Mimar Ralph Germann, İsviçre Alpleri'nde bulunan geleneksel bir ahırı aydınlık bir konut yapısına dönüştürdü. El değmemiş anıtsal taş duvarların arkasında, gün ışığıyla aydınlanan iç mekanlar ortaya çıkardı.
İsviçreli mimarlık ofisi Ralph Germann architectes tarafından tasarlanan, 180 m²’lik ahır yapısının renovasyon projesi, 2020 yılında tamamlandı. İsviçre Alpleri’nde bulunan geleneksel dev yapı 1854 yılından günümüze ulaşıyor ve insanı ilk bakışta büyülüyor. Zamanın izlerini taşıyan bu yapı, dört nesil boyunca samanlıktan ahıra ve ardından şarap deposuna dönüşmüş. Daha sonra, 1950 yılında aile mülküne ait bu taş yapıya ahşap bir uzantı eklenmiş. Mülk sahibi ve mimar, işlev ve tasarım olarak yapıda yeni bir sayfa açarken, bu etkileyici taş cephenin korunması gerektiği konusunda hem fikir.
Orijinal yapının sağlam duruşunu vurgulayan Ralph Germann, hacimlerle oynayarak onlara yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Bu göz alıcı taş kabuğun içine özenle ahşap ve camdan oluşan bir blok yerleştiriyor ve yapıyı çağdaş bir yaşam alanına dönüştürüyor. Taze fırça çekilmiş ahşap çerçevenin nefes kesen manzarası, iç mekana zamansız bir atmosfer kazandırıyor.
Giriş holünde, üst kattaki ana odaya ve terasa doğrudan erişim sağlayan betonarme bir merdiven bulunuyor. Yeni tasarımın minimalist yapısı, eski binanın ham yönüyle birleşerek iki dönem arasında mükemmel bir denge kuruyor. Mimar Ralph Germann, eski ahırın ahşap tahtalarını mutfak ve yatak odasındaki mobilyaların tasarımında kullanarak mekana ve malzemeye yeniden hayat veriyor.
Mimar, kitaplıklardan birinde, hareketli bir panel aracılığıyla, oturma odası ve banyo arasında bir açıklık yaratıyor. Kullanıcıların şömine manzarası eşliğinde rahatlatıcı bir banyo keyfi sürmelerini sağlayan bu açıklık aynı zamanda mekanlar arası geçirgenliği de arttırıyor.
Gün ve yıl boyunca değişen doğal ışığın yapıya girişi ve yapı içerisindeki hareketi, mekanı doğanın ritmine göre şekillendiriyor. Tepe ışığını içeri daha fazla almak için, ahırın hali hazırda bulunan dar pencerelerine ek olarak çatıda dört boşluk açılmış. Mekan içerisindeki hafif ışık ve doğal aydınlatma oyunları en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş.
Gün batımının büyüleyici ışığı bile oyulmuş ahşap bir panjur ile filtreleniyor. Yapının sahibi “Burada müzikal bir şey var. Işık mekanı deliyor ve yavaşça titreşerek artıyor,” diyerek mekanı sembolize ediyor.