Kentsel dönüşümün ilk ve en büyük örneği Ayazma-Bezirgânbahçe dönüşümünde tersine göç başladı. Ta ki yeni gecekonduları da dönüşene kadar.
Sabahın ilk saatlerinde uyandı. Yarım asırlık ömründe tıpkı son 30 yıldır yaptığı gibi uzun eteğini giydi, beyaz tülbentini taktı, ayağına çorabını, terliğini giyip sokağa çıktı.
Ancak bu sefer gördükleri önceki 30 yılına hiç mi hiç benzemiyordu. Kapıdan adımını attığı anda kendini kutu kutu dizilmiş apartmanların ortasında buldu. Soğanını, domatesini ekip biçtiği bir avuçluk bahçesinin özlemi ile etrafındaki kuru yeşilliklere baktı.
İstanbul ‘da Ayazma, Tepeüstü ve Bayramtepe gibi bölgelerde oturanların gecekonduları karşılığında taşındıkları Bezirgânbahçe’deyiz. Türkiye ‘nin ilk ve en büyük kentsel dönüşüm projesinde.
Türkiye ‘nin kentsel dönüşüm için atağa kalktığı bu günlerde 5 yıl önce hayatın başladığı bu örnek dönüşümde neler yaşanıyor, gecekondu hayatından site yaşamına nasıl uyum sağlandı, hayatlar nasıl değişti? Yoksa dünyanın da ilgi alanında olan Ayazma’dan Bezirgânbahçe’ye dönüşümden kaçışlar mı başladı?
Mayıs ayında Meclis’ten geçen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa’ya göre dönüşüm projesi üç büyük kentten başlayacak. İstanbul ilk sırada. Öncelik afet riski taşıyan bölgelerdeki yapıların ve gecekonduların yıkımı. Uzmanlara göre, bugüne kadar en büyük kentsel dönüşüme tanıklık edecek olan Türkiye ‘nin adımlarını mevcut dönüşümlerin fotoğrafını çok iyi çekerek atması gerekiyor.
Önce eğitim sonra dönüşüm
Kentsel dönüşümün “Dönüştürdük oldu” denilemeyecek kadar ciddi bir iş olduğunu belirten uzmanlar ‘önce eğitim sonra dönüşüm’den yana. Bunun için de Bezirgânbahçe dönüşümünün örnek bir vaka olarak ele alınması gerekiyor. Ayazma ve Tepeüstü bölgeleri 2004 yılının haziran ayında kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. 1400’den fazla gecekondunun bulunduğu koca mahallede İstanbul Büyükşehir Belediyesi , TOKİ ve Küçükçekmece Belediyesi arasında yapılan protokolün hemen ardından bu bölgelerde hak sahipliği tespiti yapıldı. Tespitler bir yıl sürdü. Gecekondular yaklaşık 10 bin TL’ye sayıldı. Kentsel ev için 30 bin TL civarında da borçlanıldı.
Emektar gecekondularıyla vedalaşan vatandaşlar 2007 yılında yeni evlerine taşındı. Ama bu süreç hiç de anlattığımız kadar kolay olmadı. Direnişler, itirazlarla başlayan dönüşümde daha kat edilecek çok yol var.
Gecekondumuz saraydı
Bezirgânbahçe’de ortak dil geçim sıkıntısı… Evinin önündeki ağaca dayanmış, derin düşüncelere dalmış Etem Çankaya’nın da derdi aynı. “Modern hayat bize ağırdır” diye söze başlayan Çankaya, bir bir sıralıyor: “Evde 6 kişiyiz. Bayramtepe’deki gecekondumuz saraydı. Gücümüz yeter mi yetmez mi diye sormadan taşıdılar bizi bu evlere. Bizim bu yükün altından kalkmamız için evde en az üç kişinin düzenli olarak çalışıyor olması lazım.” Çankaya, Bayramtepe’deki komşularının birçoğunun burada geçinemediği için yine gecekondu mahallelerine taşındığını söylüyor.
Başımızda ‘adiyat’ belası var!
Bezirgânbahçeliler için en ağırı da elektrik-su-doğalgaz faturası. “Biz evde 8 kişiyiz. Ütü yok, fırın yok. 70 lira elektrik parası geliyor” şikâyetleri herkesin dilinde. Öyle ki herkes sözbirliği etmişçesine kendilerine yüksek elektrik tarifesi uygulandığından bahsediyor. Ancak ismini vermek istemeyen yaşlı teyze neden ağır geldiğini lafı dolandırmadan anlatıyor: “Kızım bunlar bize gecekonduda bedavaydı. Başımızda bir de adiyat (aidat) belası vardır.”
