Okyanus, deniz, göl ya da nehir kıyısındaki bu evler hem tasarımları hem de manzaraları ile büyülüyor.
Seattle Portage Limanında konumlanan bir zamanların gösterişsiz yüzen evi 10 yıl süren restorasyon çalışması sonunda yenilendi.
Evin sahibi Denis Draper, Ninebark Design Build’den Mimar Ryan Mankoski ve eşi İç Mimar Kim Mankoski ve yerel bir inşaat firması Dyna Contracting’i yardımıyla 1.000 m2‘lik bu yeri çevresiyle uyumlu ve sürdürülebilir bir anlayışla yeniledi.
Evi taşıyan sedir ağacı şamadıralar gibi yapının bir çok elemanı orjinal yapıdan üretilmiş. Dış mekanda, kuzeybatının yağışlı havalarına dayanıklı olan Cor-Ten çelik ve sedir alaşımı tercih edilmiş. Doğuya bakan duvarların neredeyse tamamı cam. Yapının iç mekanı 400 m2‘lik bir terasla tamamlanıyor.
Maine sahilinin 20 mil açığında bir adada bir yazar kızının da yardımıyla yalnızca bir oda değil kendi yeşil geçidi inşa etti.
Columbia Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi’nden emekli Bruce Porter, 30 yılı aşkın bir süre boyunca, bu adada bulunan küçük arsası için çeşitli planlar yaptı. Sonunda kızı Alex mimarlık fakültesini bitirdikten sonra onunla birlikte bu projeyi gerçekleştirdi.
Ev yasal su kenarına yasaların izin verdiği kadar manzaradan yararlanabilecek şekilde su kenarına yakın ve atık suların sızabileceği mesafeden uzakta bir konumda bulunuyor. Güneş panelleri doğrudan güney tarafından güneş alacak şekilde yerleştirilmiş. Evin yerleşiminde kuzeydoğu yönünde okyanus manzarasına yönelim sağlanırken bu yönden gelen soğuk havaya karşı ondüline metal levha ile pencere ve kapıların örtülmesi sağlanmış.
Ziger/Snead Architects, beton, cam ve çeliği kullanarak Virginia’nın kırsal bölgesindeki kürekçiliğe bir nazire olarak Row House’u inşa etmiş.
Virginia’nın Rappahannock Nehri’nde bulunan bu haftasonu evini sipariş eden Baltimore’lu çiftin favori hobisi kürek çekme ve bu spor binanın şeklinde olduğu gibi çevresinin de şekillenmesinde ilham kaynağı oldu. Baltimorelu Ziger/Snead Architects evin pürüssüz profillerini “hem kabuğun canlılığı (parlaklık) hem de araziye hafifçe oturuşu” açısından kürek teknesinin kontürlerinden yola çıkarak tasarlamışlar. Yapının kıyı şeridi konumu sadece bağlantıyı güçlendiriyor. “Evin her yerinden araziyle suyun buluştuğu an görülebiliyor.”
Georgia Limanı’nda iki aile tarafından paylaşılan bu ev, birlikte yaşam konusunda mimari bir deney niteliğinde. Tatil kompleksi olarak kullanılan evin tasarımı iki ailenin mekanları arasında geçişleri yüreklendiriyor ve misafir tuvaletleri ile veranda gibi ortak kulanım mekanları öneriyor. İki ailenin mekanlarını ve misafir tuvaletlerini saran veranda çoğu kez hazırlıksız ortak yemeklerin yendiği yer oluyor.
Finlandiya’daki bir adada bulunan prefabrike kulübe harika bir yaz kaçamağı sunuyor.
Linda Bergroth küçük ölçekli prefabrike prototipini geliştirirken aklında bahçe işleri ve depo vardı. Finlandiyalı tasarımcı Helsinki merkezli Avanto Architects ile birlikte şu anda Kekkila markasından satın alınabilen kulübe ile serayı tek bir ahşap çerçeveli, eğik çatılı ve cam duvarlı strüktürde birleştiren yapıyı tasarladı.
Bu strüktür cam paneller, çelik donatı ve yan cepheyi kucaklayan ahşap bir kulübeden oluşuyor.
Yerden 3,5 metre yüksekte yapılan bu ev su baskınlarına, tsunamilere, hortumlara ve gelgitlere dayanacak şekilde tasarlandı. Yerden cama kadar yapılan camlar ise dışarda olma hissi uyandırıyor, sanki bütün ev tek parça bir döşeme ve stratejik şekilde tüm dış etmenlerden muhafaza edilmiş. Banyonun dar penceresinden bile okyanus manzarası görmek mümkün. Yatakların kaldırılarak duvarların içerisine girmesiyle daha fazla yaşam alanı oluşuyor.
