dizisi altında soluklanılırken, çocuklar fışkıran su çizgileriyle serinlik saçar. Törenler, kutlamalar, politik eylemler için bir simgesel bir odak noktasıdır.
Bu alanda iki ağaç dizisi arasında kalarak, kapalı otopark çözülmüştür. Böylece belediye etrafındaki araç parkı ihtiyacı yeraltına alınmıştır. Otopark iniş-çıkışı için mevcut anıtın çevresindeki 5 ağaçla birlikte kaldırılması ve otopark inşa sürecinde anıtın kendi yerinde konumlandırılması, kaldırılan beş ağacın ise çeperdeki ağaç dizisine eklenmesi öngörülmüştür.
2. Amfi:
Meydanın çok biçimli etkinlik biçimlerine karşın, amfi kesit biçimi gereği tarifli etkinlikleri yüklenir. Yaz sineması, konser, performans gibi. Amfi ile geçiş aksı arasında iki havuzlu bir ara bölge varedilmiştir. Görüntü ve ses yalıtımı bu yönde havuzlarla, amfinin iki uzun kenarında ise birer ağaç dizisi ile sağlanır. Amfi, halihazırdaki kot ilişkisini iyileştirerek alt kotta etkin bir kapalı mekân imkânı yaratır.
3.Teraslar
Kent Terasları
Projede, Marmaray ile Gençler Caddesi arasında kalan potansiyel boşluk, meydan kotunda, Sahaflar çarşısına varan çeperde, kentsel teraslar tasarlanmıştır. Bu sıralı konsol teraslar, kentsel festival ve açık fuar gibi etkinliklere imkân sağlayacaktır. Bisiklet yolu ve “Kültür Rotası” ile güçlendirilen bu aks, sahaflar çarşısının varlığını destekler, düzenlenecek “Bakırköy Kitap Fuarı” etkinliğinde sahaf ve kitapçı stantlarının meydana kadar sürdürülmesine imkân verir.
Sahaflar çarşısından geçen rota, Ray sokağın Milliyetçi sokağa bağlandığı noktada bulunan âtıl durumdaki tescilli yapının tasarlanan kitap aksının çocuklar için düzenlenmiş bir odağı olarak hayal edilmiştir. Yapı ve bahçesi bir çocuk kütüphanesi,
İBB kreşi ve oyun parkı olarak projeye dahil edilmiştir.
4.Bakırköy Tasarım Merkezi
Açık amfinin yarattığı kesit potansiyeli, ile alt kotta metro çıkışlarının olduğu +19.50 kotuna cephe veren bir kapalı mekân imkânı verir. Proje, bu +mekânı, kentsel örgütlenmelerin ortak kullanımına açık bir buluşma odağı olarak hayal eder. İBB bünyesindeki “Zemin İstanbul” ya da “TAK (Tasarım Atölyesi Kadıköy)” deneyimlerinin bir türevi olarak. Kentsel tasarıların üretileceği, tartışılacağı ve birlikte karar alınacağı mahalli bir meclis olan bu merkez, açık amfiyle birlikte çalışarak, ortak etkinliklerin mevsimsel döngüde sürekliliğini sağlayacaktır.
Bakırköy Tasarım Merkezi’nin komşusu, 137 ada 3 parselde bulunan yapı; (Bakırköy Meydanı’nda General Şükrü Kanatlı Caddesi üzerinde yer alan yapının (19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başına tarihlenir) özgün gabarisiyle yeniden inşa edileceği ve Bakırköy’e ait semt müzesi olarak hayata katılması hayal edilmiştir. Kültür rotalarının başlangıç durağı olarak düzenlenecek bu yapı, zemindeki kamusal işlevlerle bitişiğindeki ahşap köşk ve karşısındaki yeni Tasarım Merkezi ile meydanı besleyecektir.
