Üç günlüğüne ülkeden uzaklaştım, gittiğimin birinci sabahı Meral Okay'ın haberi geldi. Allah gani gani rahmet eylesin. Ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine sabırlar versin.
Aynı gün akşama doğru Suriye ile neredeyse savaş çıkıyordu, ki tansiyon hala yüksek. Döndüm geldim, ‘İstanbul Modern kalkacak’ haberi düştü önüme. ‘İyi’ hiçbir şey olmayacak mı şu ülkede, sayın felaket tellalı? Zaytung haberi gibi yemin ederim: ‘İstanbul Modern yıkılacak, yerine yeşil alan yapılacak’…
Özelleştirme İdaresi’nin sorumluluğunda gelişen Galataport projesi kapsamında alınmış bu ‘ucube’ karar. Karar vericilerden ikisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı. Bakanlık, ‘müze korunsun’ derken Belediye, ‘yıkılsın’ demiş. İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu konuyu değerlendirmiş(!) ve ‘yıkılmasına’ karar vermiş. Müzenin yerine, kamuya açık yeşil alan yapılması planlanmaktaymış! Karar vericiye bakın hele… ‘Kültür varlıklarını korumak’ ile yükümlü bir kuruldan çıkıyor bu karar. Hangi akla, hangi ranta hizmetse artık? Kediler bile böyle yorumluyor bu tür haberleri artık. Önümüz arkamız, sağımız solumuz rant!
ŞEHİRCİLİK BU MU?
Lale dikmekle, ‘fetih’ anıları canlandırmakla, minyatür İstanbul maketleriyle, otoban peyzajıyla, metrobüse tırmanma parkurlarıyla şehircilik ‘destanı’ yazılan sevgili şehrimizdeki son kültür-sanat atağı bu işte, sayın İstanbul… Koskoca şehrin biricik modern sanat müzesini ve İstanbul Bienali’nin yuvasını yıkmak… Kültür varlığı korumacılara tavsiyem, hazır elleri değmişken; güzel sanat fakültelerini yıkıp yerlerine AVM… Kütüphaneleri yıkıp yerlerine halı saha… Tiyatro, konser mekanlarını yıkıp yerlerine otopark yapsınlar. Boğaz’daki restoranları filan da kapatıp meskene veya daha da güzeli muhallebiciye çevirsinler. 2023’e kadar ‘çiçek’ gibi olur böylece İstanbul. Ülkenin siyasi ve ekonomik gücü artıyor diye zil takıp oynarız gece-gündüz artık(!) Gücü yeten sıfır arabasında, yetmeyen metrobüsünde… Diziliriz yollara. Ve dururuz öylece! Birbirimize baka baka. Zira İstanbul’da bir yerden bir yere ‘gitmek’ iptal olalı oluyor epeyi. Ooh, şehircilik efsanesi keyfi! Müze neyimize bizim.