Kuzey Kaliforniya’da bulunan bu evin tasarımında verilen kararlardan ilki fosil yakıtlara olan bağımlılığın en aza indirilmesi olmuş. Isıtma ve havalandırma sistemlerinin tamamının elektrik ihtiyacı güneş pilleri karşılanıyor. Bu paneller aynı zamanda sıcak su ihtiyacının karşılanmasında da, güneş panellerinin yanında yardımcı olarak kullanılıyor.
Her ne kadar tamamen enerji bağımsız olmasa da, ev enerji fazlasını çevreye dağıtıyor. Evin sahibi Smith, elektrikle ısınmanın pahalı olduğunu bildiklerini ancak evde bulunan enerji santralinin haftada 4 gün kullandıkları bu ev için yeterli olduğunu söylüyor. Evin mutfak için harcadığı propan yakıtı saymassak ev hiç enerji tüketmiyor.
Evin plan şeması mekan konforunu doğal yollardan karşılarken iç ve dış mekanlar arasındaki ilişkiyi de güçlü tutacak şekilde yapılmış. Yönetmelikler yüzünden yerden en az 1 metre yukarıda yapılması gerektiğinden, büyük bir ahşap platform olarak düşünülmüş.
Soğuk günlerde tavan fanları ters yönde çalışarak sıcak havayı döşemeyi ısıtacak şekilde yönlendiriyor.
Dış mekanlarda az bakım gerektiren malzemeler kullanılmış.
Asıl amaç büyük bir sosyal mekan tasarlanmak olduğu için diğer mekanlar daha küçük odalar olarak tasarlanmış. Evin iki tarafında iki küçük yatak odası ve banyo ve bir adet de çocuk odası bulunuyor.
Otantiklik ve sadelik arayışındaki Kiwi Architect mimarı ve eşi yerel mimariye yeni bir soluk getiren modern bir kumsal evi yaptılar.
Evin kumsala bakan tarafı kum tepeleri ve Kapiti Adası manzarasıyla çevreden soyutlanıyor.
Evin planı açık bir mutfak oturma odası ve yemek odasının bulunduğu tek bir mekan olarak tasarlanmış. Dış mekanda yatak odası ve oturma odasının arasındaki boşluk çamaşırlık olarak kullanılıyor.
Bir dizi güneş paneli, rüzgar tribünü ve sürdürülebilir pasif stratejiler sayesinde şehirden kilometrelerce uzaktaki bu Şili sahil evi yaşam komforunu en yüksek düzeyde sağlıyor.
Yüksek bir kayalığın üzerine outran ev Pasifik Okyanusu’na bakıyor. İnşaat alanından çıkarılan taşlarla yapılan ev bir yandan çevresine uyum sağlarken diğer yandan bu sayede gündüzleri ısıyı emerek geceleri dışarı salan bir ısı duvarı oluşturmuş oluyor.
Oturma ve yemek odaları gün boyu doğal ışıkla aydınlanıyor.
Ev iskeleler üzerine inşaa edilerek doğal yapıya minimum etkide bulunulmuş.
Doğa ile bütünleşen Big Sur, California’da bulunan 180 m2‘lik bu ev mimar Mary Ann Schickentanz tarafından tasarlandı. Ev tepenin içerisine gömülen bir taş zemin üzerine oturuyor. Yatak odasını çevreleyen döşemeden tavana camlar Pasifik Okyanusu manzarası sunuyor. Kullanılan yerel çimler, büyük keresteler ve çok sayıda taş doğaya yakın yaşama hissini güçlendiriyor.
Craig Steely tarafından Hawai’de volkanik akıntı üzerine yapılan bu ev, iç mekanda ahşap kaplamalara sahipken, genel olarak klasik ve modern üslupların bir sentezini sunuyor.
Az mobilya kullanıldığı halde ev sıcak ve rahatlatıcı bir havaya sahip. Cilalanmış ahşap masanın üzerindeki Nesso lamba, açık planlı yaşama alanına turuncu bir ışık yayıyor.
Eve ulaşan merdivenler volkanik kayadan kesilmiş.
Cam doğramalara yapılan çaprazlar tıpkı bir kitaplıktaki gibi rijitliği korumak ve gerilimi dengelemek üzere yapılmış.
