V&A ve Building Centre iş birliğiyle hayata geçirilen “Shaping Space – Architectural Models Revealed” sergisi, tarihi ve çağdaş maketlerden oluşan bir koleksiyon ortaya koyuyor. 24 Eylül 2021-28 Ocak 2022 tarihleri arasında Building Center’da açık kalacak olan sergi, içinde yaşadığımız mekânları şekillendirmede mimari maketlerin rolünü keşfe çıkıyor. Ziyaretçilerini, farklı ölçeklerdeki ortamların gösterisini deneyimlemeye davet ediyor.
Bir düşünme aracı olarak yapılan ilk maketten bir sunum modeli haline gelen ve mimari niyetin küçültülmüş kopyası olan modeller, mimarinin kendisi kadar eskidir. Sergi, maketlerin tarihini araştırıyor ve dijital çağın mimari alan deneyimimizi ve erişimimizi nasıl değiştirdiğini gösteren yeni teknolojilerin yükselişini gözler önüne seriyor. Bu üç soruya yanıt veren bir koleksiyon sunuyor:
Mimarlık eğitimi ve pratiğinde fikirlerin evrimini ve sunumunu gerçekleştiren maketler aracılığıyla düşünme eylemini kutlayan sergi, maketlerin malzeme deneyleri için nasıl bir test ortamı sağladığını inceliyor ve sürdürülebilirlik gibi güncel mimari pratiğin merkezinde yer alan temalara ve tartışmalara değiniyor.
V&A’s Research Institute (VARI)’den Simona Valeriani’nin ve Building Center sergi ekibinin küratörlüğünü yaptığı ortak sergi, Roz Barr Architects tarafından tasarlandı. Ayrıca, VARI’den Dr. Marta Ajmar tarafından yönetilen bir etkinlik dizisi, atölye çalışmaları ve bir eğitim programı sergiye eşlik edecek.
Arts and Humanities Research Council (AHRC) tarafından finanse edilen Shaping Space – Architectural Models Revealed, mimari maketlerin tarihteki yaratıcı sürecin bir parçası olarak rolünü incelemek için kurulmuş girişim olan Architectural Models Network (2017-2019) tarafından yürütülen çalışmalara dayanıyor. Ortaklar arasında V&A, Royal Institute of British Architects (RIBA), Architectural Association (AA), Sir John Soane’s Museum, Architekturmuseum (Münih Teknik Üniversitesi), MAP Laboratory (CNRS) ve Sorbonne yer alıyor.
Sergiye paralel olarak devam eden halk katılımı programı, çağdaş maket yapımının yeni teknolojileri nasıl benimsediğini, fiziksel ve dijital maket yapımının tasarım, danışmanlık ve inşaat sürecinde nasıl daha da gerekli hale geldiğini incelemek üzere akademisyenleri ve endüstri profesyonellerini ziyaretçilerle bir araya getirecek. Okullar projesi ile bir dizi atölye çalışması gerçekleştirilecek, öğrencileri ve okulu mimari maketler üretme ve kullanma pratiğine teşvik edecek.
Mimari maketin büyüleyici doğasını keşfe çıkan “An Alphabet of Architectural Models” isimli kitap, alfabenin her harfi için bir tane olmak üzere 26 resimli makale ile sergiye eşlik ediyor. Eylül 2021’de yayımlanan kitap X-ray makinesi altındaki maketlere, filmlerdeki kullanımlara ve yenilebilir maketlere bakmak için gelenekselin ötesine geçiyor. Mimari maketin çoklu yaşamlarının geniş kapsamlı bir açıklamasını sunuyor.
24 Eylül 2021 – 28 Ocak 2022 tarihleri arasında Building Center’da gerçekleştirilecek Shaping Space – Architectural Models Revealed, Architectural Models Network çalışmalarının bazı sonuçlarını geniş bir kitleye sunacak. Web sitesi, üretim, öğrenme/eğitim, tarih/araştırma, belgeleme, sergileme ve koruma/depolama başlıkları altında bir dizi farklı araştırma ve uygulama ile bilgi alışverişi için platform sağlayacak. Modellerle ilgilenen, araştıran veya çalışanlar için disiplinler arası bir bilgi merkezi oluşturacak. Modellerin değerini takdir etmeye, dokümantasyona, korumaya ve sergilemeye teşvik edecek.
Aynı zamanda site, günlük profesyonel uygulamalarında modeller inşa eden ve kullanan mimar ve maket yapımcılarının hikayelerini bir araya getirerek bir nevi “sesler kütüphanesi” sunuyor.
Mimari maketlerin üretimi, form oluşturma tarihi ile iç içedir. Antik çağlardaki minyatür bina imalatından marangozluk ve heykel yapımında geçmişi olan mimarlar ve usta inşaatçılar tarafından şekillendirilen erken maketlere kadar tarih boyunca süregelmiştir.
