Gericilerin uzun yıllardır arzuladığı Ayasofya Müzesi'nin camiye dönüştürülerek ibadete açılması konusu tekrar gündeme getirildi.
Yeni Şafak gazetesi de bugün konuyu, yanıltıcı bilgi de vererek, manşete taşıdı. Gazetede görüşleri yer alan kişiler sanki Osmanoğlulları saltanatı varmış gibi konuştu.
Hükümetin, islamcı örgütlenmeleri ve muhafazakar tabanını da arkasına alarak hız verdiği dinselleştirme uygulamalarında sıra Ayasofya Müzesi’ne geldi. 1934 yılında müzeye dönüştürülen ve yapılan restorasyonla tarihi kimliği tekrar ortaya çıkarılan Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülmesi için hükümetin adım atacağı yönünde işaretler ortaya çıkmaya başladı.
AKP ile birlikte ihya olan sermaye gruplarından Albayraklar’a ait olan Yeni Şafak gazetesi, bugün “Ayasofya’yı sahte imza ile müze yaptılar” manşeti ile çıktı. İslamcı tarihçilerin çıkardığı Derin Tarih Dergisi’nin Haziran sayısındaki “Ayasofya’yı Rehinden Kim Kurtaracak?” kapak konusunu manşete taşıyan Yeni Şafak, 24 Kasım 1934’te Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülen tarihi yapının tekrar camiye dönüştürülerek ibadete açılmasını talep etti. “Fatih Sultan Mehmet’in camiye çevirdiği yerin müze yapılması Osmanlı ve islama ihanettir” eksenli haberde, açık bir çarpıtmaya da imza atıldı. Başlıkta kesin bir ifade ile “Ayasofya’yı sahte imza ile müze yaptılar” yazılırken, haber içinde bu yönde yıllardır tartışma olduğu ancak net bir bilgi olmadığı yazıldı.
Haberde görüşleri yer alan kişiler arasında Ayasofya Müzesi Başkanı ve Vakıflar Genel Müdürü gibi kişilerin de olması dikkat çekerken, Zaman yazarı İhsan Dağı da bugünkü köşe yazısında Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülmesi ve ibadete açılması konusunun yakında Bakanlar Kurulu’nun gündemine geleceğini düşündüğünü ifade etti.
Kararname Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesine aykırıymış!
Ayasofya’nın müze yapılmasına ilişkin 24 Kasım 1934 tarihli kararname ile ilgili islamcı yazar Mustafa Armağan’ın manipülatif ve kültür tarihi açısından anlamsız iddialarına yer verilirken, Yeni Şafak’ın haberinde söz konusu kararname “Ayasofya’nın ilelebet cami olmasını isteyen Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesine aykırı” olarak nitelendirilerek asıl kalkış noktasının tamamen dinsel ve padişahlık özlemi çerçevesinde olduğu açık edildi.
İnsanlığa mal olmuş tarihi bir yapıya yaklaşım: AKP camiye çevirsin, müslümanların kalbini kazansın
Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülkadir Özcan ise Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülmesi ile ilgili Demokrat Parti’nin ezanın Türkçe okunması kararını kaldırmasını hatırlatarak şöyle konuştu: “En azından alt kısım ibadethaneye çevrilirse ve bazı gelir kaynakları da iade edilirse Ayasofya kurtulur. Demokrat Parti Hükümeti 1950’de ezanı aslına çevirerek milletin gönlüne taht kurdu. Gönül ister ki, bu hükümet de Ayasofya’yı camiye çevirerek Müslümanların kalbini kazansın. Böylece bu büyük şeref mevcut hükümete nasip olsun.”
AKP’nin Ayasofya Müzesi Başkanı: Müze kararı bir cinnet, boşluk ve kırılma döneminin eseri
AKP’nin Ayasofya Müzesi Başkanı olarak atadığı Doç. Dr. Haluk Dursun ise, müzeye dönüştürme kararının “Fatih Sultan Mehmet Han tarafından vakıf ve vakfiyesi olmasına rağmen” alındığını belirterek padişahlık özlemini gösterirken, kararı “bir cinnet, boşluk ve kırılma döneminin eseri” olarak tanımladı. Haluk Dursun açık bir Cumhuriyet düşmanlığı ve padişahlık özlemi ile şöyle konuştu:
“Vakıfta ne yazılıyorsa o ifa edilmelidir ve bu sıradan bir vakıf değildir. Zira Fatih’ten bahsediyoruz. İstanbul’dayız ve bu memleketin evladıyız. Evladı olduğumuz şuurundaysak, bu bağlayıcı taraf olur. Ancak bu durum Ulü’l-emri bağlar.”
