1. Mansiyon, Salacak Kentsel Tasarım Yarışması

PROJE RAPORU

MAKRO ÖLÇEKTE “BİR YOLCULUĞU TASARLAMAK”,
MİKRO ÖLÇEKTE YOLCULUĞU “DENEYİME DÖNÜŞTÜRMEK”

ÜST ÖLÇEK KARARLARI VE BAĞLAM

Salacak kent parçası, Üsküdar ile Harem arasında yer alan bağlaç bölge olarak tariflenebilir. Bu Bölgenin, Üsküdar düğüm noktası (node) ile ilişkisi, Harem bölgesi ile etkileşimi, Setüstü bölgesi ile oluşturduğu arayüz ve makro ölçekte Kadıköy ile kurulabilecek üst ölçek aktivite atlası, bu projenin ana konusunu oluşturmaktadır. Öneri proje, makro ölçekteki bu sözkonusu ilişkiler zincirini makro ölçekte bir kentsel yolculuğa dönüştürerek, mikro ölçekte farklı bölgelerde çevre verilerine bağlı olarak özelleşen kentsel deneyimler tanımlamaktadır. Bu tanımlama, mekanlar-aktiviteler ve kent kullanıcısı arasındaki ilişkiyi odaklara bağlı olarak ortaya koymaktadır. Öneri proje, noktasal olmak yerine, lineer olarak kurgulanan ve birbirine iliştirilerek kentsel sürekliliği tanımlayan bir “sürekli kentsel kurgu” olarak tanımlanmıştır.

“Bir kentsel yolculuğu tasarlamak” bağlamından yola çıkarak , açıklama raporu Üsküdar bölgesinden başlayarak Harem-Kadıköy hattı boyunca bu yolculuk tariflenerek ortaya konmuştur.

ULAŞIM TEMEL KARARLARI

Bir “kentsel yolculuğu deneyime dönüştürme” fikrinden yola çıkarak, bunu destekleyen temel Ulaşım kararları şu şekilde verilmiştir;

  • Üsküdar Meydanı’nın yayalaştırılarak, çarşı bölgesinin tarihi yapılarla bütünleşik bir kıyı bağlantısına dönüştürülmesi, kent yaşamının sahille ilişkilendirilmesi.Bu bağlamda Uygulama İmar Planı’nın yorumlanarak yoğun araç akışının yer altına alınması
  • Sahil şeridinin, yavaşlatılmış araç trafiği ile desteklenmesi, bunun yanında bisiklet yolu, yavaş tramvay (proje bağlamında etkinlik rayı olarak ele alınmıştır) ve konfor derecesi arttırılmış yaya bağlantısı ile tekrar oluşturulması
  • Deniz ulaşımının, yaya ağırlıklı olarak güçlendirilmesi ve deniz taksi kavramının yaygınlaştırılması ve yerel yönetimlerce desteklenmesi
  • Harem Bölgesi dahil olan kıyı lineer çizgisinin mümkün olduğunca her noktadan konut bölgelerine yaya ağırlıklı olarak bağlanması. Falezler bölgesinin oluşturduğu coğrafi engelin potansiyele dönüştürülerek, yeni bir kentsel deneyim yolculuğu olarak, set üstünün kıyı ile bütünleştirilmesi
  • İleriye dönük senaryolar çerçevesinde, Kadıköy kıyısı ile olası bütünleştirilme ve entegrasyonunun önünün açılması ve makro ölçekte tariflenmesi.
  • Üsküdar metro çıkış noktalarının bütünleştirilerek bir “bir koku ve duyusal deneyim” parkına dönüştürülmesi. Metronun yer altında başlayan ve koku ile meydanı tanımlayan yeşil doku kentlinin zihinsel şemasında özgün bir yer bulacaktır.

ETKİNLİK RAYI VE TRAMVAY

“Günlük aktivitelere eşlik eden bir festival-kent düşlemek”

Proje bağlamında, Üsküdar yayalaştırılmış çarşıdan başlayarak, Kadıköy odağına kadar yavaşlatılmış tramvay önerisi yapılmıştır. İstanbul Belediyesi’nin programında yer alan tramvay, proje önerisinde kurgulanan lineer kentsel kurgunun parçası olarak organize edilmiş ve tekrar ele alınmıştır. Rayların alanın bütününü katetmesi ve her alana ulaşması fikrinden yola çıkarak, ray üzeri bir aktivite rayına dönüştürülmüştür. Belirli zamanlarda programlanmış olarak ray üzerinde hareket eden sahne, bütün proje alanını şenlik alanına dönüştürme potansiyeline sahiptir. Üstelik, linner ve hareketli yapısı sayesinde 30 dakikalık rota içerisinde bir stadyumdan daha fazla insana hitap etme, üstelik de bunu bir mekana bağlı kalmaksızın gerçekleştirme potansiyeline sahiptir. Etkinlik rayı, insanların günlük aktivitesinin bir uzantısı ve parçası olmakta, kendi günlük rutinlerine eşlik eden bir hareketli festivale dönüşmektedir. Bu öneri, performans sanatları-kent yaşamı ve kent biçimi arasında yeni bir ilişki tariflemeyi hedefleyecektir.

