‘’Barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun gökyüzünün dolmasıdır içeriye‘’
Anma mekanı, geçmişle empati yapabilmeyi sağlamak- o zamanları bugün de hissettirmek görevlerini üstlenir. Anma eylemi insan doğasına ait ve onun tarihi kadar eskidir. İçgüdüsel ve soyut olan bu yoğun duyguyu somut malzemelere dökme çabası, doğrudan ya da dolaylı hatırlatmak istediklerimiz imgeler çevresinde şekillenen anıt alanında , Top. Yzb. Mustafa Ertuğrul Aker ve Topçu Teğmen Yusuf Ziya Erdil’i anma ve onları anarken birlikteki ismi bilinmeyen diğer askerileri de hatırlatma ana amacımızdır.
Panellerin her biri askeri birlikteki diğer askerler gibi isimsiz, sade ve güçlü imgesi uyandırır. Bunun yanında anıt alanının içine girildiğinde isimsiz panellerin silindirin etrafını sardığını ve birlikte ayakta durabildiklerini görürüz. Farklı şehirlerde aynı amaç için mücadele veren Mustafa Ertuğrul Aker ve Yusuf Ziya Erdil’in isimleri giriş yönüne göre görünür.
Yerdeki sert zemin peyzaj izleri topçu birliğinin şimdiki zamanda bıraktığı izler olarak çağrışım yapmakta ve top mermilerinin yere bıraktığı çukurları imgeleyen sert zemin elemanları iki tezat duygunun- eskide olan ve günümüze etkisi- berrak bir şekilde zihnimizde yer etmesini sağlamaktadır. Dikey figürler siluet şeklinde aynı malzemeyle yere yansımıştır. Bu yansıtma aynı zamanda alanın önünde bir anma mekanı da tanımlamaktadır. Tam da anmak istediğimiz yerde; denizin ve top izlerinin karşısında her birinin gölgesiyle şimdi ve o zamanlar arasında kurulan bir bağ gibi iç içe geçmiş bir şekilde, birlikte hatırlıyoruz. Onlar bizi, biz onları.
‘’Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, yangının eritip tükettiği yüreklerde ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun, ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık, boşa akmadığını bilerek kanlarının, BARIŞ BUDUR İŞTE!’’
Yannis Ritsos
Gündüz, ışığın silindirden sekip yere bıraktığı iz , gece ise aydınlatma elemanlarıyla vurgulanan her bir panelin zihinde bıraktığı imge anma mekanının ruhani durumuyla ilgilidir. Gelen ışığı yansıtma şeklinin, aydınlık-karanlık ilişkilerinin akıllara getirmesini istediğimiz duygu; saygı, hatırlama ve empati yapmadır.
Kaş yat liman dolgu alanında bulunan yarışma alanının bir cephesinde tekneler karşı cephesinde kafeler yoğunluk oluşturur. Yayaların Kaş limanına inmek için kullandıkları ana aksı giriş doğrultumuz olarak belirledik ve denizin hatırlattıklarını anma adına ona yöneldik. Temel olarak bir giriş aksı bulunan anıt geçirgen davranır, almak istediklerini içine çeker, geçip gidenlere de hatırlatıcı bir koridor görevi görür. Cumhuriyet meydanına ve Atatürk heykeline yönelen kısım tören alanı olarak düşünülmüştür. Anıtın Kaş’ın siluetini değiştirmemesi önemsenmiş, kullanıcıların doğal yürüyüş senaryolarının etkilenmemesine dikkat edilmiştir.
Anıtın yer aldığı yerde sert peyzaj elemanı olarak 3x30x60 cm ölçülerinde Granit plak taş önerilmiştir. Derzsiz döşenen granit plak taşlar yakın çevredeki halihazır sert zeminle kontrast yaratmayacak şekilde döşenecektir.
430 cm boyutlarındaki daldırma galvanizli kutu profiller anıtın strüktürünü oluşturur. Dikey k taşıyıcı olarak görev alan 36 adet kutu profil, üst örtüyü oluşturan 14 adet kutu profil ile inşaat alanında birleştirilir. Üst örtünün çelik konstrüksiyonu iki alüminyum levha arasındadır ve fabrikada yüksek basınç enjeksiyon döküm yöntemiyle hazırlanan alüminyum silindirler birleşim detayına göre üst örtüye monte edilir. Kutu profiller ve üst örtünün çelik konstrüksiyonu alana getirildikten sonra betonarme demir dökülerek, I profil aracılığıyla monte edilir. Her iki dikey kutu profili kapatan fırçalanmış alüminyum sac paneller bulunmaktadır. Beyaz boyalı olan bu paneller fabrikada hazırlandıktan sonra alana getirilerek kutu profillere vida aracılığıyla monte edilir.