Türkiye, BM Engelli Hakları Sözleşmesi uyarınca kamusal hayatı engellilerin erişimine daha fazla açacak adımları temmuza kadar atmalı.
Kaldırımların, toplu taşıma araçlarının yeniden dizaynından başlamak üzere komplike bir çalışmayı gerektiren bu adımlar engellilerin yaşama katılmasını sağlarken ekonomik anlamda da hatırı sayılır bir yatırım hamlesini beraberinde getirecek
İlerleme çok yavaş gerçekleşse de, kimi bireysel çıkışlar zaman zaman moral bozsa da dünyada iyi şeyler de oluyor. Birleşmiş Milletlerin 2006 yılında benimsediği Engelli Hakları Sözleşmesi (CRPD) şehirlerin ve binaların engellilere uygun dizaynını öngörüyor. Türkiye de bu sözleşmeyi imzaladığı için bu yıl temmuz ayına kadar bu alanda adım atması gerekiyor. Ana amacı açık ve kapalı alanları engelliler için erişilebilir hale getirmek olan bu sözleşme, önemli büyüklükte bir ekonomik faaliyeti beraberinde getiriyor.
Kaldırımlar yenilenmeli
En basit anlatımıyla kaldırımlar yenilenmeli, sesli uyarılar tasarlanmalı, engellilerin kullanabileceği toplu taşıma araçları olmalı, kamuya açık binalarda konuya uygun yenilemeler yapılmalı.
Bu konudaki resmi ortaya koyan Dünya Engellilik Raporu’nun Türkiye tanıtımı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın öncülüğünde 10 Şubat’ta gerçekleştirildi. Rapora şöyle bir göz atınca insan titreyip kendine geliyor gerçekten. Dünyada 1 milyar engelli insan bulunduğunu, uzayan yaşama süreleri, kalp gibi hastalıklar ya da kazalar nedeniyle hemen herkesin yaşamının bir bölümünü engelli geçirdiğini, sadece ortopedik, duyusal ya da zihinsel engellerin değil, örneğin depresyonun bile engellilik sayıldığını bu rapordan öğreniyoruz. Raporun tanıtımının yapıldığı günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in danışmanı Şafak Müderrisgil Akın çalışmaları organize etmek üzere Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası yetkilileri ile bir araya geldi.
Sunuşu Hawking yaptı
Raporun sunuşu dahi bilim adamı Prof. Stephen Hawking’in, ana metin ise sosyolog Sir Thomas William Shakespeare’in kaleminden çıkmış. Hawking’in fiziksel koşullarını bilmeyen yoktur. Thomas William Shakespeare’de de akondroplazi sendromu, yani cücelik var. Başlı başına bu bile engelli diye niteleyip yaşamın dışına ittiğimiz insanların potansiyelini ortaya koyuyor.
Dünya Bankası’nda Beşeri Kalkınma Sektörü Baş Uzmanı Aleksandra Posarac’in de katıldığı bir sohbette sosyolog Shakespeare ile engellerin nasıl ortadan kaldırılacağını konuştuk.
Yapılması gereken çok şey var
Türkiye’de hiç sokakta, kaldırımda yürümeyi denediniz mi?
Kasımda Kahire’deydim, kaldırımlar çok yüksekti ve rampalar yoktu. Çok zordu şartlar. Türkiye’de Topkapı Sarayı, Mısır Çarşısı’nın olduğu alana gittim daha çok. Ayasofya’da ve Sultanahmet Camii’nde rampalar düşünülmüş. Fakat Sultanahmet’te rampalar çok dik, rampadan çıkabilmeniz için birinin sizi (tekerlekli sandalyeyi) itmesi gerekiyor. Erişilebilirlik açısından kötü olan pek çok yerde bulundum. Türkiye mükemmel değil, fakat onlardan daha kötü de değil.
Şehirlerin engellilere uygun dizaynı için neler yapılmalı?
Mesela kaldırım köşelerinde karşıdan karşıya geçmek için küçük rampalar olmalı. Görme engellileri uyaran, tehlikeli kenara geldiğini anlatan kabartılı kaldırım bölümleri olmalı. Işıklarda sesli uyarı sistemleri gerekiyor. Sultanahmet’te bir binada engelli erişimi olan tuvalet vardı ama çalışmıyordu. Bunlar pahalı şeyler. Çalışmıyorsa paranızı boşa harcamışsınızdır.
En engelli dostu şehir hangisi?
Bu şehirler genelde Amerika’da.
Tıbbi değil sosyal sorun
Engelliler için en büyük sorun?
Hiçbirimiz farklı değiliz. Engelli insanlar da bir partner, bir iş ve bir aile istiyorlar. Ama izole yaşamak zorunda bırakılıyor. Bana göre engellilik tıbbi bir problem değil, sosyal bir problem. Çoğu engelli insan özgüven hissetmiyor. Kendilerinden utanıyorlar.
Kendiniz hakkında negatif düşünüyorsanız başkalarına da çekici gelmezsiniz.
ERİŞİMLİ TAKSİ ARTMALI
İstanbul’u rahat gezebildiniz mi?
