Tabiatı Koruma Yasa Tasarısı'yla koruma alanlarının "üstün kamu yararı için" kullanıma açılması, sınırlarının değiştirilmesi ve işletmesinin belediyelere verilmesinin önü açılıyor.
TBMM Çevre Komisyonu’nda kabul edilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’yla milli parklar, doğal sit alanları ve yaban hayatı koruma alanları “üstün kamu yararı” gerekçesiyle kullanıma açılabilecek. 70 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi (TKİG) Sözcüsü Hüsrev Özkara, tasarıyla amaçlananın korumak değil, bu alanların kullanıma açılması olduğunu belirterek “Bahsettiğimiz alanlar zaten Türkiye’nin yüzde 3’ü. En azından buraları koruyalım” dedi.
TBMM Çevre Komisyonu’nda Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı önceki gün kabul edildi. Geçen dönem komisyonda 16 Mart 2011 tarihinde benimsenen tasarı yasalaşmaması nedeniyle kadük hale gelerek bu döneme kalmıştı. Bu kapsamda önceki gün komisyondan geçen yasanın son hali geçen dönemki haline göre önemli değişiklikler içerirken çevreci sivil toplum örgütleri tasarıya tepki gösteriyor.
Yasa tasarısının ilk halinde yer alan koruma kurullarındaki sivil toplum örgütü temsiliyetine önceki gün komisyondan geçen son şeklinde yer verilmedi. Kadük olan tasarıda yer alan Ulusal Tabiatı Koruma Kurulu, Mahalli Tabiatı Koruma Kurulları ve Tabiatı Koruma Bilim Heyeti yeni tasarıdan çıkarılırken bu kurullarda yer alan sivil toplum örgütünün temsiliyeti de yeni düzenlemede yer bulmadı.
Tasarı, milli parklar, doğal sit alanları, yaban hayatı koruma sahaları ve sulak alanların sınırlarının yeniden belirlenmesi ve koruma alanı statülerinin bile değişmesine olanak tanıyor.
70 çevreci örgütün bir araya geldiği TKİG Sözcüsü Hüsrev Özkara, kadük olan tasarının içinde sivil toplum örgütlerinin temsil edildiği ulusal ve yerel kurullar bulunduğunu fakat son tasarıda bunun tamamen çıkarıldığını belirtti.
Çevre ve Orman bakanlıklarına koruma alanlarının statüsünü kaldırma ve sınırlarını değiştirme yetkisi verildiğine dikkat çeken Özkara, “25-30 yıldır korunan bir alanı artık burası koruma alanı değil diyerek değiştirebilecekler” diye konuştu. Tasarıyla doğal alanların korunması yerine, bu alanların kullanıma açılmasının düzenlendiğini ifade eden Özkara, şunları dile getirdi: “Tasarıdaki üstün kamu yararı ifadesi çok muğlak ve her türlü yapılaşmanın önünü açabilecek bir düzenleme getiriyor. Buradaki amaç korumak değil, kullanmanın önünü açmak. Biyolojik çeşitlilik açısından önemli olan tüm alanları ve bütün koruma alanlarını üstün kamu yararı ifadesiyle kullanıma açıyorlar. Bahsettiğimiz bu alanlar Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 3’ü kadar. Zaten yüzde 97 yapılaşmaya açılmış durumda. En azından buraları koruyalım.”
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda bozuk orman alanlarının veya Hazine’ye ait olan ağaçlandırmaya uygun alanların 49 yıllığına yurttaşlara verileceğini belirterek buralarla ilgili eylem planlarının hazır olduğunu söyledi.