Herkes eski hayatına dönüyor
50’li yaşlardaki Kevser Gün evini satılığa çıkardığını anlatıyor. “Ayazma’da yaşam kolaydı” diyen Gün’ün evinin altındaki dairede de satılık ilanı asılı. “Çok mu giden var” soruma yanıtı “Çok… Benim oğlum da gitti. Çünkü nüfus kalabalık, ev küçük, masraf çok. Dayanamadı sattı, kiraya gitti. Şimdi de biz gideceğiz” oluyor.
Kevser Gün, apartmanlarındaki üç katın sahiplerinin tamamen değiştiğini söylüyor. Bezirgânbahçe’de çalışan kadın sayısı çok yüksek. Kadınların hepsi de ilk defa çalışma hayatına dahil olmuş. Kimi bir restoranda, kimi matbaada çalışıyor. Bir kısmı da bulaşıkçılık yapıyor ya da temizliğe gidiyor.
Şehir efsanelerinin bini bir para
Hemen hemen herkes yeni sitelerine hâlâ yabancı. Bu nedenle de dedikodular havada uçuşuyor. “Konutların bir kısmı yıkılmak üzereymiş”, “Bina kaymış”… Etrafta dolaşan iddialardan sadece birkaçı. Yıkılmak üzere olan binalar da parmakla gösteriliyor. Hatta söylenenlere göre TOKİ ve belediye yetkilileri bunun için etrafta çok fazla dolaşmaya başlamış. Ama kimse somut bir belge ya da tespitten haberdar değil. Kimden duydun, Mahsun’un babasından, Bedirhan’ın annesinden!
Kadınlar ilk defa çalışma hayatına katıldı
Yolun ortasında içi ve etrafı marul, maydanoz, taze soğan dolu bir kamyonet. Gölgesinde de pazarda satılacak yeşillikleri temizleyip deste yapan bir aile. “Eski yerimizi çok özlüyoruz. Burası zengin yeri, Ayazma fakirlerin yeriydi” diyorlar. Evin kadını, elektrik faturasından dert yanıyor: “Ütü bile yapmıyoruz.” Kayınvalide bile eve katkı için çalışıyor.
Çocuklar mutlu
Bedirhan, Enes, Doğukan ve Ömer. Çöp konteynirinin üzerinde yeni hayatlarını anlatıyor. Yaşları küçük ama su satarak aile bütçesine katkı sağladıklarını söylüyorlar. Kalabalık bir aile olmadıkları için “Biz şanslıyız. Çünkü odamız var” diyorlar.
Burada suyumuz musluklardan akıyor
Yazgül, Masum, Leyla ve Gurbet… Hepsi kardeş. Ayazma’dan gelmişler. Evleri 2+1… “Orada su yoktu. Her ay tankerler geliyordu. Suyumuzu ordan alıyorduk. Burada sular musluklardan akıyor” diyorlar. En büyük sıkıntıları ise buraya taşınınca annelerinin çalışmaya başlamış olması ve babalarının üzerindeki yükün her gün artması. Onlar da eski komşularının çevredeki gecekondu bölgelerine döndüğünü söylüyor.
Gecekondu sahiplerinin aynı projeye taşınması dönüşümü zorlaştırıyor
Dönüşümün yönetimi de oldukça zor. Site hayatı ile ilgili belediyenin açtığı kariyer ofisinde dört yıl boyunca eğitimler verilmiş. Ama buna rağmen sıkıntılar bitmiş değil. Çocuğu uyusun diye asansörde aşağı yukarı dolaşan da var, yangın çıkaran da. Dairelerin önlerindeki kilimler de cabası. En ufak bir şeyden kavga çıkması ise an meselesi.
Uyum süreci nedeniyle de siteye 4 yıl öncesine kadar yönetici dayanmıyormuş. 2 yılda tam 5 yönetici değişmiş. Sitenin yönetimi ise şu anda Boğaziçi Yönetim şirketinin kontrolünde. Yönetici de dört yıldır Muhammed Sever. Sever’in anlattıkları kentsel dönüşüm gerçeğine dair önemli ipuçları ve dersler veriyor.
Bezirgânbahçe kentsel dönüşüm projesinin dünyanın da örnek vaka olarak ilgisini çektiğini belirten Sever, ” Meksika , Belçika , Almanya , Hollanda gibi dünyanın birçok yerinden hem öğrenci grupları hem de akademisyenler gelip incelemeler yapıyor. Tek tek sakinlerle konuşuyor” diyor. Gecekondudan site hayatına geçiş sürecinde Küçükçekmece Belediyesi’nin önemli çalışmalara imza attığını belirten Sever bölgenin farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını vurguluyor. Sever’in tespiti şöyle: “Ayazma tamamen bu bölgeye taşınmış. Gecekondu bölgesindeki herkesin aynı projeye taşınması site hayatına geçişi sancılı kılıyor. Doğru olan ayrı ayrı bölgelere yapılması.”