İstanbul’da belediye tarafından tahsis edilen, tekerlekli sandalye kullananlar için özel taksiler var. Önceden arayıp bilgi vermeniz, randevu almanız gerekiyor. Aradığınızda gelip sizi alıyorlar. Asansörlü sistemi var bu taksilerin. Eskiden 100 tane erişimli taksi varmış ama kesintiye gidilmiş, şu an 50 civarı varmış. Nüfusa kıyaslayıp, matematiğini yaparsanız erişimli taksi sayılarının ne kadar az olduğunu görürsünüz. Artık zengin bir ülkesiniz, gelişiyorsunuz. Bunu arttırabilirsiniz. Finansal sınırlamalar olduğunu biliyorum ama tekerlekli sandalyedeki insanlar için işe gitmek, hastaneye gitmek hâla zor.
Maliyet artışı yüzde 1 bile değil
Bir binayı engellilere uygun inşa etmenin maliyeti nedir?
Eğer altyapıya yatırım yapacaksanız, bu işi en baştan doğru yapmalısınız. Güney Afrika’da Dünya Bankası’nda çalışan bir arkadaşımla konuşuyordum. Yeni binaların erişimli olma maliyeti hesaplarını anlatıyordu.
Toplam maliyetin yüzde 1’i bile değil biliyor musunuz? Engellilik danışmanları inşaat planını erişilebilir hale getirmek için düzenlemeleri yapıyorlar. Bu yüzden maliyetin erişimli hale gelmeden önceki ve sonraki halini karşılaştırabiliyorlar. İnşaatı erişilebilir hale getirmenin ekstra maliyeti toplam maliyetin sadece yüzde 0.4’ü kadar. Yani bir binayı en baştan inşa sırasında erişilebilir yapıyorsanız bunun maliyeti yüzde 1’den bile daha az. Bütün bu yeni binaları yaparken, erişilebilir hale getirmemeniz için hiçbir bahaneniz yok! Özellikle de Türkiye’nin yaşlanan bir nesil olduğunu, her zaman turist ve işadamlarını çektiğini düşünürseniz. İnşa edilmiş bir binayı erişilebilir hale getirmekse oldukça maliyetli. İyi bir çözüm yolu da değil.
Hepimiz “engelli”yiz
Engelliliği önlemenin maliyetiyle engelliliğin maliyetini karşılaştırdınız mı?
Önlem almanın çok çeşitli yolları var. Yol güvenliğinden aşı ve sağlık eğitimine, sağlık hizmetlerine kadar uzanıyor. Yine de engelli insanlar her zaman olacaktır. Yaşlıların engelli olma riski daha fazla. 60 yaşın üstündeki tüm insanların yarısı engelli. Bu aynı zamanda bir paradoks. Daha iyi ilaçlar daha çok engelli insan anlamına geliyor. İnsanlar kazalardan ya da hastalıklardan ölmüyorlar, hayatta kalıyorlar ama engelli oluyorlar.
Raporun ikinci bölümünde engellilik maliyetiyle ilgili bazı ekonomik veriler var. Bazı Avrupa ülkelerinde engellilerin sağlık ödemelerine ayrılan bütçe oldukça yüksek, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 5’i kadar. OECD ülkelerinde ise engelliliğin maliyeti kamu sosyal harcamalarının yaklaşık yüzde 10’u kadar. Kanada’da yapılan bir çalışmaya göre engellilik sebebiyle verimli iş kaybı GSYH’nin yüzde 6.7’si olarak hesaplanmış. Engellilik ekonomisi hakkında daha çok araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.
Akonproplaziye yenilmedi Juliet’ine kavuştu
Tam adı Sir Thomas William Shakespeare. Unvanını kullanmasa da üçüncü kuşak baron olan bir sosyolog. 1966 doğumlu. Akondroplazi sendromu var yani cücelik. Yürüyemiyor da. Evli ve kendisiyle aynı sendromu taşıyan Ivy ve River anda iki kız çocuğu var. Babasında da aynı sendrom varmış. Öğrenciyken, ünlü bir doktor olan babasıyla birlikte İngiltere’de büyümesiyle ilgili bir televizyon belgeseline konu olmuş. Doktara derecesini de mezun olduğu Oxford’dan almış. Birçok üniversitede engellilikle ilgili araştırma yapmış, dersler vermiş. Araştırma alanları: Engellilik çalışmaları, biyoetik, medikal sosyoloji.
Engelli çalışmaları konusunda pek çok kitap yayımlamış. Engelliliğin Seksüel Politikası, Engellilik Doğruları ve Yanlışları, Engellilik Hakkında Tartışma gibi. 20 seneyi aşkın bir süredir engelli toplumun aktif bir üyesi.
Şu an Dünya Sağlık Örgütü’nde Engellilik ve Rehabilitasyon takımında teknik yönetici pozisyonunda görev alıyor. Kendisine en çok sorulan sorulardan biri Shakespeare’le akraba olup olmadığı. Soy ağacı 16. yüzyıla kadar gitse de bundan emin değil, “Uzak bir kuzen olabilir” diyor