Şehirciliğin Öncüleri dosyamız kapsamında Antik Yunanlı mimar ve şehir plancısı Miletli Hippodamos’u ve geliştirdiği ızgara planı inceliyoruz.
Miletli Hippodamos MÖ. 4. yüzyıl sonlarında Miletos’ta Euryphon’un oğlu olarak dünyaya geliyor. Hakkında çok fazla bilgi günümüze ulaşmıyor. Fakat ünlü filozof Aristotales, Politika adlı kitabında ondan uzun saçlı, pahalı takılar takan, yaz kış aynı kıyafetleri giyen tuhaf bir insan olarak nitelendiriyor. Klasik dünyanın önde gelen çoğu entelektüel düşünürü gibi Hippodomos da birçok sıfatla anılıyor: ilk şehir plancısı, mimar, doktor, matematikçi, meteorolog, doğa bilim uzmanı ve filozof. Daha çok doğa bilim uzmanı olarak anılmaktan hoşlansa da günümüzde adının anılmasını sağlayan tasarımı ızgara plan ile “şehir planlamanın babası” olarak ün kazanıyor.
Hippodamian Plan, grid plan veya ızgara plan olarak anılan sistemde bir uçtan bir uca uzayıp giden sokaklar ve caddeler birbirini dik açılarla keserek ızgara şeklini oluşturuyor. Bu yollar arasında kalan dikdörtgen ya da kare biçimli yapı adaları düzenli bir biçimde sıralanıyor, binalar bu kutucukların içinde inşa ediliyor. Şehrin çevre koşulları ve arazinin engebesi ikinci plana atılarak katı bir tutum sergileniyor. Uzun tarihsel bir süreçte doğal ve kendiliğinden oluşan organik şehir planının antitezini oluşturuyor. Rastgeleliğin kargaşasından uzak yapısıyla bazıları için akılcılığı, mantıksallığı ve fonksiyonel şehirciliği simgeliyor.
Izgara planın tarihine baktığımız zaman, sistem Hippodamos ile anılmasına karşın ilk kez onun tarafından uygulanmıyor. MÖ 2600 civarında inşa edilmiş Indus Vadisi’nde bulunan ve günümüzde Pakistan sınırları içerisinde kalan Mohenjo-Daro kenti, kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde uzanan mükemmel dik açılarla yerleştirilmiş sokaklara ve bloklara sahip. Bu kent, MÖ 2.600-1.900 yılları arasında bölgede var olan ızgara planlı kasaba ve köylerin en büyüğü.
MÖ 2.570-2.500 yıllarına uzanan Mısır’ın Giza şehrindeki bir işçi köyü bloklara ayrılmış biçimde düzenleniyor. Babil İmparatorluğu’na baktığımız zaman da Babil kentinin ana caddeleri geniş ve düz olarak inşa edilmiş, yaklaşık olarak dik açılarla kesişmiş olarak inşa edildiğini görüyoruz.
Eski Yunan Uygarlığı’nda ızgara plan şemasının geliştirilmesinin ve yayılmasının en temel nedeni, yeni kent ve kolonilerin çok sık kurulmasıyla toprağın adilce paylaşılmasına doğan ihtiyaç oluyor. Izgara plan böyle bir paylaşıma olanak veriyor.
Aristotales, Hippodamos’un ideal şehir planlarını şu şekilde özetliyor: zanaatkarlar, çiftçiler ve askerler olarak bölünmüş toplum; kamusal, özel ve kutsal olarak sınıflandırılmış araziler. Lewis Mumford, The City in History adlı kitabında Hippodamos’un başarısının, şehrin fiziksel yapısıyla toplumsal yapısını bir bütün olarak ele almasından kaynaklandığını söylüyor.
Yararlanılan Kaynaklar: