PROJE RAPORU
Empati bir kanal olarak, iki ucu da bir toplumsal havuzun içerisinde yer alan iki grubu -empati kuran ve empati kurulanı- barındırır. İnsanı, empati kuran öznenin kendisi olarak ele alan tartışmalar; -empati kuran ile kurulan arasında net çizgiler çizer, empati kurulanı üstü kapalı kriterler üzerinden belirler. Bu kriterler, canlı olmak, belli bir ölçeği karşılıyor olmak gibi bir seri ilke ile listelenebilir. Empati kanalı, canlılık barındırmayana yönelmeyi reddeder, canlı ve insan algısının elverdiği belirli bir ölçeği sağlayan şeyler ile tek yönlü bir ilişki kurar. Yani empati kuran öznenin kendisi olan insan, bir empati kurulacak varlıklar havuzuyla iletişime geçer. Empati insanlığın sahip olması gereken bir yetidir ve bunun öğretileri vardır, örneğin küçük yaşta belirli vakalar üstünden yazı yazma pratiği kurdurulan insanın bu pratikle empati kurabilme yeteneğini geliştirdiği de söylenir. Yine de, tüm bu katı sistematiğine rağmen, bu ilişki kimi beklenmedik anlarda ve durumlarda pek de net bir düzeni olmadan insanı yakalar.
“Yığın” kent içi boşluklarda, kırlarda kısacası yer kabuğunun üstünde, ne zaman duracağına, ne kadar duracağına ve ne zaman gideceğine, nereye gideceğine, hangi canlı/sız ile nerede karşılaşacağına kendi karar veren bir arşiv/birikinti önerisidir, bu arşiv/birikinti bir “metinler alıcısı, üreticisi ve yeniden üreticisidir”. Bir çekirdeğe topladığı hareket verilerini ve hikayeleri o çekirdekten dışarıya doğru manipüle eder. “Yığın” empati meselesini, bir arşiv/birikintiyle ilişki kurmakla bağdaştırarak, bu ilişkinin yalnız insan tarafından değil insan – canlı – cansızı içeren bir havuzun tümü tarafından birbiri içinde etkileşimli bir haliyle ele alır.
Bu çekirdek üç biçimde veri toplar: birincisi içerisinde bulunan yazıcı ve tarayıcı sistemlerle, kabuğundan içeri giren insana bir kağıt vermesi ve bu kağıda gerçek yahut kurgu bir hikaye yazmasını istemesidir, çekirdeğe geri giren kağıt bir tarayıcıdan geçerek haznesine dönerken, taranmış hali manipüle edilmeye hazır dijital bir metin haline gelir.
“Odadan içeri girdiğimi hatırlıyorum. Girdiğim anın soğuk ve ürkünç hali devamında gelecek her şeyin bir fragmanı gibi tüm bedenimde dolaşmıştı…” (a metni)
İkincisi çeşitli harekete duyarlı kameralarla izlenen birkaç ağacın yaprağının ya da kaldırım kenarındaki bir bitkinin yaptığı hareketin çeşitli tekrarlı metinlere dönüştürülmesidir. Bunu yaparken bir yaprağın hareket kapasitesini bir dile dönüştürmesiyle aslında o yaprağı hareket ettiren bütün dış etmenlerin (rüzgar, güneş vb.) hareketlerini yeni bir yöntemle anlatmış olur.
“Sağa savruldum. Sağa savruldum. Durdum. Durdum…” (b metni)
Üçüncüsü benzer kamera sistemleri ile bu kez cisimleri (yerdeki boş bir kola kutusu gibi) izleyerek onların yaptığı hareketleri yazılı bir dile çevirir, bu hareketlerden daha çok hareketlerin tetikleyicisi önemlidir. Bu tetikleyici dış etmenlerin yanında söz konusu bu arşivin kendisidir. Sistem insan eliyle buraya verilmiş ya da izlemelerle oluşturulmuş metinleri mors alfabesi ile çalışan bir metne çevirir, bu metnin eyleme geçiş biçimi ise çekirdekten dışarı doğru uzanan kolların altında bulunan ayaklarla sağlanır. Bu ayaklar zemine doğru yaptıkları vurma hareketleriyle, daha öncesinde sadece insan tarafından ulaşılabilir olan metinler havuzunu, tüm nesneler dünyasıyla iletişime geçebilecek olan titreşimlere çevirir. Zemindeki titreşimlere vereceği tepki cismin kendi fiziksel özelliklerine bağlı olarak değişecektir. Bazı titreşimlerin bitkilerin köklerinde yönelmeler yaratması bile mümkündür.
“ — -.. .- -.. .- -. / .. -.-.. . .-. .. / –. .. .-. -.. .. –.-. .. — .. / …. .- – .. .-. .-.. .. -.– — .-. ..- — .-.-.- / –. .. .-. -.. .. –.-. .. — / .- -. .. -. / … — –.-. ..- -.- / …- . / ..– .-. -.- ..– -. -.-.. / …. .- .-.. .. / -.. . …- .- — …. “ ( a metninin bir kısmının çevirisi )
Metinlerin bu ilk biçimsel ve işlevsel olan manipülasyondan sonra, içeriklerinde çok özneli manipülasyonlar gerçekleşir. Aslında bu arşiv/birikinti kullanıma açılır, ama bu kullanım sadece insanların tarafından değil bitkiler ve nesnelerin de tarafındandır. Çekirdekte yer alan her türlü metin devamlı taramalardan geçer bu taramalar sırasında, her nokta işaretinden sonra o cümlenin yükleminin çekimine göre titreşimlere tepki veren nesnenin ya da yaprağın tam da o anki hareketinin tasviri metne eklenir. Bazen aynı anda bir metin üzerine birden fazla nesnenin ya da / ve birden fazla yaprağın hareketi işlenir.
“Odadan içeri girdiğimi hatırlıyorum. Sallandım. Girdiğim anın soğuk ve ürkünç hali devamında gelecek her şeyin bir fragmanı gibi tüm bedenimde dolaşmıştı. Sağa savruldum…” ( a metni + cisim + yaprak )
İnsanın metin üzerindeki manipülasyonu ise yine yazı yoluyla olmaktadır, sistem kabuğundan içeri girene ya yeni bir hikayeyi yazması için boş bir kağıt ya da daha önce yazılmış bir hikayeyi okuması ve üzerine eklemeler yapması için kendi algoritmasıyla oluşturduğu eklentileri aynı kağıda yazdırarak verir.
Tüm bu metin üretim sürecinde üretilen her yeni metin “Yığın” ’ın kabuğunda farklı ara yüzlerle haritalanır. Bu harita, yığın aracılığı ile kurulan yeni bir empati türünün potansiyeli olarak ele alınır.
Asia Young Designer Awards’un (AYDA) Türkiye 2021 Kazananları Belli Oldu