Yapı sektörü, sürdürülebilir çevre ve iklimin korunması konularında en fazla gelişme potansiyeline sahip sektör.
Halen binaların tükettiği enerji miktarı tüm enerji tüketiminin 1/3’ünü oluşturmaktadır ve bu anlamda sektör, çevre ve iklim değişiklikleri konusunda büyük bir sorumluluk taşıyor.
Enerjinin etkin kullanılması, enerji kaynaklarının israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi, çevrenin korunması için enerji kaynakları ile enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması amacıyla yeni ve mevcut binaların tasarım ve uygulamalarında özellikle Avrupa Birliği’nde bir dizi kanunlar yayınlandı. Bu sayede enerji tasarruflu bina tasarımları desteklendi.
Alman Araştırma Enstitüsü BMVBS’nin maddi katkılarıyla 2011 yılının sonlarında yapımı tamamlanan, Berlin şehrindeki 4 kişilik bir aile için tasarlanan “Artı Enerji Evi” yarışmasını, Stuttgart Üniversitesi’nde tasarım ve mimarlık bölümünden sorumlu Prof. Werner Sobek ve ekibi kazandı.
Yarışmanın amacı, mimari ve estetiğin yanında sürdürülebilir bina konseptinin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının binaya entegrasyonunun sadece teoride değil uygulamada da mümkün olduğunu kanıtlamak, bu konseptin ve üretilen artı enerjinin depolanıp elektromobil aracın şarj edilmesi kavramının halka tanıtılması. Bu ev ziyaretçiler tarafından 1 sene boyunca ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Evin konsepti, yaşama alanı içerisinde yer alan çekirdek teknik sistemlerin, öne çıkarılarak gözler önüne sunulması için dikkat çekici bir camekan yapı içerisinde kurgulandı. Ev ve elektrikli araçlar ile ilgili bilgiler gerçek zamanlı olarak, interaktif görüntüleme sistemi sayesinde ziyaretçilere aktarılıyor.
Ana giriş, batı cephesindeki elektrikli araç şarj ve park ünitesinin üzerindeki pencere kısmında oluşturuldu. Doğu cephesine ağaçlandırılmış bir bölge ve buraya bakan özel bir balkon yerleştirildi. İki kattan oluşan evde, giriş katında oturma ve yemek odası üst katta ise yatak odaları yer alıyor.
Artı Enerji Evi tasarlanırken esnek bir kullanım özelliği olmasına önem verildi. Mekânların işlevleri kolaylıkla değiştirilebilir, diğer bir işleve uyum sağlayabilir; ayrıca evin modüler yapısı sayesinde mekanlar kolaylıkla büyütülüp küçültülebilir.
Kentselleşme kavramına uygun, enerji kazanımları en üst düzeyde ve binadaki ısı kayıpları olabilecek en alt alt seviyde olan ev, üst düzey yapı ve uygulama tekniği sayesinde kullanıcıya hiçbir konfor kaybı yaşatmadan enerji verimliliği sağlıyor.
Ayrıca binanın tüm enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor.
Tüm bu özellikleri sağlayabilmek için tasarım aşamasında yer ve malzeme seçimi özenle yapıldı. Binanın yer seçiminin en başta dikkate alınması ile tüm inşaat alanından ve çatının tamamından enerji üretimi için faydalanıldı.
Kuzey yönündeki kapalı cephe, termal kayıpların en aza inmesine yardımcı olurken, gün ışığından maksimum seviyede yararlanma hedeflendi. Bu noktada Würth Solar firmasının CIS İnce Film Fotovoltaik panelleri, yapı kabuğunda tıpkı bir cephe elemanı gibi estetik ve şık biçimde yerini alırken, enerji üretiminde büyük rol oynadı.
Kullanıcılarının enerji ihtiyaçlarını karşıladığı gibi aynı zamanda önemli miktarda da enerji üreten proje geleceğin artı-enerjili evlerinin fizibilitesini tarifle etmekle kalmıyor; aynı zamanda yapıların yaşam döngüsü içerisinde malzemelerin geri dönüşümü ile ilgili önemli örnekler ortaya koyuyor. Tasarım ekibinin planlamaya bütünsel yaklaşımı ise “yenilenebilir tasarım” kavramına yepyeni bir boyut getiriyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in açılışını yaptığı F87 Artı Enerji Evi 3 sene boyunca yakından izlenerek, etüd edilebilecek. Artı enerji konutları için ilk yapılan projelerden biri olan F87 evi, bir konutun enerji ihtiyacının tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanılabilir olup olmadığını konusunda önemli bir gösterge olacak.