TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi, "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı" üzerine bir basın açıklaması gerçekleştirdi ve tasarının değerlendirilmesini yaptıkları bir rapor yayınladı.
TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi’nden duyurulan açıklama şu şekilde:
“TBMM gündeminde bugün, hiçbir değerlendirme, katkı ve uyarılar dikkate alınmadan “ÂFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI” görüşülmeye başlanmıştır. İmar ve çevre alanında yürürlükte bulunan tümyasaları “uygulanmayacak mevzuat” kılarak, ülkedeki hemen tüm yeni yapılaşma ve kentseldönüşüm uygulamalarına ait temel kararları Başbakanlık-TOKİ İdaresi’ne bağlamaktadır.Böylece yerel yönetimler, ilgili kurumlar ve toplum katılımı devre dışı bırakılarak “başkanlıksistemi”nin önce imar alanında başlaması öngörülmektedir.
Bir anlamda “imar darbesi” denebilecek uygulamayı “afete karşı önlem” gerekçesi altındadüzenleyen kanun tasarısı, ülkenin ve kentlerin tamamını “riskli alan” ilan etme olanağınısağlayarak, bu tanımla belirlenmiş alanlarda TOKİ’yi ve dolayısıyla Başbakanlığı “tek imarotoritesi” yapmayı hedeflemektedir.
Tasarıya göre, “Bakanlar Kurulunca belirlenecek rezerv alanlar” ve hiçbir bilimsel katılımolmadan saptanabilecek “riskli alanlar” ülkenin her yerinde keyfi olarak ilan edilebilecek.
Aynı hukuk ve etik dışı yaklaşım “riskli yapı” tanımında yinelenmekte, teknik ve bilimselkatılımın olmadığı saptamalarla TOKİ’nin dilediği yapıya el koyabilmesi olanağısağlanmaktadır.
O kadar ki, tasarıya göre belediyeler “riskli yapıları” verilen sürelerde belirlemediği takdirdebunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “resen” yapacaktır. Riskli alanlarla birlikte aynı yapılarınMaliye Bakanlığı aracılığıyla TOKİ’ye devir işlemleri de tasarının ayrıntılı hükümlerinioluşturmaktadır.
Bu yöntemle belirlenecek sözde “afet riski bulunan”(!) alanlarda ve yapılarda, tasarınınasıl amacını oluşturduğu anlaşılan “TOKİ’ye ve TOKİ ortaklarına yeni emlak rantıalanları kazandırmak ve pazarlamak” niyetinin “engelsiz” olarak yaşama geçebilmesiiçin de ülkemizde yılların deneyim ve birikimleriyle oluşmuş tüm imar, çevre ve kültüryasaları “uygulanamaz” ibaresiyle etkisiz hale getirilmektedir.
Bu sayede yeni emlak rantı alanlarına dönüştürülmek üzere el konulan yapıların zorla tahliyeişlemleri ile yıkılmalarında tüm yasal engeller kaldırılırken; ülkenin doğal, kültürel ve çevredeğerlerinin korunmasını öngören yasaların da devre dışı bırakılmasıyla aynı değerlerin yokolmasına neden olacak yapılaşmaların önü açılmaktadır.
Tasarıda bu yöntemlerle hedeflenen “tek imar otoritesi” oluşturulması aynı zamanda merkezîidareye “yağma özgürlüğü” tanımaktadır.
Tasarı bu şekliyle, “Demokrasinin Beşiği” olarak kabul edilen yerel yönetimleri “rantınmerkezî hükümetten yönetimi” uğruna tamamen etkisiz ve yetkisiz kılmayayönelik “yerelleşme ve demokratikleşme” karşıtı anlayışın yasalaşması olarakdayatılmaktadır.
Bugüne kadar, “Kentsel Dönüşüm Yasası” adıyla gündeme gelen tüm yasa tasarılarıhakkında, gerek Mimarlar Odası gerekse diğer meslek kuruluşlarının uzman görüşve önerileri ile oluşturduğu raporlarda, ülkemizin gerçekleri ve genel şehircilik ilkeleriçerçevesinde sağlıklı bir “kentsel gelişim”in nasıl sağlanabileceğine ilişkin görüşleri hiçbirşekilde dikkate alınmadan hazırlanan bu “tasarı”nın yasalaşması halinde, zaten sorunlarlabaş başa olan kentlerimiz felaketlere sürüklenebilecek, yoğun ve kapsamlı bir şekildekamusal, çevresel, sosyal, kültürel ve ekonomik kayıplar yaşanacaktır.
Bu değerlendirmelere bağlı olarak;
Duyarlı Milletvekillerimizi, genel olarak sakıncalarını belirttiğimiz; ülkemizin tümdeğerlerini ve anayasal hakları yok edecek olan, kamu yararı ile uzaktan yakından ilgisiolmayan, “yerelleşme ve demokratikleşme” karşıtı ve kentlerimizi “afetlere karşı güvenli halegetirmek” yerine “kendisi bir afet” ve “çılgınlık” olan “Tasarı”yı reddetmeleri ve “Tasarı”nın geriçekilmesi için çaba göstermeye davet ediyoruz.
Üstlendikleri demokratik sorumluluklar ve kentlerin toplum adına sahipleri olmaları nedeniylebaşta “yerel yönetimler” olmak üzere; hakları gasp edilen ve demokrasi, kentli hakları,tarihsel ve doğal değerlerden yana olan bütün kesimleri “Tasarı”nın gündemden kaldırılmasıiçin dayanışma içerisinde olmaya çağırıyoruz.”
Kanun tasarısı değerlendirmesinin yer aldığı rapora buradan ulaşabilirsiniz.