Evin sahibi Valerie Phelps, 12 metrelik duvarlarının tamamı cam olan oturma odasında dururken, “hep camdan bir evde oturmak istemiştim” diyor. 270 derecelik panaroma mutafağından doğal manzarayı görmesini sağlıyor. Evdeki tüm mekanlar benzer biçimde çevresiyle bütünleşiyor. Oturma odasındaki yerden tavana camlar dışarıda olma hissi yaratıyor. Bütün camlar çift katmanlı ve argon gazı ile doldurulmuş. Bu sayede çok soğuk havalarda bile ısı korunumu sağlanıyor. Beton döşemelere entegre hidronik ısıtma sistemi kışın en soğuk günlerinde çıplak ayakla gezmeye olanak sağlarken aynı zamanda odadaki mobilya ve diğer eşyalarında ısınmasını sağlıyor. Yapının kuzey duvarı ondüle galvanize çelik panellerle kaplanmış ve yalnızca bir kaç küçük pencere için yer ayrılmış. Bu sayede yapı kuzeyden 100 mil hızla esen rüzgarlara karşı koruma sağlanmış.
Küçük bir adanın yalnızca tekne ile ulaşılan bir kenarında bulunan bu yüzen ev adeta su ile yaşıyor. Doug ve Becca Worpie’ye ait Ontario’da bulunan evin cepheleri tamamen sedir ağacından yapılmış. Yatak odasındaki şömine yerel bir granitten yapılmış ve iki yatak odası ile banyonun ortasında bulunuyor. Bir bilgisayar yazılımı tarafından oluşturulan desen merdivenlerin üzerine delikler halinde işlenmiş ve bu sayede yağan yağmur aşağıdaki göle ulaşıyor. Banyodaki yüksek parlaklıklı iroko- ahşabı lavabo Toronto Üniversitesi öğrencileri tarafından tasarlanmış.
Bu ev su kayağı pistini ve aynı zamanda Florida’nın yakıcı güneşinden ve sağnak yağmurlarından korunmak amacıyla tasarlanmış. Kuzeye bakan cephede bir dizi yerden tavana cam oturma odası, yemek odası ve mutafağa açılıyor. Çatıyı oluşturan ondülin metal kaplama yapının önündeki terasa gölgelik oluştururken altında kalan çapraz kirişlerden serin havayı içeri alıyor. Ana mekanların manzarası bir yana, evin en beğenilen manzarası yatak odasından izlenebilen vaşaklar, geyikler, yaban hindileri, su samurları ve hatta nadiren de olsa sürü halinde geçen timsahlar.
Bu tekne evinin ardındaki Haudini tarzı mimarlar, dev metal kirişler kullanarak yapıyı saklıyor ve gölün doğal peyzajından çıkan bir tepecik ilüzyonu yaratıyorlar.
Agathom şirketindeki mimarlar bir yapıyı görünmez yapma fikrinden başlangıçta korkmuşlar. Standart kayıkhane fikirlerini bir kenara bırakıp yeni bir fikirle ortaya çıkmaları gerektiğini farketmişler. Sonunda daha çok madenlerde ve tren tünellerinde kullanılan çelik arkları kullanmaya karar vermişler.
Sonunda ortaya çıkan yapı müşterinin isteğini yerine getiriyor. Çelik kaburgalarının büyük bölümü saklanarak, yerel kayıkhanelerin mimari diline uygun bir görüntü ortaya çıkartıyor. Suya bakan kapılar denizci usulü malzemeden yapılmış ve üstleri yörede sıkça kullanılan sedir ağacı ile kaplanmış. Yapının ortaya çıkartığı tepecik gölün mazarasını izlemek için en uygun yer haline gelmiş.
Yüzen çiftlik evinin transparan eklentisi çatısının formuyla 1820’lerden kalan orijinal yapıya uyum gösteriyor. Saçakların altında kalan veranda, bir dizi kolon tarafından taşınıyor. Yerden tavana kadar uzanan dev cam duvarın hemen yanında büyük bir yemek masası duruyor. Lamine ahşap mutfak dolapları mavi renkli taş ile kaplanmış.
Yapı tasarlanırken, arkaik ve modern elemanların birbirleriyle olan kontrastları sayesinde güzelliklerini ortaya çıkarmaları umuduyla tasarlanmış.
Mimar Cary Tamarkin bu evi ailesi için bir yaz evi olarak tasarladı. 260 m2’lik Long Island Sound’a bakan Shelter Adası’ndaki bu ev için tam bir rahatlama yeri olarak bahsediyor kendisi. 2 yatak odalı misafir bölümü evin zemin katını oluşturuyor. Üstte üstü kapalı bir koridor mutfak, yemek odası ve oturma odasını çocuk odaları ve yatak odasından ayırıyor. Mimar Tamarkin Georgia ve Florida akıntı ve nehirlerden kurtulan 100 yıllık bir servi ağacını yapının strüktürü ve gövdesi için kullanmış.
Tasarımın odak noktası çevrenin güçlerine, sesler, rüzgarlar, manzara ve ışığa yanıt verebilen, dış yaşama odaklı bir yapı ortaya koymak olmuş.