Danimarka Roskilde Müzik Festivali'nde mimar Kristoffer Tejlgaard tarafından taşınabilir bir kontrplak kubbe tasarlandı. Tejlgaard'ın bu tasarımı, akıllara, Buckminster Fuller'in "Jeodezik Kubbe" tasarımını getiriyor.
Minimum malzeme ve basit bir inşaat tekniği kullanılarak inşa edilmiş kubbe, doğal ve güçlü bir tasarım. İnşada yerliler tarafından hala kullanılan ilk evlerin yapılış tekniği tercih edilmiş. Jeodezik kubbe, standart birimlerin deseninden oluşan modern bir kubbe yapısıydı. Söylenene göre kubbe tarihi ve modern prensipler fikri, kubbe inşasında en basit ve güçlü yol olarak geometriyi kullanan Buckminster Fuller tarafından ortaya çıkarıldı. Fuller, bakış açısını ve geometri konusunda gelişen bilgisini öne sürerek ekolojik, ucuz ve etkili bir mimari ortaya koyabilmek için 1960’larda dünyayı dolaştı, eski kültürleri ziyaret etti ve hippilere odaklandı. Kubbe, hippi mimarisinin bir simgesi haline gelmişti.
Fuller’ın ölümünden sonra benzer bir geometri daha keşfettik. Bu yapı da Fuller’in tasarımından bildiğimiz gibi karbon atomlarının yapısından esinlenilerek oluşturulmuş. Fuller’dan sonra isimlendirilen C60 molekülünü bugün Bucky Balls olarak biliyoruz. Kubbenin mimari Kristoffer Tejlgaard tasarımını şöyle anlatıyor: “Kubbelerle yıllarca çalıştıktan sonra ardındaki prensipleri çözerek yaratılabilecek işlevsellikleri ortaya çıkarmak için Roskilde Festival’de bir kubbe inşa etmek istedim. Roskilde’de birkaç yıl gönüllü olarak çalışmıştım. Bu yıl da önceki yıl farklı sanatçılar tarafından boyanan kontrplak panellerden oluşan bir kubbe tasarlamayı düşündüm. Planım, tabakaların kesilmemesi ve böylece sonra yeniden kullanılabilir olması üzerineydi. Önerim kabul edildiğinde heyecan verici bir geri dönüş aldım; acaba bunu dört kez büyük ve su geçirmez olarak inşa edebilir miydim? Başlangıçta cevap “hayır”dı fakat çizimlerle geçen 1 hafta sonrasında onların istekleri doğrultusunda bir kubbe tasarladım. Proje, az malzeme ile olabildiğince geniş alan kaplayan bir mekan yaratmaktı. Mekanın, ilk olarak, Aero Solar tarafından inşa edilen sıcak hava balonu için bir hangar olarak kullanılması hedefleniyordu. Kontrplak belirlenen malzemeydi çünkü ucuz ve güçlüydü, Roskilde mimarisinde de ayrı bir önemi vardı.”
Buckminster Fuller’ın kubbe tasarımında esinlendiği C60 molekülü geometrisi.
Kubbe, yeniden kullanılabilme ve geçici olma özellikleriyle tasarlanmış. Monte ve demonte edilme özelliğini taşıyan kubbede yüzeye dik kirişler, yüzeyin davul derisi gibi bir kaplanmasını mümkün kılıyor. Kontrplak Kubbe, C60 modülünden daha parçalı C240 molekülü geometrisine bağlı kalınarak tasarlandı. Roskilde Festival’deki kubbe, tamamen kontrplaktan inşa edildiği için bu yıl ayrı bir öneme sahip. 18 metre çapındaki kubbe 4 metre yüksekliğinde ve toplamda 230 m² alan kaplıyor.