Adı 'kentsel' ama meslek odalarına göre bu işin temelinde büyük bir "rant" hesabı var.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi yöneticilerinden Tezcan Karakuş Candan, bu işleri iyi bilen, meslek odasının sorumluluk alanları konusunda tecrübeli bir isimdir. Afet Yasası ve kentsel dönüşüm tartışmalarını kendisiyle konuştuk.
AFETTEN NİMET YARATMAK
Afet Yasası’na niçin karşı çıkıyorsunuz?
‘İktidar, Van depremini bahane ederek kendine afetten nimet yarattı. Amaç, afet riski altındaki, depreme maruz kalmış, yıkılmaya yüz tutmuş yapıları yıkıp yeniden yapmak gibi görünse de risk altında olmayan yapılar da hedefte. Türkiye’de 19 milyon yapı var, yasa 11 milyonunu kapsıyor. Ülkenin yarısından fazlası yıkılıp yeniden yapılacak. Rantı düşünün! Çevre Bakanı, ‘400 milyar dolar bekliyoruz’ demişti. Yabancıların mülk edinmesi işini de tamamladılar. Sırada, kentleri satmak var. SİT alanlarına kurmaya çalıştıkları, mahkemelerden dönen HES’lere de yol açılmış olacak. Ayasofya Cami bile hafif bir depremde hasar görse kentsel dönüşüm alanı ilan edilip yıkılabilecek.’
Hükümet, kentsel dönüşümü ‘Vatandaşı gecekondudan kurtarıyoruz’ sözleriyle savunuyor.
‘Mesele sadece gecekondular değil! Oradan başladılar, rantı görünce İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere kentlerdeki ranta göz diktiler. Başkanlık tartışmaları sürerken Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)’ne neden başkanlık sarayı yaptıklarını açıklasınlar! Bunun afet ile ne ilgisi var?’
YASANIN TURNUSOL KAĞIDI: ANKARA
AOÇ’nin Afet Yasası ile ne ilgisi var?
‘İktidarın hayali AOÇ’ye Beyaz Saray gibi bir başkanlık sarayı yapmaktı. Ağaçları kesmeye başladılar bile. Önce, 1’inci derece doğal SİT alanı olan AOÇ’yi 3’üncü derece SİT alanına düşürüp yapılaşmaya açtılar. Mimarlar ile Şehir Plancıları Odaları dava açtı. Dava lehimize seyrederken birkaç hafta önce inşaat yapılacak alanı kentsel dönüşüm alanı ilan ettiler, sonra Afet Kanunu’nu çıkardılar. Bu kanun, Orman Kanunu, Kültür Varlıklarının Korunması Kanunu vb. 19 kanunu ortadan kaldırıyor. Yani AOÇ’yi yargıdan kaçırdılar!’
Melih Gökçek’in Ankara-Ulus projesine de tepkiliydiniz. Bu yasa ile Ulus da yıkılacak mı?
‘Afet Yasası’nın turnusol kağıdı Ankara’dır. Atatürk heykelinin bulunduğu Ulus Meydanı, tarihi 1’inci Meclis binası gibi yerler özel bir kanunla koruma altına alınan Atatürk Kültür Merkezi (AKM) alanı içinde yer alıyordu. Afet Yasası bu kanunu da kaldırdı. Ulus’tan Sıhhiye’ye kadar 160 hektarlık bir alan. Cumhuriyet dönemine ait tarihi yapıları yıkarak hem ekonomik hem siyasi rant elde etmenin afet ile ne ilgisi var?’
İKTİDAR MESLEK ODALARINI DIŞLIYOR
Hükümet neden meslek odalarının ideolojik davrandığını söylüyor?
‘İdeolojik davranıp siyaset yapan onlar. Biz bilimsel davranıyoruz. Müteahhitlerin, uluslararası sermayenin çıkarlarını değil kamu yararını gözetiyoruz. Bu işten en küçük çıkarımız yok. Yıkılacak binalara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar verecek. Meslek odaları niçin bu işe dahil edilmiyor? Bilimsel katkımızı hiçe sayıyorsan başka bir derdin var demektir. Bakanlık, ‘Eviniz sağlıklı değil yıkacağız’ derse, mahkemeye başvurduğunuzda yürütmeyi durdurma kararı da alamayacaksınız. Bu, Anayasa’ya aykırı. Mahkeme iptal kararı verene kadar binayı yıkabilirler.’
Meslek odalarına baskı yapılıyor mu?
‘Bir dönem tabiplere yaptıklarını yapıyorlar. Gelir kaynaklarımızı keserek bizi susturmaya çalışıyorlar. Mimar ve mühendisler, yapacakları projeyi bağlı bulundukları odaya götürerek denetimden geçirir, karşılığında da bir miktar para öderler. Çevre Bakanlığı 2 yönetmelik çıkararak bizi devre dışı bırakmak ve kaynağımızı kesmek istedi. ‘Projeyi mesleki denetimden geçirmeye ve odaya üye olduğunuza dair belge almanıza gerek yoktur’ dedi. Oda ile üye arasındaki ilişkiyi kesmeye çalışıyorlar.’
Bu işin sonu nereye varacak?
‘Ak Partili belediye başkanlarının hedefinde Telif Yasası var. Mimarlar bir projeyi çizdiğinde telif hakkı doğar ve örneğin belediye onu değiştirmek istediğinde mimardan onay alması gerekir. Biz Ankara’da, ‘Ankara’ma Dokunma!’ sloganıyla Başkent Dayanışması’nı koordine ettik. ‘BEN ANKARA’ 40 örgütten oluşuyor. Her kentte bu örgütlülüklere ihtiyaç var.’