YERALTI ÇARŞISI’NDAN AVLULU ÇARŞI’YA
Yeraltı çarşısı, altında bulunduğu cadde üzerindeyken farkına varılamayacak gizlilikte olması ve herhangi bir kamusal ortak alan imkânı sunamaması nedeniyle, gittikçe unutuluyor. Proje radikal bir kesit düzenlemesiyle, çarşının koridor boyunca üzerinin açılmasını öneriyor. Caddenin yaklaşık olarak 20m genişliğinde olması sayesinde her iki dükkân dizisi önünde 6-7m tutarak 6m genişliğinde bir döşeme yırtığı açılabilmektedir. Bu boşlukta tüm aks boyunca köprüler ile caddenin bütüncül çalışması sürdürülmüştür. Açılan boşlukta bir yönde bir dizi ağaç sırası, diğer yönde üst ölçek tasarımda kurgulanan revak aksının taşıyıcı kolon dizisi ile peyzaj-yapı dengesi çalışılmıştır. Dükkânların toplam m²’si değişmeksizin çarşı orta aksındaki çıkışlara komşu dükkanlar geri çekilerek, ortak alanlar kurgulanmıştır. Ağaç dizisinin olduğu tarafta amfi cepler önerilerek, çarşı yüksekliği bir yönden eritilmiş, sokak kotunda soluklanma ve etkinlik-peyzaj öbekleri tasarlanmıştır.
Proje dokümanları arasında yeraltı çarşının taşıyıcı sistemine ilişkin yeterli bilgi bulunmadığından, hayal edilen mekânsal kurgunun gerçekliği teknik zorunluluk ve imkanlar ışığında yeniden yorumlanacaktır.
HAVUZLU BAHÇEYE DOĞRU
İstanbul caddesi Ebuzziya caddesine kadar olan yayalaştırılmış sokak, alt kotunda çarşı olmaması nedeniyle dükkanlara servis sağlandıktan sonra, tümüyle peyzaj alanı olarak değerlendirilmiştir. 60 m uzunluğunda, bir ağaç dizisi ile gölgelenen farklı yükseklikte höyüklerle düzenlenmiş bir oyun alanı tasarlanmıştır. “Tümsekli park” ile “havuzlu bahçe” arasında ortasında bir zeytin ağacının örttüğü birkaç basamaklı bir soluklanma durağı bulunur. Denize varmadan önce güneşin Aya Yorgi Kilisesi’nin kızıl duvarına vurduğu öğle sıcağında zeytin ağacı altında dinlenilir. Bu odak, kültür rotası içinde “Via Egnatia” durağı olarak konumlanmıştır.
Peyzaj Yaklaşımı
Yarışma alanı, üst ölçekli yeşil system kurgusu ve meydan ile çevresinin dirençli peyzaj yaklaşımını destekleyecek bir bitkisel tasarım kurgusuna sahiptir. Yeşil dokunun kent içeriye sızması, bağlayıcı yeşil akslarda (caddeler) önerilen Japon Kurtbağrı ve Top Akçaağaçlar ile sağlanmaktadır. Bağlayıcı yeşil aksların tamamlayıcı öğeleri ise yarışma alanının kuzeyinde yer alan otobüs durakları ve güneyinde yer alan havuzlu bahçe ile tamamlanır ve Ebuzziya Caddesi ile sahile ulaşır. Kent Terasları ise bağlayıcı yeşil aksları güçlendirmek ve mevcut bitki örtüsünü iyileştirmek üzere Dişbudak Yapraklı Akçaağaçlar ile desteklenmiştir.
Bitkisel kurgunun üç ana odak bitkisini Bakırköy’ün tarihi ağaçlarını da oluşturan Zeytin, Çınar ve Sakız olarak tercih edilmiştir. Bu üç bitki, meydan ve çevresinin kolektif bellekte oluşturduğu etkileşimi, bitkisel hafıza ile de birleştirmek amacını taşır. Bu noktada meydan girişinde Sakız Ağacı, geçiş aksında Çınar ağacı ve Via Egnetia Durağı’ında Zeytin ağacı kullanılmıştır.