Mimari eğitimde maketlerin üretimi, “spaghetti” strüktürlerin test edilmesinden başlar ve karmaşık maketlere doğru ilerleyerek öğretilir. Çoğu öğrenci mimarlık eğitimi sırasında maket yapmayı öğrenir. Bununla birlikte, mimari, sahne, film setleri ve dekorlarını da kapsayan tamamen maket üretimine adanmış özel kurslar da mevcuttur.
Pratikte maket yapımı, form, malzeme ve yapıları keşfetmenin, tasarım ve maddesellik arasında diyalog yaratmanın bir yolu haline gelir. maketler, mimarların stüdyolarında yapılabildiği gibi kendini yeni yöntemler ve teknolojiler geliştirmeye adayan, karmaşık, büyük ölçekli veya kentsel çevre maketleri oluşturan profesyoneller de görevlendirilebilir. Son birkaç on yılda dijital maket yapımı hızla gelişti. 3D baskı ve 3D maket günlük uygulamalarda da mevcuttur, ancak geleneksel maket yapımının yerini almamıştır.
Ölçekli maketlerin mimari eğitimde kullanımı inişli çıkışlı bir geçmişe sahiptir. Orta Çağ’da, Rönesans boyunca belgelenmiş kullanımlarına ve Leon Battista Alberti’nin (1404-1772) ölçekli maketi övmesine, bir mimari teklifi iletmek ve geliştirmek için ölçekli maketleri kullanma önerilerine rağmen müfredatın bir parçası olmamıştır. Üstelik Paris’te kurulan École des Beaux-Arts etkisi ile eğitimde maketlerin kullanımını yaklaşık iki yüzyıl boyunca ötekileştirilmiştir. Yine de, 18. ve 19. yüzyıllarda örgün eğitimin dışında çıraklığın bir parçası olarak pek çok maket yapılıyordu. Sir John Soane’nin (1753-1837) koleksiyonu, eğitim amaçlı da kullanılan dikkate değer bir örneklerden biridir.
Mimarları eğitmeye yönelik alternatif yaklaşımlar ve özellikle Bauhaus’ta tasarlanan eğitim sistemi, Beaux-Arts yaklaşımına karşı kurulmuş, maketi temsili bir araç olduğu kadar yaratıcı bir tasarım olarak da değerlendirmiştir. Bauhaus’un kapatılmasının ardından eğitimciler maket üretimini Avrupa, Kuzey Amerika, Orta Doğu ve Japonya’daki okullara ve üniversitelere götürdüler. Politekniklerin evrimi de dahil olmak üzere savaş sonrası yüksek öğretim reformları, maketin tasarım eğitimi ve uygulamasında bir merkez parçası olarak ilerlemesine yardımcı oldu.
1980’lerden itibaren yeni çizim ve maket yazılımları ile mümkün kılınan sanal maketlerin gelişimiyle fiziksel maket yapımında düşüş yaşandı. Bazı mimari programlar ve ofisler, elle çizim ve fiziksel maketten tamamen vazgeçerek kâğıtsız stüdyolar önerdi. Ancak, son 20 yılda dijital üretim teknolojilerinin gelişimi, el yapımı maketler de dahil olmak üzere her türlü dokunsal maketi öğrenme ve eğitime geri getirdi.
Çağdaş ve gelişmekte olan maket türleri giderek daha akıllı nesneler haline geliyor; analog, dijital ve robotik olarak oluşturulmuş bileşenleri birleştiriyor. Kinetik efektler, atmosferik aydınlatma, ses, video ve tarama teknolojileri için gerekli bileşenleri barındırabiliyor.
Tarih boyunca öğeleri tam boyutta ölçeklendirmek veya çoğaltmak için yapılmış maketler ister fiziksel ister dijital olsun; mimarların, müşterilerin ve toplumun yapılı çevre anlayışında kritik bir rol oynamıştır. Kartondan, kilden veya bir sebzeden oyulmuş maketler, mimari form ve mekân anlayışı için bir araç olarak hizmet etmiştir. Alanın kavramsallaştırılmasına yardımcı olanlardan, üretim ve ölçeklendirme süreçlerinin bir parçası olarak 1:1 mimari elemanlara kadar çok sayıda maket şantiyede kullanılmıştır.
Yeni yapısal çözümleri test etmek ve geliştirmek için Frei Otto veya Filippo Brunelleschi gibi isimler tarafından deneysel maketler de kullanılmıştır. Zarif bir şekilde oyulmuş ahşap maketler, bir binanın deneyimini simüle etmeye yardımcı olmuştur. Mimarlar ve müşteriler için inşaat öncesi estetik ve mekansal bir vizyon sunmuştur. Buna ek olarak halka açık sergilenen bazı maketler, kurumlar ve devletler için refah, güç ve siyasi vizyonları ifade etmesi ile temsili ve siyasi bir işleve de sahip olmuştur.
