Brenac & Gonzalez & Associés, La Pompignane, Montpellier’de, 1983’te Gallo-Roma mimarisinden esinlenilerek yapılmış kafeteryayı yeniledi.
Kafeteryanın bulunduğu eski IBM ofis kompleksi yaklaşık 10 ofis yapısına ev sahipliği yapıyor. Kompleks, Fransa’nın güneyinde yer alan Montpellier’nin iç banliyölerinin bir parçası olan Pompignane’de bulunuyor. Covivio Company tarafından 2004 ve 2007’de satın alınmış 28 hektarlık bu alan, Akdeniz manzarasının büyüleyici güzelliğine sahip. Eski Foncière des Régions Şirketi, yeni teknoloji şirketlerini çekmeyi ve Montpellier’in kendi “Silikon Vadisini” geliştirmeyi amaçlayan bu geniş alanı, doğa ve mimarinin özel birleşimi ile yeniden geliştiriyor.
Brenac & Gonzalez & Associés, Orange için yeni bir ofis kampüsü inşa etmek ve 1983 yılında mimar ve tasarımcı Marc Held tarafından inşa edilen eski şirketler arası kafeteryayı yeniden tasarlamak için görevlendirilmiş.
Var olan kafeterya yapısı, Gallo-Roma villalarından büyük ölçüde ilham alan mimarisi ile iki iç avlu etrafında düzenlenmiş. Ana avlusu ahşap sütunlardan oluşan revaklı bu yapı, taş bloklar ve parke taşlarından yapılmış duvarlar ile çevrelenmiş.
Brenac & Gonzalez & Associés’in müdahaleleri iki ana bölümden oluşuyor. Her şeyden önce, alanda hali hazırda var olan güzel mirasın rehabilitasyonu yapılmış. Roma tarzı kiremit çatılar, strüktür, kompozit çevre duvarları, sütunlar, ahşap işçilikler, kumtaşıyla döşenmiş zemin ve iç mekanın orijinal ham beton yapısı restore edilmiş.
Ayrıca, kampüsün muhteşem manzarasını daha fazla görünür kılmak için yapıyı saran çevre duvarlarda geniş boşluklar açılmış.
Orta avlunun bir kısmından açılan boşluk, zemin katı daha aydınlık hale getirmiş. Ayrıca, açıkta bulunan ve cüruflu beton bloklardan yapılmış eski mutfakların yıkılması, programın genişlemesine olanak sağlamış.
Tasarımcılar daha sonra var olan yapıya ek, yeni bir hacim daha tasarlamış. Avlulu yapıyı tekrar eden yeni hacimde, iş merkezi, amfi tiyatro, ortak çalışma alanı, yerel start-up’lar için ofisler, fitness ve sağlıklı yaşam alanları bulunuyor. Aydınlık ve doğrusal bir alan ortaya çıkaran agora, çeşitli programları bir araya getirerek mevcut ve yeni bina arasında bağlantı görevi görüyor.
Açık hava tiyatroları ve bitkilendirilmiş teraslar ile taçlandırılan bu yeni program, daha geniş bir manzaraya açılıyor ve bir dizi rampa ile birbirine bağlanıyor. Açık alanlardaki şenlikli akşamlar, ikindi güneşinin yaydığı aydınlıkla çam, lavanta, incir ağaçları ve yasemin kokularıyla bezeniyor.