Otobüs duraklarının bitkisel tasarımında yeşil sistemi desteklemesi ve yolculara konforlu bir bekleme alanı sunması açısından büyük çiçekli manolya ağaçları kullanılmıştır. Bakırköy İDO-Kirazlı metrosunun çıkışlarının yer aldığı alt meydandaki bitki havuzlarında ise mor dev sarımsak çiçeği, kara soğan, iğne çimen, penisetum çalısı ve fundalar kullanılmıştır. Otsu bitkiler, gölge sağlaması açısından Japon Kurtbağrı ağaçları ile desteklenmiştir. Metro çıkışlarının yer bu alt meydan, amfinin hemen üzerinde yer alan zeytinli ve erguvanlı aks ile meydana bağlanmaktadır. Aks, Zeytin ağaçları ve Erguvan ağaçları ve altlarında yer alan oturma elemanları ile birlikte keyifli bir dinlenme mekânı oluşturur. Öte yandan bu aksta tercih edilen erguvan ve zeytinler ziyaretçilerin Bakırköy’ün ve İstanbul’un bitkisel belleğiyle de iletişim kurmasını sağlar.
Avlulu çarşı, zeminde devam eden bitkisel dokuyu yer altına indiren bir kurguya sahiptir. Avlulu çarşıda kullanılan Fıstık Ağaçları, cadde üzerindeki oturma alanlarında duraklayan ziyaretçiler için gölgelikli oturma alanları sunarken aynı zamanda üst ve alt kotu da dikey doğrultuda birbirine bağlar. Bitkisel kurguda yaratılan Z eksenli oyun, Ebuzziya Caddesinde tasarlanan Tümsekli Park ile devam eder. Bu alanda kurgulanan eğimli üçgensel platformlar çocuklar için doğal oyun zeminleri oluşturur. Platformlar, kimi noktalarda ise bitki havuzlarına dönüşerek içerisinde mor dev sarımsak çiçeği, kara soğan, iğne çimen, penisetum çalısı ve fundalardan oluşan bitkisel kompozisyona ev sahipliği yapar. Park, aynı zamanda Erguvanların oluşturduğu ikincil bir bitkisel aksa sahiptir. Tümsekli Park ve Zeytin ağacının odak bitkisi olarak kullanıldığı via Egnetia Durağı’ndan sonra ise Havuzlu Bahçe gelmektedir. Havuzlu Bahçe’de temel yaklaşım mevcut bitkisel dokunun iyileştirilmesi ve biberiye ile fundalarla dokunun desteklenmesi şeklinde olmuştur.
Üst Ölçek Yaklaşım
Tarihsel süreçte Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ev sahipliği yapan Bakırköy, doğuda Zeytinburnu ilçesi, kuzeyde Bahçelievler ve Güngören, batıda Küçükçekmece ve güneyde Marmara Denizi arasında yer almaktadır. Yarışmaya konu olan Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı ise ilçenin ana odak noktalarının omurgasını oluşturmaktadır. Bu anlamda ilçenin diğer bölgelerinden ve İstanbul’un diğer ilçelerinden gelen yoğun yaya akış yükünü taşıyan meydan ve yakın çevresi, kültürel, ticari ve sosyal anlamda stratejik bir konuma sahiptir. Tasarım yaklaşımı, meydan ve yakın çevresinin sahip olduğu bu özelliğini barındırdığı potansiyelleri güçlendirerek ön plana çıkarmak hedefini taşımaktadır.
