Engadin çiftlik evi, yeni gereksinimlere mekansal olarak uyarlanan ve gelecek kullanım için teknik olarak donatılan 16. yüzyıldan kalma bir yapı.
Tarihi bina zaman içinde Albula Post için bir at değiştirme istasyonu, birkaç neslin ev sahipliği yaptığı bir aile çiftliği ve kısa bir süreliğine köy dükkanı olarak hizmet vermiş. Sürekli değişen kullanım ve ihtiyaçlarla ev, yüzyıllar boyunca sayısız yapısal ve mekansal düzenlemeye tabi tutulmuş. Yenilemeden sonra geniş giriş odası ve mutfağın tonozlu odası gibi tipik odalar orijinal haliyle yeniden ortaya çıkarılmış.
Bir kat boyunca, tavandan tabana uzanan dolaplar misafir banyosunu çevreliyor ve her yönden farklı şekilde kullanılabilen saklama alanı sunuyor. Bir cumba, çalışma masası, uzun bir tezgah, ankastre çamaşır makinesi ve buzdolabı çevredeki alanı doldurarak onu çok işlevli bir salonun orijinal formuna yaklaştırıyor.
Mekanın özel geometrisi öğleden sonra ışığın odanın daha derinlerine nüfuz etmesini sağlıyor. Strüktürel karaçam direkler, traversler ve ortaya çıkan büyük bir ahşap duvar; bugün mekanı “bulunduğu şekliyle” ayakta tutuyor.
Mutfak için, her üçü de işlenmemiş ve çok dayanıklı malzemeler olan yerel Engadin fıstık çamı, kil plakaları ve siyah çelik malzeme seçilmiş. Yıpranmaş yüzeylere dokunmadan zamanın izleri sonraki nesillere aktarılabilir şekilde bırakılmış. Siyah mutfak eski bir makine gibi, dumanlı mutfakları, soba borularını ve döküm tavaları andırıyor. Yeterlilik, sökülebilirlik, ekonomik yapı ve doğal işlenmemiş malzemeler tasarım yaklaşımının temel bileşenlerini oluşturuyor. Bu amaçla, projede malzemeler ve ekipman mümkün olduğunca geri dönüşümlü kullanılmaya çalışılmış. Tüm malzemeler ekolojik, yerel ve birbirinin yerine kullanılabiliyor.