AKP’nin Vakıflar Genel Müdürü: Burası zaten cami, Bakanlar Kurulu bir kararla bitirsin işi
“Vakıfların korunması ve sorumluluğu bize verildiğine göre ‘Ayasofya müzedir’ denmesinin bir anlamı yok. Halen Ayasofya Camii’nin Ebulfeth Fatih Sultan Mehmet Vakfı üzerine tapulu olduğu unutulmamalıdır” diyerek ülkemizde hala Osmanoğulları hanedanlığı varmış gibi konuşan AKP’nin bürokratı Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, “Ayasofya’nın cami olduğunu ve vakfiyesi yaşadığı sürece cami olarak kalacağını” söyledi.
Ayasofya Camii’nın Bakanlar Kurulu kararnamesi çıkarılarak müzeye çevrildiğini belirten Ertem, “Ayasofya Camii’ne başka bir fonksiyon verilebilmesi ya da eski haline döndürülebilmesi için idari işlemin kaldırılarak yeni bir Bakanlar Kurulu kararı alınması gerekir” dedi.
Böyle olur AKP’nin profesörü: “Fatih’in iradesi doğrultusunda yeniden camiye çevirmek şart”
Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çelik de yine aynı gerici argümanla “1953’ten bu yana fetih yıldönümünün yarı resmi bir şekilde kutlandığını biliyoruz. Ancak fethin sembolü olan Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılması üzerine hiç düşünmüyoruz. Fetihten dolayı birilerinden özür mü diliyoruz? Bu tutarsızlığa son vererek Ayasofya’yı tapuda resmen sahibi bulunan Fatih’in iradesi doğrultusunda yeniden camiye çevirmek şarttır” dedi.
Sanat tarihçisi Prof. Dr. Engin Akyürek: Ayasofya’nın camiye çevrilmesi tartışması bir meydan okumadır
1930 ile 1935 yılları arasında restorasyon çalışmaları nedeniyle ziyaretçilere kapatılan Ayasofya’da çeşitli restorasyonlar yapılırken, fethin ardından Fatih’in emri ile üzeri sıva ile kaplanan tarihi mozaikler ve zemindeki halı kaldırılarak mermer zemin ortaya çıkarıldı. 24 Kasım 1934 tarihli karar ile müzeye çevrilen Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülmesi ve ibadete açılması tartışmaları ile ilgili İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bizans Sanatı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. T. Engin Akyürek’in görüşlerini aldık. Aynı zamanda Sosyalistlerin Meclisi üyesi de olan Akyürek, Kasım 2011’de İznik Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürüldüğünü ve o zaman sıranın İstanbul Ayasofyası’na geldiğini yazdığını hatırlattı.
Müze yapılmasına ilişkin kararnamedeki imzanın sahte olup olmamasının hiçbir öneminin bulunmadığını belirten Akyürek, 6. yüzyılda yapılmış olan Ayasofya’nın mimarlık ve kültür tarihinde eşsiz bir yeri olduğunu ve müze yapılması kararının çok doğru olduğunu belirtti.
Ayasofya’nın bütün insanlığa mal olmuş bir kültür varlığı olduğunu, Türkiye’de Topkapı Saray Müzesi’nin ardından en çok ziyaret edilen ikinci müze olduğunu belirten Akyürek, böylesi bir yapının tek bir dine hizmet vermek üzere tekrar camiye çevrilmesinin doğru olmayacağını söyledi.
Söz konusu bölgede birçok cami olduğunu hatırlatan Akyürek, konunun tamamen dinsel referanslarla ve tamamen rövanş için gündeme getirildiğini ifade etti. Bunun islamcılar açısında bir gövde gösterisi ve meydan okuma olduğunu söyledi.
Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi ile zemine halı döşeneceğini ve namazlar sırasında ziyaret edilebilir olma özelliğinin sınırlandırılacağını belirten Akyürek, yapının tarihi kimliğine ciddi zararlar verileceği uyarısında bulundu.
“İznik Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürüldüğünü ve bu karar öncesinde yapılan restorasyonla tarihi kimliğine zarar verildiğini hatırlatan Akyürek, İznik konusunda yeterli tepkinin ortaya konmamasının, İstanbul Ayasofya Müzesi ile ilgili de kendisini kaygılandırdığını dile getirdi.
4 yorum
Bir cümleye “gericilerin” diye başlayan bir “sol” haber portali de bize özel olmalı. Evet, evet.
sol kelimesini tirnak icine alma iradesini liberallerin kendinde gormesi de bize ozel olmali.Evet, evet.
Ah be yavrum, keşke solcular çıksa.
Ayasofya Camiliğe geri dönse, “ücretsiz” girilse, ibadet te edilse huzur içinde, aynı Sultanahmet Camiinde olduğu gibi, olmaz mı? Sultanahmet müze değil, bu durum, fotoğraf çekilmesine, içinde gezilmesine, mani de değil…