Ayfer Bartu Candan SALT 90 konuşmaları kapsamında 23 Aralık’ta “kültürel miras” konusunu tartıştı.
Beyoğlu’nun dönüşüm projelerinde uzun yıllar görev almış olan Candan “kültürel miras” kavramının daha dinamik ve çatışmalı bir alan olduğunu varsayan ve bu yaklaşımdan korkmayan bir model olması gerektiğini düşündüğünü dile getirerek konuşmasına başladı. Öncelikle Beyoğlu örneği üzerinden kültürel miras kavramını irdeleyen konuşmacı, bölgenin tarihsel yapısını, maddi kültürel mirasını, kilit bir zaman dilimi olan 1980 sonrası geçirdiği değişiklikleri dile getirdi. Bu doğrultuda 1980 sonrası başlayan değişimde İstanbul’un bir sanayi kentinden turizm ve finans kentine geçiş yaptığını ve bu tarih itibariyle İstanbul’un tekrar keşfedilip “Doğu ve Batı arasında köprü” söyleminin yeniden ortaya çıktığını belirten konuşmacı, Dalan dönemi dönüşüm projeleri üzerinden dönemdeki belediye, sol görüşlü çevreler ve siyasi İslam çevrelerinin bakış açısı kapsamında bölgedeki kültürel miras ve kentsel dönüşüme değindi. Beyoğlu için son on yılların en önemli tartışma konusu olan Taksim’e cami yapılması projesinden de söz eden Candan, Taksim Meydanı ve Beyoğlu’nun farklı kesimler için neyi sembolize ettiğini tartıştı.
Kültürel mirasın “İnsanların yaşadıkları çevre ve mekanla kurdukları ilişki” olduğunu ifade eden Candan, 2000’ler sonrası yeni kentsel yönetişim biçimleri ve bu doğrultuda gelişen kentsel dönüşüm projelerinde kültürel miras kavramının ön plana çıktığını, ve kentsel dönüşüm kavramının farklı söylemlerle meşrulaştırıldığını Ayazma-Tepeüstü örneği üzerinden tartıştı ve buradaki dönüşüm sonrası Küçükçekmece’de yer alan Bezirganbahçe Toplu Konutları’na yerleştirilen Ayazma sakinlerinin kültürel miras çerçevesinde yaşadıkları sorunları aktardı.