Büyük bir tartışmayı da beraberinde getiren Yenikapı Yarışması'nın süreci, sonuçları ve bölgenin geleceği tartışıldı.
XXI Buluşmaları kapsamında, 17 Mayıs’ta SALT Galata’da düzenlenen etkinlikte, Korhan Gümüş, Murat Güvenç, Tansel Korkmaz, Aykut Köksal ve Suha Özkan, Hülya Ertaş moderatörlüğünde yarışmada nasıl bir katılımcılık öngörüldüğü, yarışma süreci, yarışmanın getirdikleri ve bu süreçten sonra nasıl bir yöntem izlenebileceği üzerine tartıştılar.
Aykut Köksal yarışmanın amacının “kentsel bir problematiğin, mimari bir problematiğe dönüşümü” olması gerektiğine fakat bunun başarılamadığına değinirken, Yenikapı Transfer Noktası’nın yapımından sonra ileride gerçekleşeceğini öngördüğü Tarihi Yarımada’nın koruma sorunlarını tartıştı. Korhan Gümüş sivil toplum kuruluşlarının konu üzerine faaliyetleri, 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti süreci doğrultusunda kaçırılan fırsatlar ve kamu kurumları arasındaki iletişimsizlik üzerinden süreci betimledi. EAA ile yarışma süreci içerisinde katılımcı olarak yer alan Murat Güvenç ise tasarım sürecinde neler yaptıklarını ve bu süreçte neler öğrendiklerini ifade etti. Tansel Korkmaz organizasyon ve sonuçlar açısından yarışmayı eleştirirken, Bilgi Üniversitesi çerçevesindeki çalışmalar, farklı kurumların yarışma sürecine nasıl dahil oldukları ve katılımcı bir modelin gerekliliği üzerinde durdu. Suha Özkan ise yarışmanın jüri üyelerinden biri olarak, konuşmasında İstanbul’un planlama tarihine kısaca yer verdi ve jüri değerlendirme sürecini değerlendirdi.
{video640 src=”http://player.vimeo.com/external/42400791.sd.mp4?s=6377820b3d1916b33dc057750dae578b”}
4 yorum
İzlemeye devam ediyorum, yorumlar yazacağım ama beklemeden bir tespitimi yeniden aktarmak istiyorum:
Aykut Köksal haklı olduğu durumlarda sert çıkışları ile gereksiz yere kendisini haksız duruma düşürüyor. Bunu kendisi ile de çok kez konuştuğumuz için rahatlıkla yazıyorum.
Dinlemeye devam. Cafer Bozkurt söz aldı. Enteresan bir şey söyledi: Haliç Metro Köpürüsü için Gülsün Sağlamer’le birlikte Calatrava’dan belediye için teklif almışlar.
Cafer Bozkurt’tan ilginç diyaloglar: “Ben bu yarışmayı burada karar verip açtıran kişiyim.”
Murat Vefkioğlu’ndan bir klasik: “Bu bir yarışma değildir…”
Yarışma tanımına farklı bakıyoruz, bu kesin.