Açıklama Raporu
Mezar insanoğlunun ölümünden sonra bıraktığı en önemli hatırlatıcı yapıdır. Ölüm gerçekleştikten sonra dünya üzerinde bırakılan simgedir. Bu simge ölen kişi için düşünülerek yapılsa da yapıldığı andan itibaren yaşayanları etkilemektedir. Bu durum yaşam-ölüm ilişkisini mezar üzerinden okunabilir kılmaktadır. Mezar taşı mezar sahibini temsil etmektedir. Bu temsiliyet geride kalanlara yaşanmışlıkları hatırlatır ve geçmiş ile bağ kurulmasını sağlar.
Günümüzde mezarlıkların genel görünümünü yükseltilmiş kaideler oluşturmaktadır. Her mezar üreticisinin kendi
sınırını keskin hatlarla belirlediği görülmektedir. Bu durum mezarlıkların kullanılabilirliğini zorlaştırmaktadır. Ali Nezih Uzel ve ailesinin mezarının tasarımın da bu soruna cevap aranmıştır. Mezar sınırını tanımlayan hat güney yönde yer alan komşu mezar dikkate alınarak düzenlenmiş, kuzey ve diğer yönlerde ise toprakla aynı seviyede olması düşünülmüştür. Yazıların yer aldığı iki adet mezar taşı ise mezar sahiplerini temsil edecek şekilde mezar çevresinden sıyrılarak oluşmaktadır.
Tasarımın yapıldığı alanda yer alan mezarlar yükseltilmiş kaidelerden oluştuğu için bu çeperlerin bir alanı tanımladığı görülmektedir. Yeniden bir sınır oluşturulmamıştır. Mezar çerçevesinin toprakla aynı seviyede düzenlenmesi sayesinde bu alan, mezarı tanımlayan yer haline getirilmiştir. Mezarlarda toprak kotunun değiştirilmesi sık kullanılan bir uygulamadır. Tasarlanan mezarda ise toprağın doğal eğimi korunarak yeryüzü ile yeraltında bulunanların hassas ilişkisi tanımlanmıştır. Kuzeyde toprak kotu ile aynı seviyede başlayarak komşu parselde yer alan mezar ile aynı seviyede bitirilerek mezar sınırı belirlenmiştir. Toprak ile taş aynı seviyede kullanılması sınırın hassas bir şekilde düzenlenmesini sağlamış olup, toprak seviyesinin yükseltilmemesi ise gömülen insanın yeryüzü ile ilişkisini sorgulayan bir düşünce sonucu tasarlanmıştır. Çevre mezarlar ile mütevazi ilişki kuran tasarım, sınırını çevre mezarların yükseltilmiş duvarlarının belirlediği havuzda biçimlenmektedir.
Tasarımın şekillenmesinde Ali Nezih Uzel ile ailesinin mezarının ilişkisinin nasıl olacağı sorusu belirleyici olmuştur. Dikey ve yatay mermerler bütünlük oluşturacak şekilde aile kabristanını oluştururken Ali Nezih Uzel’in isminin yer aldığı taş ise mezarın işaretleyici unsuru olmuştur. Yazıların yer aldığı dikey ve yatay mezar taşların arası açık bırakılarak toprak geçirgenliği sağlanmıştır. Bu durum mezarın çevresiyle bağ kurmasını, çevre mezarların çeperleriyle oluşan havuza açılmasını sağlamaktadır. Doğu yönünde toprak seviyesiyle aynı düzenlenen mermer hat ile mezar taşlarının bulunduğu batı hattında çevresiyle ilişki kurulması önemsenmiştir. Kapalı çevre duvarlarından oluşan mezar değil, çevresiyle ilişki kurabilen mezar düşünülmüştür.
Mesnevi’nin ilk on sekiz beytinde yer alan Mevlevilik için önemli simge durumunda olan ney kamışı mezarda yer almaktadır. Tasarımda şimdi üzerinde bulunan ney kamışları ve bunların birlikte olduğu fidan korunmuştur. Yazı mezarın tanımlayıcı bir unsurudur. Mezar sahibi bilgileri doğum-ölüm tarihleri mezar taşında kullanılmıştır. Hüve’l-Hallâku’l-Bâkî ise Müslüman mezarının önemli bir ifadesidir. “Her şeyi yaratan, ölümsüz ve ebedî olan sadece O’dur.” ifadesi anlamında olan “Hüve’l-Hallâku’l-Bâkî”Allah’ın ebedi oluşunu ifade etmektedir. İnsanın geçiciliği ve bundan dolayı mezarın vücut bulduğunu belirten önemli bir hattır. Hattat Mustafa Halim Özyazıcı’nın eseri olan “Hüve’l-Hallâku’l-Bâkî” yazısı aile kabristanının simgesel ifadesi olan taşta kullanılmıştır.