Tabanlıoğlu Mimarlık'ın tasarımını gerçekleştirdiği Konya-Selçuklu Kongre Merkezi binası 25 Ocak'ta basına tanıtıldı.
Basın toplantısı öncesi gerçekleşen tartışmada ilk olarak Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Tabanlıoğlu Mimarlık’ın kültür merkezleri deneyimlerini Astana Barış Piramidi, Tripoli Kongre Merkezi, Sipopo Kongre Merkezi, Astana Medya Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi ve Zorlu Center örnekleri üzerinden aktarırken, kendilerine belediyelerden ilk defa bu tip istekler geldiğini belirtti. Belediyelerin “iyi mimari” projeleri elde etmelerinin kentleri olumlu etkileyeceğini, Anadolu’da şehirlerin kimliklerinin mimariye yansımadığını belirten Gürsel, bir binanın bir şehri değiştirebileceğini, cazibe merkezi haline getirebileceğini Bilbao üzerinden aktardı. Ayrıca akıllı şehir politikalarıyla şehirlerin kazanacağını ve yabancı sermayeyi çekebilceğini sözlerine ekledi.
Murat Tabanlıoğlu “Uzun yıllarımı geçirdiğim Viyana ile ister istemez ülkemizi karşılaştırıyorum. Türkiye’de AVM kültürünün başladı fakat Viyana’da kültürün yaşamın bir parçası olduğunu hissediyorum. Tiyatro, opera, kütüphane insanları ürkütüyor. Bu sebepten kıültür merkezlerinin günümüzde farklı değerlendirilmesi gerekiyor. Bizim amacımız ihtiyaç programını revize ederek yılın her günü yaşanacak, insanların buluşabileceği bir merkezi hayata geçirmek,” diyerek Konya’da sadece iki otelde toplantıların ve sosyal aktivitelerin yapılabildiğini ve şehrin böyle bir yapıya ihtiyacı olduğunu sözlerine ekleyerek, arazi seçimini hangi dinamikler üzerinden belirlediklerine dair bilgi verdi.
Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay “Bu projeyi hayata geçirmek istediğimizde Tabanlıoğlu Mimarlık ile görüşmemiz gerektiğini söylemiştim. Şehrimizin vizyonuna katkı sağlayacak bir tasarım oldu,” diyerek projenin 50 milyon TL’ye malolmasının öngörüldüğünü ve bununla ilgili kaynakları olduğunu dile getirdi. Altay ayrıca tasarımın İstanbul dışında yapılmış en büyük kültür merkezi olacağını, Konya’ya gelen turistlerin sadece Mevlana Müzesi’ni ziyaret ettiklerini, bu yapı ve diğer projeler ile turistlerin Konya’da daha çok vakit geçirmelerini sağlamanın hedefleri arasında olduğunu belirtti.
Basın toplantısı Uğur İbrahim Altay’ın konuşmasıyla başladı. Konuşmadan sonra söz alan Murat Tabanlıoğlu ise şehrin-belediyenin dünyaki diğer şehirlerde olduğu gibi kendi merkezinin olması gerektiğini belirterek arsa seçimi, ihtiyaç programı, ulaşım ve tasarıma dair detaylı bilgiler aktardı.
Buna göre 24.464 m²’lik arazi üzerinde toplam 29.700 m²’lik inşaat alanına sahip olan Selçuklu Kongre Merkezi; tek bir çatı altında farklı işlevlere atanmış bağımsız kütlelerin birarada ele alınması yaklaşımıyla, sosyal bütünleşme ve kültürün paylaşımının merkez olduğu bir sinerjiden yararlanacak biçimde tasarlanmış.
Selçuklu Kongre Merkezi’nde; açık, yarı-açık ve kapalı fuaye mekanlarını paylaşan 2200 kişi kapasiteli amfi formunda ve çok-balkonlu kongre ve yine amfi formunda 800 kişilik tiyatro salonu ile kutlama ve çeşitli toplantıların gerçekleştirilebileceği, gerektiğinde birleşebilecek üç bölümden oluşan toplam 1000 kişiye ev sahipliği yapacak sokak kotunda yer alan balo salonu, ana mekanları oluşturuyor. Ancak Merkez, sadece bu ana mekanların faaliyette olduğu zamanlarla kısıtlı olmayıp, restoran- cafeleri, tematik dükkanları, cep sineması, atölyeleri ve toplantı mekanları ile kentin yoğun olarak kullanılan buluşma ve cazibe noktası olacak.
Barındırdığı işleve bağlı olarak farklılaşan yükseklikleriyle ana ve yan fonksiyonlara atanan kütlelerin yanı sıra 9.500 m²’lik açık, 100 araçlık da kapalı otopark alanı ayrılmış. Zemin altında ayrıca fuayenin devamı, prova odaları ve dekor depolarıyla birlikte mekanik hacimler yer alıyor.
Cephelerde, aynı zamanda güneş kontrolü için kullanılan motifler, ışık – gölge oyunlarıyla hareketli bir kurgu sağlamış, bu geometrik form – geleneksel göçebe kültürünün de izlerini taşıyan, Selçuklular’ın Anadolu dokusu ile harmanladığı – mimari mirasının izlerinden yola çıkılarak stilize edilmiş.
Çatıda bırakılan ışıklıklar, özellikle ana hacimler arasında konumlanan fuayelerde gün ışığından optimum yaralanmayı sağlıyor.
Çeşitli sosyal ve kültürel nedenlerle vakit geçirmenin yanısıra, kavramsal olarak kentlinin içinden geçmesini de amaçlayan bu mekan, aynı zamanda üzerinde bulunduğu anayoldan itibaren açık otopark olarak düzenlenen arka girişine bir pasaj oluşturuyor. Alternatif yaya girişleri ve araç girişlerinin de her iki cepheden olmasına izin veren bir yaklaşım düzenlemesiyle de erişim kolaylığı arttırılıyor. Binanın yaya ve araç için erişim kolaylığının yanı sıra, önünde bırakılan meydanla “kentin tanımlayıcı bir kamusal alanı” olması önerilmiş, binanın içine girmeye teşvik eden korunaklı ve aynı zamanda “açık” tavrı, cephe üzerinde meydana doğru konumlandırılmış olan elektronik ekran ile desteklenmiş. Etkinliklerin ve programının halka görsel olarak ulaştırılması da, ilgi arttıracak bir unsur olarak düşünülmüş.
Atölyeler, sergi alanları, lokanta ve cafe gibi mekanlarla üç ana fonksiyonun (ana kongre salonu, tiyatro salonu, balo salonu) yer aldığı tüm mekanları birleştiren, toplam büyüklüğü 8350 metrekare olup üç kotta yer alan lobilerle birlikte, binanın üç yönünde yer alan meydanlardan itibaren SKM kamusal alanın doğal uzantsı olarak kentin gündelik temposuyla buluşacak. Yapının mimari organizasyonu tüm mekanların ortak kullanımına açık fuayelerin bir bölümünün yarı açık olmasını sağlarken, teraslarla da açık hava alanları yaratılmış. Binayı çevreleyen meydan olgusu bir kentsel buluşma alanı olarak açık hava sergilerine ve aktivitelerin gerçekleşmesine olanak tanıyacak şekilde tasarlanmış.
1 Yorum
bi bitiremediler.