1.Ekolojik Kararlar
Yarışma alanı ve yakın çevresi, üst ölçekten irdelendiğinde İstanbul’un önemli su sistemlerinden olan Ayamama Deresi, Tavukçu Deresi ve Çinçin ve Çırpıcı Dereleri ile yakın ilişkiye sahiptir. Küresel anlamda yaşadığımız iklim değişikliği ve etkilerinin İstanbul özelinde de etkilerinin hissedilmeye başlaması, tasarımda alınan ekolojik yönü merkezi kılmıştır. Yağmur rejiminin iklim değişikliğine bağlı değişimleri ve ani sel baskınları İstanbul’da son yıllarda etkisini göstermektedir. 2009 yılında yaşanan Ayamama Deresi taşkınında olduğu gibi özellikle Ayamama ve Tavukçu dereleri, bu taşkınlardan en çok etkilenen su sistemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üst ölçekte dere çevrelerinde geliştirilebilecek taşkın koruma bantlarının, yakın çevrelerindeki yeşil sistem omurgaları ve bu omurgaları destekleyecek şekilde meydan ve yakın çevresinde önerilen “dirençli peyzaj yaklaşımları” ile birleştirilmiştir. Bu noktada peyzaj, kent ekosistemini iyileştirebilecek ve doğal afetlere karşı bir bariyer ve sünger görevi görecek bağlamda ele alınmıştır. Su sistemleri çevresindeki yeşil sistemler, kent içine sızan yeşil akslar ve ekolojik alt yapı önerileriyle bütüncül bir şekilde ele alınmıştır. Bu noktada meydan, İstanbul Caddesi ve Fahri Korutürk Caddesi bu yeşil aksları taşıyan üç önemli aksa dönüştürülmüştür. Akslar, temelde doğuda Veliefendi Hipodromu’nun bulunduğu yeşil doku, batıda Ataköy konut bölgesi ile başlayan yeşil dokuyu birbirine bağlamaktadır. Meydan ve yakın çevresi özelinde kuzeyde Bakırköy Zuhuratbaba Mezarlığı, Ermeni/Rum Mezarlıkları, Amine Hatun Cami, Millet Gezi Parkı ve Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı bu aksları tutucu rol üstlenmektedir. Güneyde ise doğuda Aytekin Kotil Parkı ile başlayan ve batıya doğru devam eden yeşil sistemin Ataköy Marina ile kesilmesi nedeniyle bu alanda “bağlayıcı yeşil alan” önerilmiştir. Bu noktada yeşil dokuları birbirine bağlayan ve Bakırköy’ün dirençli peyzaj yaklaşımını oluşturacak “öneri yeşil aks”lar bu sistemin temelini oluşturmaktadır. Bu sistemin tasarımında ise yol bitkilendirmeleri ve biyolojik kanallar (bioswale) önerilmiştir. Cadde bitkilendirmelerinde temel hedef, mevcut ve öneri bitkisel dokularda İstanbul’a özgü bitkileri kullanmak olmuştur. İstanbul’a özgü bitkilerin tercih edilmesinin nedeni ise iklim değişikliği ve kuraklık sorunları nedeniyle yere özgü bitkilerin daha az bakıma ihtiyaç duymaları ve daha kanaatkâr olmaları olmuştur. Öte yandan cadde ağaçlandırmalarının kentsel ısı adası etkisini azaltması ve yapılı çevrede sağlıklı rüzgâr akışı oluşturması hedeflenmektedir. Biyolojik kanal önerisinin ana nedeni ise yağmur ve sel durumlarında fazla suyu absorbe edebilmesi ve kent ekosistemini iyileştirmesi olmuştur. Bu noktada yağmur suyu akış yönleri belirtilmiş, suların ana toplanma yerleri ve dağılma yerleri belirlenmiştir. 2 9 7 6 4
2.Ulaşım Kararları
Yaya dostu ulaşımı teşvik etmek mevcuttaki sistemleri desteklemek için üst ölçekli ulaşım kararlarındaki önerilerden biri bisiklet ulaşımı olmuştur. Bu noktada mevcutta sahilde devam eden, Ataköy Konut bölgesinden ve Veliefendi Hipodromundan geçen bisiklet yollarının güçlendirilmesi, meydan ve yakın çevresinde dolaşımı sağlayacak şekilde düzenlemeleri önerilmiştir. Bu noktada mevcut bisiklet duraklarına rotaları besleyecek şekilde yeni duraklar önerilmiştir, mevcut bisiklet tamircileri rotaya dahil edilmiştir. Tasarım kapsamında önerilen “e-harita” sayesinde bisiklet kullanıcılarının ulaşım rotalarını, durakları ve tamircileri görebilecekleri interaktif bir platform oluşturulmuştur.
Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı ve çevresi araç ulaşımı yönünden yoğun bir akışa sahiptir. Yarışma alanındaki eski banliyö tren hattı yerine gelen Marmaray-YHT ve meydanın kuzeyinde ve içerisinde yer alacak olan Bakırköy İDO-Kirazlı metro hattı, mevcuttaki minibüs hatları, otobüs hatları ve araç yollarıyla bölge, yoğun bir trafik akışına maruz kalmaktadır. Bu kapsamda raylı sistemler arasındaki yaya akışını sağlamak, bölgenin otopark sorununa çözüm önermek, Fahri Korutürk Caddesi üzerinde önerilecek mimari tasarım sonrasında servis yollarını düzenlemek temel amaç olmuştur. Bu anlamda meydanın hemen doğusunda yer alan ve yerine Bakırköy İDO-Kirazlı metro hattı çıkışları gelecek olan otobüs durakları, kuzeydeki Kaymakamlık ve Emniyet Müdürlüğünden boşalan parsele taşınmıştır. Yeni önerilen otobüs durakları alanında yeşil ve sert zemin dengesinin sağlanması, otobüs duraklarından meydana konforlu yaya sirkülasyon aksının oluşturulması hedeflenmiştir. Meydanın zemin altı kotları (metro sınırları dışında kalan kısım) otopark olarak tasarlanmıştır. Minibüs hatları korunarak mezarlığa komşu kaldırım yaya akışına bırakılmış, minibüs yolcuları için biniş yönü dikkate alınarak komşu bir kaldırım önerilmiştir. İncirli ve İstanbul Caddesinin proje alanı ile ilişkili kısımları, zemin döşemesi değişimi ile “yavaşlatılmış cadde”ye dönüştürülerek kuzeyden başlayan yaya akışının sürekliliği ve konforu korunmaya çalışılmıştır. Fahri Korutürk Caddesi’nde önerilen “yeraltı çarşısı” ile birlikte servis yolunun alandaki genişliği ve konumu düşünülmüştür. Bu kapsamda akşam 22:00 ve sabah 08:00 arasında caddenin servis yolu olarak kullanılması ve gün içerisinde tamamen yayalara bırakılması sürdürülmüştür. 2 9 7 6 4
3. Kültürel Kararlar
Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait farklı kültürel katmanlara sahip olan Bakırköy, günümüzde tüm bu katmanları birlikte barındırma özelliğine sahiptir. İlçe, 2-4. Yüzyıllarda Roma dönemine, 4-15. Yüzyıl arasında Bizans dönemine ve 15-20. Yüzyıl arasında Osmanlı dönemine şahitlik etmiştir. Bizans İmparatorluğu döneminde askeri talimgah alanlarına sahip olan bölge, Hebdemon olarak adlandırılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15-17. Yüzyıl aralarında balıkçı köyü olan bölge Makriköy olarak isimlendirilmiştir. Bölge 1870 yılında gelen demiryolu ile kentsel çevre de canlanmaya başlamıştır. Cumhuriyet Dönemi ile birlikte 1950 yılında sanayi alanı olarak ilan edilen ve Bakırköy ismini alan ilçe, 1701 yılında inşa edilmiş olan Baruthane’de çalışmak üzere gelen göçmenler ve Cumhuriyet dönemi sonrası yaşanan Balkan göçleri ile birlikte kültürel bir zenginliğe kavuşmuştur. Bu zenginlik, ilçede cami, kilise, medrese, hamam, imarethane, müze gibi farklı kültürlerin izlerini taşıyan yapıların bir arada bulunmasına olanak tanımıştır.
Tasarım kapsamında Bakırköy’ün zengin kültürel katmanlarını ön plana çıkarmak ve farklı odak noktalarına yerleştirilen interaktif bilgi panolar ile bu katmanların ziyaretçiler tarafından keşfedilmesine olanak tanınması hedeflenmiştir. Önerilen Hebdemon, Makriköy ve Sivil Mimarlık Eserleri rotaları oluşturulan “e-harita” ile keşfedilebilecektir. Bu tarihsel katmanlılığı gün yüzüne çıkarmak ve kentlinin Bakırköy’ün tarihsel geçmişine dair aidiyet hissini güçlendirmek üzere çeşitli odak alanlar belirlenmiştir. Bu kapsamda Roma’nın önemli ulaşım akslarından olan ve İstanbul Caddesi’nden geçen Via Egnatia’yı temsil etmek üzere cadde üzerinde “Via Egnatia Durağı” yaratılmış ve “Via Egnatia” yazılı taş buraya yerleştirilmiştir. Bizans ve Osmanlı dönemine ait ancak kimi günümüze ulaşmayan yapılarda ise sanal kullanarak uygulama ekranı üzerinden ziyaretçilerin bu rota üzerinde yer alan yapıları görmeleri hedeflenmiştir.