SAHİL BOYUNCA KIYININ KODLANMASI – URBAN ROOMS (KENT ODALARI)

“Urban Rooms” (kent odaları), sahil boyunca kentsel nişler oluşturarak, kentli ile kente ait aktiviteler arasında bağ oluşturan ve böylece kentlinin yaşadığı yeri sahiplenmesine katkı sağlayacaktır. Kent odaları, kıyı boyunca sürpriz olarak karşımıza çıkacak olan kentsel donatılardır.

Her birinin mimari karakteri, sahil kesiti ile farklı ilişkiler kurarak, bu ilişkiyi tekrar kurmaya çalışır. İçine girilen, bazen altına inilen bazen de yanında durulan kentsel donatılardır. Mimari tavırları, sahile yapı yapmak yerine, sahil çizgisini kodlayarak, sahil çizgisi ile aktivite atlası arasında bağ kurmaktır.

ÜSKÜDAR MEYDANI – DÜĞÜMLER VE AKIŞKANLIKLAR

Üsküdar meydanı için önerilen üst ölçek kararları, meydan ile salacak bölgesi arasında akışkan ve yaya ağırlıklı bir dolaşım önermektedir. Üsküdar meydanı içerisinde yer alan tarihi yapılar-öbekler, yaya kurgusunun temelini oluşturarak, metro-tramvay ve yaya akışlarını düzenleyen bir durum ortaya koymaktadır. Yeni kurgu, yayalaştırılan sokaklar ile beraber, tarihi doku içerisinde yürüyerek, sahil bandına ulaşmayı ve buradan da bir yandan Kuzguncuk, diğer yandan da Salacak ve Harem bölgesine ulaşımı kesintisiz ve sürekli kılmaktadır.

Meydandaki kurgunun temel amacı, tarihi yapılarla bütünleşik, Kuzguncuk-Salacak-Üsküdar içi bölgelerini bütünleştiren, ve bunu da metro-tramvay toplu ulaşımlarla entegre eden su ile ilişkili bütüncül bir öneri ortaya koymaktır.

KIZ KULESİ HATTI

Kıyı hattı mevcut durumu ile zaman zaman taşlarla doldurulmuş, taş dokusu da mevcut bir durumu karakterize eden bir öğe haline gelmiştir. Önerilen proje bu dokuyu kentsel peyzajın parçası haline getirmekte, kendi tektoniği içerisinde bir peyzaj öğesi olarak ele almaktadır.

Mevcut durumda kıyı dolaşım hattı tek kot olarak karşımıza çıkmaktadır. Oluşturduğumuz kentsel öneri, bu hattı üst kot ve alt kot olarak türeterek, sahil yolculuğunu alternatifli bir kıyı – su deneyimi hattına dönüştürmektedir. Bu farklı kotlarla kıyı yolculuğu bir promenat parkına dönüşmekte, bu dolaşım üzerinde karakteristik taş dokusu, peyzajın parçası haline gelmektedir.

KIZ KULESİNE EN YAKIN NOKTA OLAN KIYI HATTI – BÜTÜNCÜL DIŞ ÇANAK”

Kız kulesine en yakın olan kıyı hattı, mevcut durumda beton basamaklar halindedir. Tasarım önerisi bu en yakın hattı bir “farklı kotlar ve yüzeyler” yerine bir “bütüncül dış çanak” olarak ele almakta, “bütüncül ve tek” bir arka görünüm olarak ele almaktadır. Kız kulesine arka zemin oluşturan bu sade bütüncül durum, kompleks ve karmaşık bir arka fondan ziyade tekil ve güçlü lendscape değeri taşıyan mimari bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır… Bu mimari form, sadeliği ile Kız Kulesi’ne sade bir arka fon oluşturmaktadır. Çanağın içinde yer alan parçalı alanlar, formları sayesinde çanak içinde doku oluşturmakta, diğer yandan da çevreyi deneyimlemek için farklı durumlar yaratmaktadır. Alt ölçekte bakıldığında, bu parçalı noktalar, insan vücudu ve anatomisine bakıldığında beden-zemin ilişkisi çerçevesinde yine farklı bir deneyime dönüşmektedir. Beden-Yüzey-Görünüm (manzara+ Kız Kulesi) çok alternatifli bir aktiviteye dönüşmektedir. Dış çanak yüzey, üzerinde oturulabilir, yatılabilir, ayklarını havaya kaldırarak kız kulesi ve manzarayı seyredilebilir bir bütüncül yüzeye dönüşmektedir.

KIZ KULESİ VE HİKAYE, ULAŞMA-ULAŞAMAMA

Kız Kulesi mevcut durum ile içerisindeki restoran ve sürekli git gelle insan algısında kendi “sürpiz olma” özelliğini nispeten yitirmiştir. Hikayelerde yer alan ve su içinde nokta olma-ulaşılamaz olma-korunaklı olma- güvende olma özelliklerini ve algıyı yitirdiği söylenebilir.

Öneri proje, Kız Kulesine ulaşımı hikayeleştirerek, Kız Kulesini bir kültürel buluşma-programlanabilir aktivite durağına dönüştürmektedir. Balıkçı Barınağını promenatla bütünleşik bir odak haline getirerek burayı Kız Kulesi’ne gidilebilen alternatif bir ulaşım noktası olarak tariflemektedir. Böylece proje, Kız Kulesine en yakın olan yüzeyi ise sadeleştirerek bütüncül dış çanak olarak bir görsel peyzaja dönüştürür. En yakın noktadan Kız Kulesine gidilemez, seyredilir-düş kurulur ve belirli günlerde kız kulesine gidenler seyredilir. Kız kulesine gidenler görsel peyzajın öğesi haline gelir.

Senenin belirli günlerinde kurulacak kıyı – Kız Kulesi bağlantısı su üstü platformları ile kurulur, deniz üstünde ulaşılamaz olan kız kulesine yürüyerek ulaşma bir aktivite haline gelir. Çanak platformda oturarak bu eylemi seyretmek de yeni bir kentsel alışkanlıktır.

BALIKÇI BARINAĞI ALT ODAK

Proje alanının lineer yapısı ve sahip olduğu metrik durumların, alanlar arasında tekdüzelik ve süreklilikten kaynaklı sıkıcılık yaratma ihtimali vardır. Öneri proje, alanlar içinde alt odaklar ve birbirine entegre hikayeler ve deneyimler yaratarak alanı zengin ve kentsel bellek açısından da algılanabilir (perceptive) ve anlaşılabilir (legible) kılmaktadır. Balıkçı barınağı kollektif bellek bağlamında hem fonksiyon – işlev hem de alışkanlık bağlamında önemli bir nirengi noktasıdır. Bu nirengi noktası güçlendirilerek, kendi hafızasal gücü korunarak Kız Kullesi ile ilişkiye geçme bağlamında da değerlendirilerek alternatif bir kullanımla zenginleştirilmiş ve alt odak noktası haline getirilmiştir. Bu alt odak, Salacak bölgesi ile Harem bölgeleri arasında bir bağlaç konumundadır. Lineer olarak kentsel bağlamda önerilen akışkan kurgu, tekne platformları ile birleştirilerek, tekneler günlük dolaşım rotalarının parçası haline getirilmiştir. Tekneler, yoğunlukları ve su üstündeki hareketleri ile kentsel yaşama dahil edilen görsel peyzajlardır. Su kenarında dolaşan insanlar bir anda kendilerini tekneler arasında bulurlar, bu da kentin insana vaad edebileceği sürprizlerdendir.

SET ÜSTÜ VE FALEZLER

Falezler bölgesi, kendi topografik karakteri ile özgün bir doku ortaya koymaktadır. Bu özgün dokunun, konumu ve biçimi, makro ölçekte onu görsel bir peyzaj elemanına dönüştürmektedir. Boğaz silüeti göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu falez bölgesi kendi mikro klimasını yaratan bir kentsel peyzaj öğesi olarak tanımlanmalıdır. Sahip olduğu karakter, sadece kentsel formla ilintili değildir, sahip olduğu ağaç dokusu ve örtünün özellikleri de bu bölgeyi özgün kılmaktadır. Dar uzun karakterdeki ağaçlar (Şekil….), basık ağaç dokusu ile karşılaştırıldığında “ağaç altında”, “falez”de yürüyüş gibi keşfedilebilir yeni kentsel alışkanlıklar yaratma potansiyeli taşımaktadır. Proje bağlamında, Falez üstünde yürüyüş kavramı genişletilerek, falez içinde yürüyüş kavramı ortaya konmuş ve bu deneyimsel yolculuk, projede kentsel süreklilikler bağlamında tanımlanmıştır.

