İzmir Körfezi’nde Bir Gün Yüzebileceğinize İnanıyor musunuz?

Hürriyet Gazetesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile İzmir Körfez'i üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

Sonunda uygun bir güne karar verildi. Ne dava, ne soruşturma, ne dosyalar… Sadece Körfez’i konuşmaya karar verdik.

Sonucunda da Başkan Aziz Kocaoğlu’yla farklı bir gün geçirdik. Önce tekneyle uzun bir Körfez turu attık. Başkan’ın keyfine diyecek yoktu. Sonra yanaştık kıyıya, denizin dibine oturduk. Körfez’in balıkları yanımızda zıplayıp gösteri yaparken, biz Körfez’de nasıl yüzüleceğini konuştuk. Tasarım projesinin gerçekleşmesiyle İzmir’in denizle daha barışık, dolayısıyla da daha mutlu bir şehir olacağını gözümüzün önüne getirdik. Kocaoğlu’nun ilk söylediği, “Şu İzmir’in keyfini bir de biz sürelim” oldu. Sohbet keyifle başlayıp sürünce de bomba açıklamalar geldi.

Körfez olmadan olmaz

İzmir’de Körfez’le ilgili projeler her zaman en çok konuşulanlardı. Sizin de en önem verdiğiniz projeleriniz Körfez’le ilgili olanlar diyebilir miyiz?

– İzmir 8 bin 500 yıllık yaşamını Körfez’e, denize ve limana borçlu. Körfez olmasaydı İzmir hayatını bu kadar sürdürebilir miydi? O ayrı bir tartışma konusu… Onun için İzmir’i Körfez’den, İzmirlileri de ne Körfez’den, ne de Kordon’dan ayırmak mümkün değil. İzmir’in doğal zenginliği Kordon’u ve Körfezi’dir. Biz göreve geldiğimizden beri, Büyük Kanal’ın da devreye girmesiyle birlikte aksayan yönlerini gidermeye yönelik birçok proje yapıyoruz. Ama bizim İzmirlilerin yüzünü Körfez’e döndüren esas projemiz Büyük Kanal’dır. Birçok başkanımızın da bu konuda büyük emeği var.

Masmavi bir Körfez, yeşil bir İzmir görmek için çalıştığınızı söylüyorsunuz. İzmir’i gelecekte böyle mi hayal ediyorsunuz?

– Önce Büyük Kanal Projesi’nin düzenli çalışmasını sağlamak, Körfez’in kirlilik akmadığı dönemde kendi kendini nasıl temizleyeceğini görmek istedik. Bir de bilim insanlarıyla yürüttüğümüz çalışmalar var. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri’yle 6–7 senedir sürekli çalışma yapıyoruz. Sürekli proje üretiyoruz. Körfez’in bilinirliğini artırmaya, Körfez üzerinde bilgilerimizi artırıp ona göre bilime dayanarak bir karar vermek istiyoruz. Çalışmalarımız artık netleşti. Hem belediyenin ekonomik durumunu, hem finans yapısını, hem de arıtmalarımızın büyük çoğunluğunu bitirdik. Projenin büyük bölümü start vermek üzere belli noktaya geldi. İnciraltı’na kentin en büyük ormanını yaptık, Doğal Yaşam Parkı ve diğer alanları yarattık. Kentin tepesinde, tarihi Kadifekale’de bir kent ormanı oluşturuyoruz. Amacımız denize doğru yeşil akslar yaratmak. Yoksa böyle beton yığını olmaz.

Yeniden tasarlıyoruz

Körfez Tasarım Projesi çok konuşuldu, siz de anlattınız ama ne zaman, nasıl hayata geçecek?

– Üç sene önce bu projeye karar verdik. Kordon’u ve 40 kilometrelik sahili yeniden tasarlayalım dedik. İzmir’in algılanırlığını, bilinirliğini, tanınırlığını Kordon’dan başlayarak güzelleştirelim dedik. Birçok fonksiyon yüklemek istedik. Kordon’un cazibesini artırarak, İzmirlilerin denizle buluşacağı projeler yapalım dedik. Son şeklini vermek üzereyiz. Çeşitli partnerlerle tanışıyoruz, tartışıyoruz.

Bu projeyi tamamlayan Körfez’in temizlenmesi de olacak… O konuda son durum nedir?

– Tabii, Kordon’u tasarlarken de Körfez’in yüzülebilir hale gelmesi gerekiyor. Onun için de projemiz var. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri’nden aldığımız birimler, DLH ve Devlet Demiryolları, limanı kontrol ediyor. Kuzeyde sığ olan Ragıp Paşa Dalyanı ile Tuzla’nın olduğu yerde güneyden giren suyun tahliye olması ve suyun oksijeninin kalitesinin artmasıyla bir sirkülasyon kanalı öngörüyoruz. Körfez’in dibinde birikmiş çamur var ve bu çamur durgun havalarda dibe çöküyor. Dalgalı, rüzgarlı havalarda denizin hareketiyle beraber su yüzüne çıkıyor ve suyun kalitesini bozuyor. O zaman bizim bu çamurdan kurtulmamız lazım. Bunun yolu da bu çamuru alıp bertaraf etmek. Büyük bir çoğunluğu alüvyon niteliğinde. Bunların geriye döndürülüp, tuzdan arındırılıp tekrar tarım toprağı olarak kullanılmasını öngörüyoruz.

17 işadamı ‘evet’ dedi

Soruşturma ve dava süresince de gördük… Çoğu işiniz ihale mevzuatına takılıyor. Körfez Tasarım Projesi’nde de bu tip engeller olacağından çekinceleriniz var mı?

– Burada bizim bugüne kadar açıklamadığımız bir konu daha var. Tasarım işine karar verirken, devlet ihale mevzuatı karşımıza çıktı. Devlet ihale mevzuatına göre tasarım, istenilen şekilde yapılabilecek bir iş değil. Tasarımı yapan kişilerin bilgi birikimi, işe eğilmesi çok sıkıntılı. Örneğin, kim olduğunu bilmediğiniz ama tasarımcı olduğunu söyleyen herhangi biri de ihaleye girip kazanabilir. Biz birçok tasarımcıyla bunu konuştuk. Hatta bu operasyon sürecinde konuştuğumuz ünlü bir mimar için, ‘Dosyası nerede’ dediler. Halbuki biz onunla dosya falan hazırlamadık ki! ‘Nasıl yapabiliriz’ diye tasarımı konuşup tartıştık. Bu arada, hemen hemen 1 sene civarında bir araştırmayla ‘Bu tasarımı mevzuata uygun ihaleyle yaptırabilir’ miyiz diye kafa yorduk. Gördük ki, şu andaki mevcut ihale yöntemiyle ve bu iş yapılamıyor.

Peki, nasıl yapmaya karar verdiniz?

– ‘İzmir için çok hayati, nasıl yapsak?’ dedik. Kabataslak maliyetini bulduk. Ve ben, İzmir’in kanaat önderlerinden bir kısmını topladım.

Kanaat önderi derken? Ticaret, Sanayi Odası gibi mi?

– İşadamı kesimden… İzmir ekonomisinin önemli aktörleri… Ticaret ve Sanayi Odası’nı da çağırdım ama onlardan talebim olmadı. Onlarla sadece bu konuyu paylaştım. Önde gelen firmalarının sahipleri, yetkilileriyle konuştuk. Bu projenin 100 kişilik mimar ve tasarımcılardan oluşan ekibi var. Bunun minimum da olsa bir maliyeti söz konusu. O maliyeti de biz bu kentin önde gelen işadamlarının 17’sinden talep ettik. Ve ben 8 senelik belediye başkanlığımda böyle bir yönteme hiç başvurmadım. Birisinden kaynak para isteyerek böyle bir projeyi yapmadım. Ama ihale mevzuatında zorlandığımız için bu projeyi çıkmaza girince imece usulü gerçekleştirdik. Şu an başarılı bir model olarak devam ediyor. Ödemelere başladılar. 17 işadamı destek veriyor.

Kimlerden oluşuyor?

– Kendileri açıklamadan doğru değil benim söylemem. Onlar, İzmir aşıkları. Çok güzel bir İzmir imecesi. Proje netleştiği zaman destek veren mimar, tasarımcı, peyzaj mimarı ve maddi destek veren tüm kurumlara hem yayınlarımızda hem de tasarımın belli noktalarında isimlerine yer vererek teşekkür etmek istiyoruz.

Türkiye’de örneği yok

Bu 17 kişiyi ikna etmek kolay oldu mu? İzmir’le ilgili söylenenleri hepimiz biliyoruz…

– İlk operasyon sonrasında hepsiyle toplantı yaptık. Bir yıl önce… Çoğu katıldı, gelemeyenlerle sonra görüştük. Herkes ‘Evet’ dedi ve kimse duyurmadı. Projeyi anlattım. Dedim ki, ‘Bugüne kadar sizden bir talebimiz olmadı. Ama bunu yapamıyoruz. Bir sene de uğraştım bunu belediye bünyesinde yapmak için. Ama yapamıyorum ben bu işi. Siz bana bir katkıda bulunabilir misiniz?’ Hepsi sponsorluk karşılığı bile sormadan tek bu cümlemle kabul etti. Bu 17 kişi, Kordon’da yapılan tasarımın hem gerçekleşmesinde projeyi sahiplenecek hem de proje yapıldıktan sonra onun korunması için katkıda bulunacak. Bunun da Türkiye’de bir örneği yok.

Ne kadar katkıda bulunacaklar? Rakam verebilir misiniz?

– Rakam zamanla ortaya çıkacak. Sonu açık bu projenin sürekliliği var ve onlar devam ettikçe katkıda bulunacak. Ödemelere başladılar bile. Ağustostan itibaren de parça parça ihaleye çıkarız.

Ben bu Körfez’de yüzeceğim

Körfez’de bir gün yüzüleceğini söylüyorsunuz… Bu hayaliniz gerçekleşecek mi?

– Körfez’le ilgili projenin bu noktaya gelmesi hemen olmadı. Ben yüzülebilir Körfez Projesi açıklamasını yaptığım zaman, beş senelik bir çalışmanın sonucuydu. Yani, “Yüzmek istiyorum. Bunu nasıl gerçekleştireceğim” sorusunu ilk sorduğum zaman, açıklamamdan beş sene önceydi. Sonra, “Bunu gerçekleştirmem için ne yapmam lazım, hangi bilimsel çalışmada bulunmam lazım, hangi ekipmanı almalıyım”ı ön proje haline getirdik. Hem Ulaştırma Bakanlığı’nı, hem Devlet Demiryolları’nı, hem de DLH’yı ikna ettik ve ortak bir uygulama projesi yapmaya karar verdik. Bu arada yine boş durmadık. Temmuzda bir römorkörümüz ve kazıcı gemimiz gelecek. Onlar geldiğinde daha hızlı ve daha kapasiteli çalışmaya başlayacağız.

Nereden başlanacak?

– Projeyi yapanlarla görüşüyoruz. Zaten biz DLH ile Bostanlı Deresi’nin ağzını temizledik. Çiğli Deresi’ni, Atatürk OSB Deresi’ni temizledik. Ragıp Paşa Dalyanı’nı yıkıyoruz. Benim görüşüm, Bostanlı Vapur İskelesi’nden Mavişehir Vapur İskelesi’ne doğru yolu derinleştirmek.
Ama biz aldığımız bu gemilerle her zaman Körfez’de temizlik yapacağız. Körfez 70 sene önceki haline döndürüldükten sonra bunun sürdürülmesi için çalışılacak. Projenin boyutu bu. Her gün 24 saat bu Körfez’de kazıcı gemiler olacak, temizleyecek. Ve devam edecek bu. Bunun süresinin ne kadar olduğunu şu anda bilmiyoruz. Ama yüzeceğiz. Ben yüzeceğim.

Siz ısrarla ben yüzeceğim diyorsunuz?

– Evet, ben yüzeceğim.

Geçmişte girdiniz mi?

– Evet, İnciraltı’nda girdim. 44 sene önce, 1968’de girdim. Körfez’de bugün de denize girilir. İnciraltı’nda girenler var. Ama bugün nasıl bir temiz denizde denize giriyorsun, o şekilde girilmesi önemli olan. Yani 70 yıl önceki gibi her yerinden girmek… Esas hedeflenen bu. 

En çok beş sene var

Peki, bu dediğiniz yani her yerinde ne zaman girilir?

– Limanın içinde, konteynırların arasından herhalde kimsenin gidip denize girecek hali yok. Denize girilecek yerler bellidir. İnciraltı Sahili’nde çok kısa zamanda girilir. Karşıyaka Bostanlı’da yine kısa zamanda girilir. İhaleyi alan firma ciddi bir çalışma yapıyor ve böyle bir proje Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Proje çıktığında bilimsel olarak da netleşecek. Bunlar ortaya konduktan sonra bizim hedefimiz teknolojin öngördüğü en kısa zamanda bunu gerçekleştirmek.

Yaklaşık bir tarih verebilir misiniz?

– Hayır hayır… Ama ben zamanının kısa olacağını düşünüyorum. Yani orta vade, 2-5 sene arası. Ve ben de orta vadede bu işin olacağına inanıyorum. Proje çıktıktan sonra, ihaleye çıkıldıktan sonra işin süresi de, taşınacak malzeme ve nasıl bertaraf edileceği de belli ve o zaman süre vermek mümkün olacak.

Etiketler

Bir yanıt yazın