Geçen yılın sonunda Vancouver'de açılan ve bu yılın başında sonuçlanan uluslararası yarışmanın üzerinden birkaç ay geçmesine rağmen Kanada basınında yankılar devam ediyor.
Konu bizim ulusal basında da geniş yer buldu. Sebebi de yarışmanın üç kategorisinden biri olan Doğu Çekirdeği Bölümünde büyük ödülü Sunay Erdem ve Günay Erdem’in önderliğindeki tek Türk ekibin kazanması.
Vancouver, Ekonomist dergisine göre dünyada son dört yılın en yaşanır şehri. Ama Vancity Buzz sitesinde geçen ay yayınlanan “Vancouver Viadüklerin Geleceği” adı altındaki makaleye gore durum okadar da parlak değil. Makalede özetle şöyle denilmekte: ” Vancouver şehri uzun zamandan bu yana Georgia ve Dunsmuir viyadüklerinin geleceğini düşünüyor. Vücut bulan başarısız otoban projesi Vancouver’lilere önemli alanları israf etmiş devasa betonlar ve bölünmüş alanlar bıraktı.
1915 yılında inşa edilen Georgia viyadüğü uzun süreler doğu- batı çekirdeğinin şehir merkezi ile bağlantısını sağlayan önemli bir seyahat rotası oldu. Viyadük şehir merkezinin doğu bölümüne daha fazla akışı sağlamak için 60’lı yıllarda ek bir strüktür yapıldı. Halkın tepkisi sonrasında proje durduruldu ve halen günlük 40.000’den fazla taşıma kapasitesiyle günümüzde dahi ihtiyaçtan çok daha fazlasına sahipler.
Georgia ve Dunsmuir viyadükleri için birkaç belirgin olasılık bulunmakta. Korumak ve az kullanılan bir göbeğe dönüştürmek, farklı bir kullanım için yeniden tasarlamak, bir viyadüğü kaldırmak ve iki yönlü bir trafik akışı sağlamak, veya her ikisini de kaldırarak şehir merkezini doğu çekirdeğine doğru yaymak. Viyadüklerden birinin veya her ikisinin birden kaldırılması araç trafiğini şehir merkeziyle pasifik ve expo boulevard’a kadar gelişmesi mümkün. 2010 kış olimpiyatları için viyadüklerin kapatılması araç kontenjanı arttırmış olmasına rağmen onlar olmadan da trafik akışını sağlamanın şehre ulaşmanın azıcık zorlaşsa bile mümkün olduğunu gösterdi. Ancak trafik yükünü çevre mahallelere iterken metro ile şehir merkezine ulaşmak bu bir hayal kırıklığı oluşturabilir. Viyadüklerin kaldırılması da şehir merkezine mal taşıyan kamyonlar için tek yol olarak expo ve pasifik boulevard’ı kullanmak günlük mal getiren kamyonlar için sorun üretecek. Dunsmuir viyadüğünde ayrılan bisiklet yolu şeridi doğudan gelen günlük bisiklet kullanıcıları için çok önemli. Eğer viyadükler kaldırılırsa bazı alanlar arasında ulaşımları kayıplarını önlemek için viyadüklerin açtığı boşlukta araç trafiği kesintilerini de önlemek gerekiyor.
Viyadükleri kaldırmak kent merkezi ilen sahil kenarındaki mahalleri yeniden bağlamak için bir fırsat oluşturacak. Buna ek olarak daha fazla yeşil alan ve bilinen vancouver kentsel peyzajını şekillendiren mevcut sınırlı alanı, yenilikçi gelişmelerin yeniden üretilmesine izin verecek.”
Erdem Mimarlar’ın geliştiridiği ve kazanan proje de tam bunları irdelemektedir. Sunay Erdem sorunları şöyle özetledi: “Vancouverliler viyadüklerin, araçları oluk oluk şehrin merkezine akıtması sorgulanıyor. Bu şuna benziyor; insanın kalbinden gelen atardamarı doğrudan beyne bağlamak. Böylece şehir ‘beyin kanaması’ geçiriyor. Vancouver’de insanlar bunu istemiyor.” Günay Erdem de insanların daha çok yeşil istediklerini, yaya ve özellikle bisikletle şehrin ‘kılcal damarlarından’ dolaşmak istediklerini belirtti.
Erdem Mimarlar’ın projesindeki özetle amaç, Vancouver kent merkezine Whistler Dağları’nın oksijenini indirmek. Whistler Dağları’nın yeşil etekleri Belkara’dan süzülüp Burnaby Lake’e kadar uzanıyor. Yeşilin ve oksijenin kentin doğu çekirdeğine ulaşması için sadece 5 mil var. Eski yoğun işlevini yitiren ve artık yoğun kullanılmayan demiryolu hattı da bu amaca yardımcı oluyor. Çürüyen demiryolu ağları yeşil ağlara dönüştürülüp doğu çekirdeğe ulaştırılıp, viyadükler ile de şehrin kalbine taşınıyor.
Yarışmanın internet sitesinde, halkın yorumlarına da yer verildi. Bazılarının ekonomik olarak gerçekçi bulmadığı projeyi, hararetle destekleyen çoğunluğun bir kaç yorumu şöyle:
– Hepimiz kutu gibi evlerimize hapsedildik. Kentte ağaçlar arasında yürüdüğünü ve arkadaşlarımla çimenlere uzandığımı, sohbet ettiğimizi hayalliyorum. Kentlerimiz bize stres yüklüyor, ses kirliliği, karmaşıklık v.s. Kentlerimiz üzerine düşünmeliyiz, ”Doğanın Geri Dönüşü” iyi bir fikir, iyi bir ifade.
– Kesinlikle böyle projelere ihtiyacımız var. Şuna karar vermeliyiz; yeni dünyada nükleer santrallerde mi yaşayacağız, doğada mı? Bu fikir desteklenmeli. Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısı unutmamalıyız.
– Bence mimarlar geçmişteki göre daha fazla ”yeşil” proje üretmeli. Komple ”yeşil”e ihtiyacımız var, küçük parçalara değil.
– Büyükşehirlerde insanlar yeterince oksijen alamadıkları için çok fazla stres ve sağlık sorunu yaşıyor. Kimse kullanılmış suyu tercih etmezken neden kullanılmış-kirlenmiş havayı tekrar soluyoruz. Bir çok insanın kent merkezi dışında banliyölerde yaşama lüksü yok. Bu proje ayrıca bir çok kişiye de ”yeşil istihdam” yaratabilir. Müthiş bir fikir.
Proje: Erdem Mimarlar – Sunay Erdem, Günay Erdem
Yardımcı Mimarlar: Serhat Ulubay, Selçuk Aksoy, Oktay Kara, Çiğdem Dalkılıç, Müge Yılmaz, Rabia Akgül, Altay Çinibulak, Ada Erdem
Danışmanlar: Prof. Dr. Alper Çabuk, Yrd.Doç. Dr. Saye Çabuk, Aslı Tulay Erdem, Serpil Öztekin Erdem, Kaan Tuna, Uğur Kara, Banu Kara, Yaser Can