FALEZLER ÜSTÜNDE İÇİNDE YÜRÜYÜŞ

Dikey karaktere sahip falezlerde oluşturulan kentsel senaryolar, mimari refleks olarak genellikle* dikey olarak katedilmek, hızlıca üstünden geçmek, noktalardan çevreye bakmak üzere kuruludur. Ortaya konan öneri, bu falezleri bakı terasından öteye taşıyarak kentsel bir yatay yolculuğa dönüştürmektedi. Falezlerin üstünde olmanın yanında, içinde olma durumu, ağaç altlarından geçerek topoğrafyayı deneyimleme, zamanı hızlandırmak yerine yavaşlatarak kentsel kurguyu oluşturmak önemli hale gelmiştir. Falez bölgesinde önerilen bu yaklaşım, proje üst ölçeğine de katkı sağlayarak, kentsel ilişkileri sağlamak ve kentsel süreklilikler bağlamına da vazgeçilmez bir katkı sağlamaktadır.

Set üstü yapıları ve buradaki yaşam hem öneri teraslar hem de öneri dolaşım ağaları ile kentsel bütünün parçası haline gelmektedir.

Falezler bölgesindeki üst alt ilişkisi yerini üst ve altın içinde bulunduğu bu sınırın tam olarak da tariflenemediği zengin bir kentsel deneyime dönüşmektedir.

YAĞMUR SUYU PEYZAJINI BİR DENEYİM VE ÖĞRENME AKTİVİTESİNE DÖNÜŞTÜRMEK

Falezler, doğal yapıları itibari ile alt ve üst arasında iki farklı durum tanımlamaktadır. Öneri falez deneyim yolculuğu, falezler bölgesini bir ayırıcı olmak yerine birleştirici bir katman olarak ele almaktadır. Biliyoruz ki her “eşik” (treshold) bağlama ve içeriğine bağlı olarak birer bağ görevi de görebilir.

Set üstü bölgesinin sahip olduğu coğrafya, ve bu noktada toplanan yağmur suları, falez alt bölgesine doğal bir süreç olarak akmaktadır. Proje, bu doğal süreçten yola çıkarak, falez alt zeminini bir su toplama parkına dönüştürerek, coğrafi yapıyı kentsel bir üst karara dönüştürmektedir. Falezlerin etekleri, bu bağlamda lineer bir deneyim ve öğrenme parkına dönüştürülmekte, öğrenme çağındaki çocuklar için bir öğrenme, yetişkinler için bir farkındalık, üst yaş grubu için de bir dinlenme odağına dönüşmektedir. Bu linner alan, makro ölçekteki kentsel yolculuğun bir parçası haline gelmekte kentsel entegrasyona katkı sağlamaktadır. Lineer park içerisinde önerilen mimari öğeler ve kentsel donatılar, malzemeleri, biçimleri ve dokuları ile beraber üst ölçekteki kentsel senaryonun öğeleri haline gelmektedir.

HAREM KIYI BÖLGESİ – PEYZAJ-MEKAN-EYLEM HİBRİTİ

Harem Bölgesi, üst ölçek kararı olarak kültür ve etkinlik peyzajı olarak dönüştürülmüş ve Üsküdar-Salacak ve Kadıköy bölgesi arasında zengin bir kamusal içerikle yeniden ele alınmıştır. Akışkan yaya ve eylemsel kurgunun parçası haline gelen kıyı parçası, yakın çevrsesi (set üstü bölgesi ve Kışla Bölgesi) ve Kadıköy – Üsküdar hattının yaya ve toplu ulaşım öncelikli üst kararı ile yaşayan bir kültür alanına dönüştürülmüştür. Su çevresi ve Boğaz vistalarıyla oluşturulan çoklu insan-su ilişkileri keşfetmeye değer bir kent parçası sunmaktadır.

Harem Otogarı noktasında önerilen kentsel “peyzaj-mekan-eylem hibriti”, mevcut yapıya birebir atıfta bulunmasa da yönlenmesi, biçimi ve suyla ve çevreyle kurduğu ilişki, geçmiş kullanımın oransal ve anlamsal izlerini kollektif bellekte taşıyabilecek referanslar barındırmaktadır.

Alanın yaşamının zenginleştirilmesi, çevresi ile yaratılan ve güçlendirilen sürekliliklere ve ilişkilere bağlıdır. Bu bağlamda üst öngörü olarak Haydarpaşa Garının kültür amaçlı değerlendirilerek sisteme entegre edilmesi ve Kadıköy-Harem ilişkisinin yaya ve alternatif ulaşımlar bağlamında zenginleşmesi, alanın yaşantısının ideal bir kentsel kıyı yaşantısına kavuşmasını kolaylaştıracaktır.
Bu nedenle, sunulan proje, noktasal ve bölgesel üst ölçek önerileri de içermektedir. Zira bir kent parçasının tek başına dönüşümünden ziyade, bir kentsel bütün içerisinde ilişkilendirilerek geliştirilmesi ve ilişkiler zinciri olarak düşünülmesi önemli olmaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın