Şehirler, mekânlarıyla anılır, mekânlardaki insanlar da gelenekleriyle...
O gelenekler, kuşaktan kuşağa taşınır, sürdürülür. Hemen her büyük şehirde olduğu gibi İstanbul’un da semt pazarları ünlüdür. Fatih Pazarı, Beşiktaş Pazarı, Kadıköy, Pendik, Kartal pazarları gibi…
İnsanlar o pazarların hangi gün kurulacağını ezbere bilirler, hatta taksi şoförleri bile, müşteri almazlar ya da sızlanırlar: “Abla, bugün orada pazar var araba girmez!” Semt pazarları, halkın nirengi noktasıdır. Ayaktan başa kadar her şey satılır, meyve sebze pazarları ana malıdır, peynir, zeytin, bakliyat… Her pazarcının pazarda belirli bir yeri vardır. Her hafta oradadır.
“Pazar” deyimi ucuzluk anlamındadır, bazıları da dudak bükerler. “Pazardan alınmış.” “Pazar malı n’olacak?” Oysa pazardan alıp, butikten alınmış gibi gösterilen mallar da vardır, özellikle giysiler, çantalar… Kim ne derse desin, pazarın yediden yetmişe yaşamımızda yeri vardır. Üstelik birçok yer, adres pazarla bulunur.
“Pazarın karşısı, pazardan yana, pazar önü, pazar çıkmazı” gibi…
“Pazarcılık” zor iştir. Sabahın erken saatlerinde gelirler, tezgâhlarını açar, hava karardıktan sonra tezgâhları toplarlar, yarın sabah nereye gideceklerse. Düşünün, gece Fatih Çarşamba Pazarı’nda, ertesi sabah Beşiktaş’ta… Sabah aç, gece topla; ertesi sabah aç, yine topla… Yazın sıcağı, tozu, dumanı; kışın yağmuru, karı, sağanağı… “Pazarlar” yoksul ve orta halli halkın alışveriş ettiği, gücünün yettiği tek alış-veriş merkezleridir. Onların “Akmerkez”idir… Şimdi kim akıl etmişse etmiş pazarlar kaldırılacakmış!!! Gerekçe vergi kaçırılıyormuş. Demek yalnız pazarlarda vergi kaçırılıyormuş, onu da yakaladılar, butiklerin oyunu olmasın…
Sayın Başbakan Nişantaşlı, Modalı, Maçkalı, Suadiyeli olsa, “pazar nedir bilmez ki” diyeceğiz. Sayın Başbakan Kasımpaşalı, annesi kendisini önüne katıp pazara götürmüştür, filelerle, zembillerle, çantalarla alınanları eve taşımıştır. Biz taşıdık, hiç de utanmadık, sanırız o da taşımıştır, utanacak ne var ki? O semtlerin çocuklarının çocukluk anılarında “pazarlar” vardır…
İyi ki vardır.