Son teknoloji 3D taramaların üretiminden fotoğrafçılığa, filme, metinsel açıklamaya veya bu tekniklerin kombinasyonlarına kadar mimari maketleri belgelemenin sayısız yolu vardır. Bu tür belgelerin gerçekleştirilme amaçları da aynı derecede çeşitlidir. İnşaatta kullanılan malzemeleri ve süreçleri kaydetme amacıyla yapılabilir. Böylece depolama koşulları ve en iyi uygulamalar hakkında bilinçli kararlar verilebilir. Küratörler, maketin nakliye veya sergilenmeye uygunluğu ve fiziksel özellikleri ile ilgili verilere erişebilir.
Aynı zamanda belgeleme, görsel veya metinsel temsiller sağlayarak maketlere erişimi kolaylaştırır. Yedek olarak işlev görebilir veya giriş noktası sağlayabilir. Erişim, arşiv kataloglarını kullanan akademik araştırmacılardan, müze koleksiyonlarıyla ilgilenen toplum üyelerine ve bir mimari uygulama ekibine kadar uzanabilir.
Ancak, bu kadar çok sayıda belgeleme tekniği ve amacının bir sonucu olarak üretilen bilgilerden faydalanılamaması riski vardır. Kurumlar genellikle farklı kataloglama standartları ve farklı yazılımlar kullanır. Arşivler arasında maket belgelerinin en iyi nasıl paylaşılacağı ve mümkün olan en geniş kitleye nasıl erişim sağlanacağı konusu, endişe yaratmaktadır.
Architectural Models Network, maket koleksiyonlarının örneklerini paylaşmak için çeşitli kurumları bir araya getiren küçük ölçekli bir deneyi temsil etmektedir. Girişim, mimari maketlerden oluşan merkezi bir çevrimiçi veritabanı oluşturmanın potansiyelini ve zorluklarını araştırıyor. Gelecekteki araştırmalar için yararlı bir kaynak oluşturarak mimari maketlerin erişilebilirliğini sağlayamayı hedefliyor.
https://archmodelsnetworkhome.wpcomstaging.com/2019/03/21/models-in-focus/
Mimari maketler, sergilendiklerinde kendilerini gösterirler. Bir konferans salonu, bir koleksiyoncunun çalışma odası, bir mimarlık ofisi, belediye binası veya bir sergi olmak olmak üzere birçok farklı ortamda sergilenebilirler. İletişim araçları olarak, izleyici onları hayata geçirir. Teşhir bağlamı ister kişisel veya sivil, ister kısa veya uzun süreli olsun; maketin amacı kamuoyunu veya aslında toplumları karşılamaktır. Tüm maketler öncelikle teşhir amaçlı değildir. Ancak yalnızca mimarın kendi gözleri için üretilen harcanabilir eskiz maketleri bile, mimar ve ofisi tarafından incelendiğinde çok küçük bir izleyici kitlesine de olsa sunulur.
Maketleri sunmak, maketin ölçeği, açıkta mı yoksa bir örtü altında mı sergilenmesi gerektiği ve aydınlatmanın etkileri gibi birçok unsurun dikkate alınmasını gerektirir. Bağlam veya amaç ne olursa olsun, sergilenen maketlerin teatralliği çekiciliğinin ve gücünün bir parçasıdır.
Koruma ekipleri, maketlerin önleyici ve iyileştirici tedavileri ile bilimsel araştırmalarından sorumludur. Bir mimari maketin, depolamadaki kötü çevre koşulları, üretimde uygulanan düşük malzeme bileşenleri, yanlış kullanım veya ihmal gibi çeşitli nedenlerle korunması gerekebilir. Koleksiyonların durumunu iyileştirmek ve uzun vadeli istikrarlarını sağlamak için iyileştirici koruma gereklidir. Bilimsel analiz, üretim ve koruma bilgisi sayesinde konservatör, objelerin bozulmasını yorumlayabilir ve uygun tedavileri uygulayabilir.
Kalıcı olarak sergilenmediği sürece birçok maket, ömürlerin çoğunu depoda geçirecektir. maket boyutu, ağırlık, malzeme yapısı, harekete karşı kırılganlık, mekanik yönler ve çevresel dalgalanmalara duyarlılık gibi depolama açısından üstesinden gelinmesi gereken birçok karmaşık engel vardır. Depolama kalitesi, bir koleksiyonun ömrünü korumada en önemli faktördür. Koleksiyon nesneleri izlenmeli ve uzun vadeli bir koruma stratejisinin karşılanmasını sağlamak için planlı depolama iyileştirmeleri uygulanmalıdır. Bir depolama tesisi seçiminden önce bu konu alanlarında rehberlik sağlanmalıdır: