Bu yıl ikincisi düzenlenen İstanbul Çocuk ve Gençlik Bienali, 6 Kasım'da başlayacak ama başvurular için son tarih 24 Eylül.
39 ilçenin özel ve kamu okullarında öğrenim görenlerin yanı sıra sokakta çalışan, cezaevinde bulunan ve cezaevinde doğmak zorunda kalan çocuklara da kapılarını açan bienalin detaylarını Gazi Selçuk’tan dinledik.
İstanbul Çocuk ve Gençlik Bienali Direktörü Gazi Selçuk, buluştuğumuz sabahın gecesinde gördüğü rüyayı anlatıyor önce: “Bir olaylar olmuş, çatışmalar çıkmış, biz evi ailecek terk etmişiz. Sonra ben artık ne içinse geri dönmüşüm. Binada asansörler çalışmıyor. Merdivenlerden çıkıyorum. Her yer duman içinde. Yerlerdeki ahşaplar sökülmüş, dolaplar parçalanmış. Evimiz adeta 2. Dünya Savaşı’ndan kalmış. Nasıl desem; böyle evsizlerin yaşadığı metruk bir yere dönüşmüş… Uyandığından beri neden böyle bir rüya gördüm diye düşünüyorum. Sebebi açık aslında: Her gün bir patlama, bir çatışma, bir kaza… Tüm bunlar bir şekilde kaydediliyor bilinçaltımıza. Normalleşmek hayati bir ihtiyaç. Sanat da bunun için var; hayatımızı normalleştirip bizi inceltmek için…”
İstanbul Çocuk ve Gençlik Bienali’nin hiç bilmediğimiz niyetleri mi var?
Tabii. Sadece sanat eserleri sergilensin diye yapmıyoruz. Öncelikli isteğimiz hayatın normalleşmesine katkı sağlamak. Sanat hayatı normalleştirir, insanı inceltir çünkü. Çocukları da inceltir, onların hayatla bağlarını güçlendirir, bakış açılarını genişletir. İlla sanatçı olacaklar diye bir şey yok. Ama insanın sanatla küçük yaşlarda tanışması çok önemli. İlköğretimin birinci kademesine kadar çocuklarımızı sanatla buluşturduk, buluşturduk. Sonrasında aynı etkiyi yapmaz.
Bienalin birincisi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle gerçekleşmişti. İkincisi nasıl yapılacak?
20 yıldır kültür sanat ve çocuk eğitimi üzerinde çalışan biri olarak en büyük hayalim bir çocuk bienali düzenlemekti. Olur mu, olmaz mı derken 2010 sonunda yaptık gerçekten. Üstelik 5.000 öğrencinin katılımı ve 65 bin kişinin ziyaretiyle. Bu senenin başından beri de herkes sormaya başladı; ikincisi ne zaman diye. Nasıl yapalım, nasıl edelim derken önce bir danışma kurulu oluşturduk ve herkesin kendi olanakları çerçevesinde destek olmasını istedik. Milli Eğitim Bakanlığı, valilik, özel girişimler… Yürütme için de bir dernek kurduk: Palet Kültür Sanat Derneği. Böylece yola koyulduk.
Süreç nasıl işliyor? Çocuklar kendi iradeleriyle başvurabiliyorlar mı?
Bienal, 1-18 yaş aralığındaki herkesin; öğretmen, veli veya sanatçı eşliğindeki sanatsal üretimine açık. Bir kavramsal çerçevemiz var tabii ki. Geçen seneki “Değişiyorum Farkında mısın?” idi. Bu seneki “Düş Çocuk, Gerçek Çocuk”. Biz okullara duyurduk; öğretmenler öğrencilere anlatıyor. Öğrenciler de fikirlerini veli ya da öğretmenleri aracılığıyla bize iletiyor. Son aşamada; küratörlerimizce onaylanan fikirler, yani projeler iş olarak bize ulaştırılacak ve sergilenecek.
Başvurular ne zamana kadar? Bir de gerçekten İstanbul’daki bütün okullarda duyuru yapabildiniz mi?
Bütün okullara yazı gitti. Tek tek hepsine. Üstelik şartname ve başvuru formuyla birlikte. Şimdi okullar açılınca öğretmenler çocuklara duyuracak. Çocuklar bir iki hafta düşünüp taşınacak; sonra da fikirler bize gelmeye başlayacak. Başvuru için son tarih 24 Eylül ama bunu bir iki hafta daha uzatabiliriz.
Cezaevindeki çocuklar için nasıl bir süreç işleyecek?
Cezaevleriyle ilgili bir dernek var: CİSST (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği). Onların desteğiyle duyurularımızı yaptık ve cezaevlerindeki çocuklar için atölye çalışmaları yapılmasını talep ettik. Çocukların kendileri değilse de eserleri dışarı çıkabilecek. Hatta belki kendilerini de özel izinlerle çıkarabiliriz; bienal kapsamında ve birkaç saatliğine… İstanbul’da şu anda, suçsuz olduğu halde anne bakımına muhtaç olduğu için cezaevinde yaşayan 300 kadar çocuk var.
‘Uçurtmayı Vurmasınlar’daki Barış gibi mi?
Aynen öyle. Hiç dışarıyı görmemiş çocuklar. Çok dramatik tabii… Zaten Türkiye’de nereye dokunsak dramatik bir hikâye çıkıyor karşımıza.
Sergi ve etkinlikler bu yıl hangi mekânlarda yapılacak?
Türkiye Deniz İşletmeleri ile yaptığımız işbirliği neticesinde 10 Şehir Hatları vapuru ve Kadıköy’deki Karaköy iskelesinde olacağız. Ayrıca Şirketi Hayriye Sanat Galerisi ve Taksim Meydanı’nda… Bir de Hasköy İplik Fabrikası’yla görüşüyoruz ama daha neticelenmedi. Bakalım…