Fotoğraf: Marc Petitjean
Neri&Hu'nun 11 odalı bir konukevi için ürettiği yeniden işlevlendirme projesi, Shenzhen'in merkezinde, eski bir köy-kent bölgesi olan Nantou'da bulunuyor.
Köykent veya chengzhongcun, görünüşte modern bir metropolün ortasında yer alan sanayi öncesi yerleşimlerin izini taşıyan bir fenomen. Şaşırtıcı bir büyüme ile gelişen bir şehir olan Shenzhen’in merkezinde yer alan Nantou, varlıklı bir antik başkentten şimdiki aşırı kalabalık iç şehre dönüşmüş. Bugün ziyaretçiler, bölge sakinlerinin, sokak satıcılarının, gözetimsiz çocukların, göçebelerin benzer şekilde dolaştığı dar sokaklara, plazalara ve çıkmaz sokaklarda dolaşabiliyorlar. Nantou Şehrindeki dar sokakların canlı ortamından ilham alan proje, sıradanlığın kültürel mirasını yansıtmayı amaçlıyor. Gündelik hayatın sahneleri; insanlar, nesneler ve mekanlar, tasarımın birincil kaynak malzemesi.
Köykentteki yaşamı ön plana çıkarmak için, mevcut yapı kitlesel bir stratejik hamle sonucunda kesilmiş ve bu tür “kentsel kesiklerin”, özel apartman bloğunun içinde bile olsa yeni bir kamusal alanı teşvik etmesi sağlanmış. Hafriyatı, malzeme katmanlarını ve yapı iskeletini bir arkeolojik alan edasıyla ortaya çıkaran proje, bu yeni müdahaleler sayesinde geçmişle günümüz arasında beklenmedik diyalogları oluşmasına sebep oluyor. Nantou Konukevi için araştırma ve tasarım süreci boyunca, Svetlana Boym’un Reflective Nostalgia konusundaki yazıları projenin arkasındaki düşünceye rehberlik etmiş. Proje, yüzeysel maddi etkiler için geçmişi basitçe taklit etmek yerine, çağdaş kültürü canlandırabilecek belirli türdeki geçmişlerin olanaklarını ortaya çıkarmayı amaçlıyor.
Kentsel katmanlaşma kavramını ve kentteki ayrık kısımlar için kapsayıcı olmayı araştıran iki farklı yaklaşımı ifade etmek için tektonik bir dil geliştirilmiş: biri ana cephe elemanı olarak kullanılan hafif, perde benzeri bir kaplama ve diğeri ise, onun üstünü örten bir zıtlık oluşturarak, bir siluet yaratan, ağır bir ifade topluluğu.
Aynı sokak kotundaki hareketli sahneler gibi, Nantou köykentinin karşısındaki çatı manzarası da, derme çatma bahçeler ve pürüzlü ufuk çizgisi boyunca ortaya çıkan sebze çiftlikleri ile kendine özgü yaşam alanlarına sahip. Sürekli gelişen bu manzaraları yeniden çerçevelemek için düz, yüzer bir çatı kurulmuş.
Nantou’nun kentsel dokusunun özü olan benzersiz organik dolaşımla bağlantı oluşturmak için, konuk evinin erişimi ve kamusal alanları, bölgede bulunan karmaşık geçitlere ve var olan dolaşım ağına uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış. Konukevinin yeni girişi, sanki komşuları ve arkadaşları özel evine davet ediyormuş gibi, bir yan sokağın doğrudan yapının merkezine uzatılmasıyla yaratılmış. Kalıntıları anıtsallaştırmak için yapı boyunca eski ve yeni yan yana tutulmuş.
Ziyaretçi yapıya ulaştığında, yapıyı kentsel eksen boyunca dışarıya açan kamusal aks, yukarı yöneliyor. Daha önce dokuz apartman katının tümünü birbirine bağlayan mevcut bir merdiven boşluğu burada kesilerek açılmış ve yeni bir dikey avlu oluşturmak için genişletilmiş.
Doğal unsurlara karşı geçirgenlik, yapıdaki cephe açıklıkları ve ışık kuyusu ile sağlanmış. Dikey avluda asılı duran yeni bir metal merdiven, ziyaretçiyi orta katlardaki konuk odalarına ve son olarak da halka açık çatı bahçelerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.