Ünlü mimarlık tarihçisi Gavin Stamp, Building Design'daki yazısında "Charles Dickens'ın mimariye yaklaşımı daha soğukkanlı ve faydacıydı" diyor.
Charles Dickens ve İngiliz mimar Augustus Welby Northmore Pugin’in doğumlarının 200. yılları henüz kutlandı. Fakat bu iki önemli adamı bir araya getiren başka ortak özellikleri de var. Aslında Dickens, gotik uyanıştan ve Pugin’in Katolik Kilisesi ile ilişkisinden pek hoşlanmazdı. Fakat aralarında çok ilginç ve ince bir bağ vardı.
Dickens, Great Expectations isimli romanında Mr. Wemmick’in Walworth’teki kurgusal evini “ilginç gotik tarzdaki pencereleri ve neredeyse girilemeyecek kadar küçük kapısı ile küçük ahşap bir barınak” şeklinde anlatarak aslında Pugin’in ilk evi olan St. Marie Çiftliği’ni tarifliyordu.
Augustus Welby Northmore Pugin’in tasarladığı St. Marie Grange
Pugin biyografisinin yazarı Rosemary Hill de, Dickens’ın Martin Chuzzlewit romanındaki hayali binanın mimarı Mr. Pecksniff’in Pugin’in babası Auguste olabileceğinden bahsediyor.
Tüm kanıtlar, Dickens’ın, mimariyle ve estetik duygularla pek ilgisi olmadığını gösteriyor. Dickens, Viktoryen tarzdan hoşlanıyordu.
Dickens, Thames kıyısındaki bataklığın ıslahını destekliyor ve Smithfield’da Horace Jones tarafından inşa edilen canlı sığır pazarı binasını beğeniyordu. Bunların dışında gecekonduların temizlenmesi ve yoksullar için iyi konutlar geliştirilmesiyle ciddi biçimde ilgileniyordu. Böylece mimarlığa bir biçimde bağlanmış oldu.
Smithfield Market
Dickens, bu konuda hayırsever arkadaşı Angela Burdett Coutts’u teşvik etti ve Coutts’un ilk büyük ölçekli projesini, Benthall Green’de bir gecekondu mahallesinde sosyal konut girişimini başlayarak Columbia Meydanı’nın oluşturulmasını sağladı. Columbia Meydanı projesini daha sonra Columbia Pazarı projesi izledi.
Columbia Market
Bugünlerde Londra Müzesi’ndeki Dickens ve Londra hakkındaki sergi ise Dickens’ın yaşadığı ve çalıştığı sosyal ve fiziksel bağlama ışık tutuyor. “Dickens’s Victorian London” isimli kitap ise eski fotoğraflarla dönemin fiziksel ortamını gözler önüne seriyor. Fakat her ikisi de önemli bir noktayı atlıyordu: Dickens’ın romanlarının çoğu çocukluğunun kentinde geçiyordu.
Henry Pether’ın “York Watergate and the Adelphi From The River” resmi
Roman kahramanı David Copperfield Adelphi’de yaşıyordu. Dickens da genç bir gazeteciyken Adelphi’de yaşamıştı.
Dickens’ın romanlarındaki mimari insan faaliyetleri için kurgulanmıştı ve genellikle atmosferi ve karakteri yansıtıyordu. St. Paul’s Katedrali sadece bir kent simgesi işlevi görüyor, diğer binalar kasvetli ve absürd olarak niteleniyordu.
St. Paul’s Katedrali
Dickens, romanlarında çoğunlukla eski otellere odaklanırdı fakat Gray’s Inn binasını “çamur ve tuğla ile örülü en depresif mekanlardan biri” olarak niteliyordu. Great Expectations isimli romanında, günümüzde büyüleyici ve gizemli bir miras olan Barnard’s Inn binası için “dökük binaların en kötüsü” yakıştırmasını yapıyordu.
Gray’s Inn
Ahşap pencereli demirli evlere gelecek olursak onları da bütünüyle eski, zararlı ve mutlak binalar olarak addediyordu. Zeki ve hayal gücü yüksek bir yazar olarak Dickens’ın klasik mimari ile pek ilgisi yoktu. Mimarlık konusunda cahil olmaktan ziyade ilerici bir Viktoryendi.
Dickens kendini daha çok bir iç mekan dekoratörü olarak hayal ediyordu ve çoğunlukla ev dekorasyonu gerçekleştiriyordu. Dickens’ın evleri, tipik 18. yüzyıl dönemini yansıtıyordu.
Dickens ile bağlantılı diğer binalar çoktan tarih oldu. Fakat gençlik yılları ile bağlantı bir binanın örneği Bloomsbury’de görünüyor. Örneğin 1770’lerde Cleveland Sokağı’nda inşa edilen ilk Strand Union Fakirhanesi. Bu fakirhane, Dickens’ın ünlü romanı Oliver Twist’e de ilham vermişti.
Strand Union Fakirhanesi
Bu bina, Dickens’ın yaşamını sürdüğü sokak üzerinde bulunmasından dolayı bugün koruma listesine alınmış. Fakat muhtemelen bu gelişme, mükemmel yazar Dickens’ın pek de umurunda olmazdı.
Dickens’ın Great Expectations isimli romanı, 2011 yılında BBC tarafından dizi olarak yayınlandı.
Roman, günümüze uyarlanarak Ethan Hawke ve Gwyneth Paltrow’un başrollerini paylaştığı bir film olarak 1998 yılında izleyicilerle buluşmuştu.
Dickens’ın ünlü romanı Oliver Twist’in filmi ise 2005 yılında Roman Polanski yönetmenliğinde çekildi.
Londra Müzesi, Dickens ve Londra sergisinin açılışıyla birlike yeni bir iPhone ve iPad uygulaması başlattı. David Foldvari tarafından tasarlanan bu interaktif çizgi roman, Dickens’ın insanlardan ve mekanlardan ilham aldığı sokaklarda Dickens’ı izliyor. Videoda, Dickens’a sesini veren Mark Strong, romanlardaki Viktoryen Londra’yı anlatıyor. İlk uygulama olan Dark London iTunes’dan bedava indirilebiliyor. Sonraki uygulamalar ise aylık 1,49 Sterlin ücretiyle indirilebilecek. Uygulamayla ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.