Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar arasında imzalanan "centilmenlik protokolü" ile doğa ve kültür varlıklarını yok etmenin önü biraz daha açıldı.
Tabiat varlıkları ile kültür varlıklarının çakıştığı sit alanlarında hangi koruma kurulunun karar vereceği konusunda Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar “centilmenlik protokolü” imzaladı.
Bu protokole göre kültür ve tabiat varlıklarının çakıştığı alanlarda kültür varlığı açısından bölge koruma kurullarının görüşü alındıktan sonra, son söz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda kaldı.
Tarihi Likör Fabrikası yok edildi
Yurt gazetesinden Ali Cemal Karabudak’ın haberine göre, anlaşmanın nedeni Şişli Likör Fabrikası’nın yıkımı sırasında iki bakanlığa bağlı iki farklı kurul arasında çıkan anlaşmazlık. Tarihi değere sahip olan ve bahçesinde asırlık çınar ağaçları bulunan Likör Fabrikası’nın yıkımına Kültür Bakanlığı’na Bağlı 2 No’lu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu izin vermedi, bunun üzerine devreye giren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı “İstanbul Tabiat Varlıkları Komisyonu”, bağlı olduğu bakanlığın genelgesini gerekçe göstererek fabrikanın yıkılmasına ve ağaçların kesilmesine izin veren kararı bir ay içerisinde çıkardı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hazırladığı genelgede hem doğal hem de tarihi sit alanlarının çakıştığı yerlerde kararı “Tabiat Varlıkları Komisyonu”nun vereceği söyleniyordu.
Böylece tarihi Likör Fabrikası yıkılmış oldu yıkılan alana İsviçreli Viatrans ve Meydanbey şirketlerinin ortaklığıyla inşa edilecek rezidansların temeli atıldı. Ve ortada ne tarihi eser kaldı, ne de asırlık çınar ağaçları.
Tarih ve doğa “centilmence” yağmalanacak!
Yaşanan bu olayın ardından Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar “centilmenlik protokolü” imzaladı. Protokole göre kültür varlığının restorasyon , restitüsyon, rölövesi ile ilgili son sözü söyleme hakkı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na kaldı. Böylece AKP’de bir kural olan yağmacılık kazanırken, Ertuğrul Günay yine yaptığı işin arkasında duramadı.
İki bakanlık tarafından imzalanan protokolde şu ifadeler yer aldı:
-Çakışan alanlara ilişkin başvurular öncelikle kültürel değerler yönünden ilgili koruma bölge kurulunca değerlendirilir. Kültürel açıdan alınan karar ile birlikte doğal değerler açısından da değerlendirme yapılarak koruma bölge komisyonunca nihai karar alınır.
-Doğal sit alanında veya tabiat varlığı parselinde bulunan tescilli kültür varlığının rölöve, restitüsyon, restorasyon, rekonstrüksiyon projeleri, onarımı, tescil, tescil kaydının irdelenmesi vb. gibi doğal değerleri etkilemeyecek şekilde yapının kültür varlığı niteliğinden kaynaklanan müdahalelere yönelik işlemler için nihai karar ilgili koruma bölge kurulunca alınır.
-Çakışan alanlarda kazı, sondaj ve temizlik çalışmalarına yönelik ilgili koruma kurulunca alınacak karar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ‘nca verilecek izin doğrultusunda gerçekleştirilir.
-Ören yerleri hariç çakışan alanlarda 2863 sayılı kanunun 13. ve 14. maddeleri kapsamında satış, kiralama, tahsis, devir, intifa hakkı gibi konularda görüş; kültürel değerler açısından Kültür ve Turizm, doğal değerler açısından Çevre Bakanlığı’nca mülkiyet sahibi kuruma iletilir.