İzmirli İzmir’i Başka Türlü Görmeye Başlayacak

Arkitera Mimarlık Merkezi olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin davetiyle Tarihi Havagazı Fabrikası'nda gerçekleştirilen toplantıya katıldık. "İzmirliler'in Denizle İlişkisini Güçlendirmekte Uygulanacak Tasarım Stratejisi Planı" hakkında bilgi aldık.

Çalışmalarla ilgili hemen her şeyi Proje Lideri Prof. Dr. İlhan Tekeli’den öğrendik.

Tekeli kentlere müdahale etmek ve kentlerin yaşam kalitesini yükseltmek bakımından ilginç bir proje olduğunu, bu projenin yerel yönetimlerin geliştirdiği normal projelere benzemediğini, siyasi bir kirliliğinin bulunmadığına değindi ve özetle şunları söyledi:

“Her şey 2009’da düzenlenen İzmir Kültür ve Sanat Çalıştayı sonucunda oldu. Bu çalıştayda İzmir için 3 vizyon belirlendi:

– Tasarım ve inovasyon kenti olması,
– Akdeniz kentler ağı içinde gelişmesi,
– Yönetişim.

Ve bu hedeflere ulaşabilmek adına 3 adım atıldı:

– Bir Akdeniz kenti olarak İzmir tarihinin oluşturulması ve bunun için araştırmalar, çalışmalar yapılması,
– Tasarım ve inovasyon kenti hedefinde tasarım olgusunun öne çıkması,
– Sürdürülebilir bir kent olması.

Bu adımların üzerine bir tasarım platformu toplandı. Kentteki tasarım talebini ve kapasitesinin arttırmak amaçlandı. Temel aktörlerin başında büyükşehir belediyesi geldi.

İzmir’in farklılığı üzerine bir sempozyum düzenlendi ve yaşam kalitesinin geliştirilmesi için yollar arandı. Hatta bu bir kitap haline getirildi ve yayınlandı.

Bu yolda ilerlemek için 2 temel unsur belirlendi:

– İzmirliler’in denizle ilişkisini yeniden tanımlayarak geliştirilmesi,
– İzmirliler’in yaşamının büyük bir kısmını dışarıda geçirmesi.

Strateji buradan çıktı ve İzmirlilerin denizle ilişkisini güçlendirmek için belediye bir proje geliştirmeye karar verdi. Denizle ilişki 3 başlık altında formüle edildi:

– Denize bakmak,
– Deniz üstünde gidip gelmek,
– Denize girmek.

3,5 milyon nüfusa sahip İzmir Körfezi’ni çeviren yamaçların amfi tiyatro gibi kullanmak ve körfezi bir gösteri mekanı olarak örgütlemek ve şu an adeta bir çöl hissi veren denizin canlandırılmasını sağlamak ana kriterler olarak belirlendi.”

Bu amaçla anketler düzenlenmiş ve anket sonuçlarına göre bazı kararlara ulaşılmış. Yıkıcı tasarımın anlamsızlığını anlatan Tekeli bu tutumu aynı zamanda demokratik bulmadığını da söyledi. Yaşam kalitesini değiştirecek şekilde ufak değişiklikler yapılacağına değindi.

Buna göre Mavişehir’den İnciraltı’na uzanan 40 kilometrelik kıyı şeridi 4 ana bölgeye ayrılarak düzenlenecek. Semt marinaları geliştirilecek. Yamaçları kıyıya taşıyan asansör işlevleri tasarlanacak ve yine yamaçlarda seyir terasları örgütlenecek.

Peki Bütün Bunlar Kim Tarafından Tasarlanacak?

Tekeli burada kolektif bir tasarımın var olduğunu ve tasarımcının isminin olmadığını vurguladı. Belediyenin danışma kurulu tasarım aşamasına geçişte tasarımcı olan herkes bir şekilde İzmir’e bulaşmış durumda.

Her an katılımla geliştirilebilecek evrimsel bir sürecin örgütlenmesi bu projenin asıl amacı. Proje tamamiyle İzmirliler’in özlemlerine, tarihine ve ihtiyacına dayanıyor.

En önemlisi ise bu proje herhangi bir şekilde rant yaratmıyor, çünkü yaşam kalitesi bir tür kamusal mal ve bu durumda piyasa güçleri yol gösteremiyor.

İzmirli İzmir’i başka türlü görmeye başlayacak. Böylece dışarıdan kent için ayakları yere basmayan çılgın projeler geliştirilemeyecek.

Tasarım bu kez İzmir’de piyasaya yenik düşmeyecek ve bu modelin yaygınlaşması için İzmir uğraşmaya devam edecek gibi gözüküyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın