Nordic — Office of Architecture tarafından tasarlanan, Norveç Trondheim'daki St. Olav Hastanesi Bilgi Merkezi, 1995'te hastane alanı için hazırlanan, büyük kentsel planlama stratejisini tamamlıyor. Merkez, köprüler aracılığıyla çevredeki diğer tamamlanmış hastane binaları ile mükemmel bir ilişki kuruyor.
İşlevselliğe ve kullanılabilirliğe güçlü bir vurgu yapılarak tasarlanan Bilgi Merkezi, hem St. Olav Hastanesi hem de Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (NTNU) için tesisler sağlıyor. Yapıda cilt kliniği, komplike rahatsızlıkların tedavisi, laboratuvarlar, ofisler, 18 izole karyola; ayrıca kütüphane, öğrenci çalışma odaları, oditoryumlar (160 ve 380 kişilik), kantin ve restoran gibi hastane hizmetleri bulunuyor.
Trondheim, hem yeni bir hastane hem de binlerce çalışan, hasta ve aile için yürüyerek, bisikletle veya toplu taşıma ile kolayca erişilebilen yeni bir bölge ile zenginleştirilmiş. Bilgi Merkezi, geliştirme dahilindeki hastane binalarının en erişilebilir ve en fazla süre boyunca halka açık olanı.
Bina, baştan sona yüksek standartta inşaat teknikleri ve malzemeleri ile tasarlanmış ve inşa edilmiş. Eloksallı alüminyumdan bakım gerektirmeyen dış cephe kaplaması, serigrafi baskılı cam ve karanlık alanların olmadığı gün ışığının mükemmel bir şekilde erişimi gibi unsurlar, binanın kalitesini güçlendiriyor. Özellikler iyi çözümlenmiş ve güzel bir şekilde uygulanmış.
Cephe Konsepti
Bilgi Merkezi, St. Olavs Hastanesi kompleksinin kalbinde, çevresindeki tuğla binalarla tanımlanan bir alanda merkezi bir konuma sahip. Bina formu, merkez binasını çevreleyen kamusal alana ek olarak avluda samimi dış mekanlar yaratıyor. Kantin ve kütüphane gibi halkın en çok erişebildiği hizmetler güney girişinde yer alıyor ve Olav Kyrre Meydanı’na açılıyor. Zemin katta meydan ve oditoryuma sahip iç avlu arasında görsel bir ilişki kuruluyor.
Cepheler, Merkez içindeki çeşitli işlevlere uyacak şekilde, pencerelerin esnek bir şekilde yerleştirilmesine izin veren, dinamik yapıya sahip bir “iskelet” tarafından bir arada tutuluyor. İskelet, dış cephede avluya göre daha geniş aralıklarla ritmik bir desene sahip olup, binanın dışarıdan gerildiği ve oditoryum çevresinde sıkıştırıldığı fikrini yansıtıyor. Dinamik cephe ve desenli panolar, binanın dışavurumunu aydınlatıyor, yapının çevresindeki hastane merkezlerine göre daha açık ve kapsayıcı görünmesini sağlıyor.
Ön cephede, sanatçı Anne Aanerud’un, pasif cephede zaten mevcut olan unsurları rafine eden benzersiz ve tamamen entegre bir sanat eseri yer alıyor. Cephedeki panolar güneş etkisiyle yönetildiği ve içerideki soğutma-elektrikli aydınlatma kontrolü ile eşleştirildiği için sistem güneş ve gün ışığı ile dinamik olarak çalışıyor. Cephenin görünümü hava şartlarına ve günün saatine göre değişiklik gösteriyor.
Pasif Yapı Standardı
Bilgi Merkezi, Kuzey Avrupa’da pasif ev standardına göre inşa edilen ilk hastane binası. Ortalama enerji tüketimi, mevcut sağlık binalarına göre %75 daha az. Bu miktar, 100 evin yıllık enerji kullanımına eşit.
Merkezin sahip olduğu enerji verimliliği, projeye dahil olan tüm şirketler arasındaki yakın iş birliğinin sonucu. Bina yapısı ve elektrik tesisatlarının tümü, panolar, havalandırma, aydınlatma ve düşük enerjili ürünlerin seçimi ile desteklenerek ve enerjinin yönetilmesine özel önem verilerek optimize edilmiş.
Bilgi Merkezi, büyük hastanelerin enerji verimliliklerini önemli ölçüde artırmalarının mümkün olduğuna dair en iyi örnektir.
Bina genelinde hasta koğuşlarında, ziyaretçi alanlarında, kafeteryada, ortak kullanım alanlarında ve öğrenci kitaplığında, bina genelindeki küçük ve büyük toplantı mekanlarında süslemeler yer alıyor. Bunlar, girişin önünde bulunan Olav Kyrre meydanındaki sanat eserleriyle karmaşık bir şekilde bütünleşiyor.
Oditoryum konstrüksiyonu gerçek bir “diagrid”dir, 1000 m²’nin üzerinde etkin bir şekilde genişleyen tavan pencerelerine sahip çift eğimli ahşap bir yapıdır. Diagrid, iki oditoryumun yanı sıra hastanenin ve NTNU’nun “kalbi” olarak hareket eden ara boşlukları kapsıyor.
Oditoryumlar, üniversite alanları, poliklinikler ve çatı bahçeleri gibi tüm fonksiyonlara ve alanlara merdiven ve asansörlerle erişilebiliyor. Kontrast renkler ve rehber çizgiler, merkezin kolay anlaşılmasına dayalı bir konsept ile mimariye entegre edilmiş.
Hasta odaklı bir hastane yapısı olması, bütünleştirici bir etki yaratma amacıyla merdivenlere entegre edilmiş tekerlekli sandalye rampalarına sahip olması, hastaların hemşireleri her zaman görebilmesi için merkez masanın etrafına düzenlenmiş özel odaların yer alması, hastaların kayıt olmalarını sağlamak için avluya bakan şeffaf lobi alanı ile kompleks içinde manevra yapmalarının kolaylaştırılması, daha elverişli bir ortam için açık hava rehabilitasyon kompleksine sahip olması gibi sebeplerle yapı ayrıca empatik bir tasarıma sahip.