“Taksim Cami ve Dinler Tarihi Müzesi” Projesi ile İlgili Yeni Açıklamalar

Ahmet Vefik Alp‘den "Taksim Cami ve Dinler Tarihi Müzesi" projesi ile ilgili yeni açıklamalar.

Ahmet Vefik Alp’in 09 Şubat 2012 tarihinde Habetürk TV de gerçekleşen “Türkiye’nin Nabzı” programında değindiği “Taksim Cami ve Dinler Tarihi Müzesi” projesi konusundaki açıklamaları gündeme bomba gibi düşmüştü. Bunun üzerine bugün Alp Mimarlar tarafından proje konusunda tamamlayıcı bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu ibarelere yer verildi:

1. Bahis konusu proje Hocamız Alp’e halen 44 yaşında olan Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 2 yıl önce tevdi edilmiş ve programlama ve tasarlama çalışmaları tüm İslam dünyasını kapsayan geniş bir araştırma perspektifi altında yürütülmüştür. Ayrıca, 3 seçkin meslektaşımıza da bağımsız olarak aynı proje hazırlatılmış ve bu böylece tesisin ön projelendirme süreci davetli/sınırlı bir yarışma şeklinde gelişmiştir. Sn. Başbakan’ımız bu Vakfın eski başkanlarındandırlar.

2. Hazırlanan 5 proje arasından tasarladığımız proje öne çıkarak Vakıf İdaresi ve danışmanları tarafından geniş kabul görmüştür. Proje arsası halen Taksim Fransız Konsolosluğu’nun yanında bulunan Sular İdaresi (Maksem) yapısının arka bölümünde bulunan yaklaşık 2.500 m² büyüklüğündeki halen otopark olarak kullanılan sahadır. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Bölge Koruma Kurulu’nun bu alanda cami yapılabileceği yönünde kararı mevcuttur. Bu kesim Beyoğlu İmar Planında “Dini Tesis Alanı” olarak etiketlenmiştir. Ancak burada bir cami yapılmasına karşı çeşitli davalar ikame edilmiş olup bunlar devam etmektedir.

3. Müellif Hocamız ve yardımcı ekibi bahis konusu tasarımı oluştururken camilerin geçmişten günümüze gelişimi ve simgeleşmiş değerlerini çağdaş mimari mesaj ve teknolojiyle sentezleyen bir yaklaşım benimsemiş, milli hassasiyetlerimiz ve özgün folklorumuz ile muasır medeniyetler çizgisini buluşturan, geleneklerimizle Cumhuriyet değerlerini, geçmişle geleceği bütünleyen bir mesaja ulaşmaya gayret göstermiştir. Projenin cami mimarisine yeni bir anlayış ve açılım getirebileceği düşünülmektedir. İstanbul’umuzun “Dünya Medeniyetlerinin Beşiği” hüviyetinin vurgulanması eğilimi bina programının oluşmasında etkin rol oynamıştır.

4. Proje “Türkiye’nin Nabzı” TV programında Vakfın izni ve isteği doğrultusunda Hocamız tarafından kamuoyuna ilk defa duyurulmuştur: Konunun “gizli proje” olarak nitelendirilmesi yanlış olmaktadır. Internet ortamında bulunan program videosu incelendiğinde Hocamızın “gizli proje” ifadesine itiraz ettiği görülecektir. Çalışmanın geniş tartışma ve konsensüs görmesi dileğimizdir. Proje Beyoğlu Belediye Başkanı, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, görevden yeni ayrılan ve yerine gelen Sn. İstanbul Müftüleri, bazı Milletvekillerimiz, Bakanlarımız ve TBMM Başkanımız’a takdim edilmiştir. Proje geçtiğimiz Mayıs ayında uluslararası uzman bir mimar ve kentplancı platformuna da takdim edilmiş ve ciddi övgüye mahzar olmuştur.

5. Projelendirtme süreci Taksim Meydanı ve çevresini bütüncül bir yaklaşımla değerelendirmiştir. Projenin 2 ana bölümü yaklaşık 300 kişilik kapalı 300 kişilik yarı açık ve 700 kişilik tam açık namaz alanı ile Cami ve zemin altında aşağıdan yukarıya 3 katta sırası ile semavi dinler Musevilik, Hıristiyanlık ve nihayet Müslümanlık’a yükselişi dairesel sinevizyonlar desteğinde anlatan “Dinler Tarihi Müzesi”dir. Bu iki ana bölüm birbirlerinden tamamen bağımsız olarak işlemektedir. Tesis bir kültür kompleksi olarak tasarlanmış, ticari fonksiyonlara yer verilmemiştir. Ana zemin platosunun altında katlar olmasına karşın platonun büyük bir kesimi ağaçlandırılabilecek biçimde detaylandırılmıştır.

6. “Taksim Cami ve Dinler Tarihi Müzesi” Projesinin idari sahibi “Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı”dır. Vakıf Başkanı (E) General Mehdi Sungur’dur. Vakıf Başkanı ve İdare Heyeti Sn Başbakan’nımız ve diğer karar organlarının değerlendirmeleri ve davaların neticelerini beklemektedirler. Vakıf Genel Sekreteri Vakıflar İdaresi’nden emekli Sn. Mustafa İmamoğlu olup bilgi için müracaatlar kendisine tevcih edilmelidir.

Vakıf İdaresi ve ilgili makamlar tarafından gerekli ve uygun bulunursa proje ayrıntılı biçimde basınımız, sivil toplum örgütleri, hocalarımız, bilirkişiler ve kamuoyu ile paylaşılacak, tüm kesimlerin görüş ve düşünceleri dikkatle kaydedilecektir.