Samsun’da dere yatağındaki konutları yüzünden “selin felakete dönüşmesi”ne neden olan TOKİ, Yalova’da da 99 depreminde adı “Ölüm Ovası”a çıkan Hacı Mehmet Ovası’na yüzlerce konut sıralıyor!
Bu bir “cahil cesareti” olamayacağına göre, acaba hangi anlayıştan kaynaklanıyor?
Son yasalarla, her türlü “yapı denetiminden muaf” tutularak, yine her türlü “imar yetkisi”yle donatılan TOKİ, ülkenin tüm yörelerinde olduğu gibi Yalova’da da “kendi başına buyruk” inşaatlar yapıyor.
İmar planlarını ve projelerini kendisi yapıp onaylayan; bu yetkisini kullanırken de o kentin genel imar ilkelerini ve nazım plan kararlarını “umursamayan” TOKİ’ye sağlanmış bu ayrıcalık şöyle yorumlanıyor:
“Başbakanlığa bağlı ve teknik donanımı güçlü olduğu için yanlış yapmayacağı kabul ediliyor.”
Oysa sadece Samsun’daki sel baskınında kanıtlanan “yanlış yer seçimleri”yle değil, Bursa örneğindeki gibi tarihi peyzajı tahrip eden, “kente saygısız” rant amaçlı yapılaşmalarıyla da bu kabulün doğru olmadığı her gün yeni örneklerle ortaya çıkıyor.
Nitekim Yalova’da, Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce “Önlem Şartlı Alan” ilan edilerek “2 kat sınırlaması” getirilen Hacı Mehmet Ovası’nın yüzlerce blokluk TOKİ projesiyle yeniden betonlaştırılması, bu kuruluşa tanınan denetimsiz yetkilerin gözden geçirilmesini artık zorunlu kılıyor.
Deprem açısından “en sakıncalı zemin” yapısının bulunduğu ovadaki apartmanların 99 depreminde çökmesiyle 2 bine yakın insanımız ağır beton tabliyelerin altında kalarak yaşamını yitirmişti.
Aslında “bataklık” olan bölgede TOKİ “kendi yetkisi”yle yaptığı imar planına göre “4 katlı” konutlar inşa etmeye başladı! Yapı.com.tr’nin haberine göre 2008 yılında 1152 konutun tamamlandığı bölge, bu nedenle diğer inşaat firmalarının da göz koyduğu yeni bir yapılaşma alanına dönüştü. (20 Temmuz)
Belediye ise bu “sakıncalı gelişme”ye engel olmak yerine, plan değişiklikleriyle kat yükselterek ölüm ovasının yeniden “rant ovası” haline gelmesine destek ve önder oluyor.
İlk aşamada 2 kattan 3 kata; ardından 4 kata olanak sağlayan bu plan değişiklikleri yüzünden Hacı Mehmet Ovası giderek bir “şantiyeler bölgesi” görünümünü alırken Yalova Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Özsümer, gelişmeyi bakın nasıl “övünerek” savunuyor:
“Burası depremden beri kullanılmıyordu, insanların yürümeye bile çekindiği bir alandı. Şu an Yalova’nın en hızlı gelişen mahallesi.”
İşte böylesi bir “umarsız”lık karşısında, meslek odalarının tepkilerini ise ne bakanlık dikkate alıyor, ne de TOKİ…
Örneğin TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yalova Temsilcisi Özgür Bayraktar diyor ki: “Burada zemin diye bir şey yok. Depremde ovanın yüzde 90’ı yıkılmıştı.. yeniden imara açılması çok büyük hata.”
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yalova Temsilcisi Mahmut Renkler de şunları ekliyor: “Ova, eski Safran Deresi’nin çevresi, alüvyonlarla oluşmuş bir zemin.. burada inşaat maliyeti, sağlam zemindekinin dört beş katı. Değer mi?”
Nitekim yine İMO yetkilileri, 2006’da başlanan TOKİ’lerin temellerinde eksik demir kullanıldığını ilgililere bildirmişler, ama oralı olan yok!
Bütün bu eleştirilere TOKİ’nin savunması ise “fore kazıklı derin temeller” yapmaları… Mühendislik açısından belki kabul edilebilir, ama “ölüm ovası”nda yeniden yapılaşmaya önderlik etmek, Başbakanlığa bağlı bir kamu kuruluşuna yakışır mı?