Arkitera Gezgini Turunu Tamamladı!

"Üretimin peşinde" teması ile Arkitera Seyahat Bursu'nu kazanan Yelta Köm, 1 ayda 9 kenti gezerek çizdiği rotasını tamamladı. Yelta'nın, turunun son günlerinde kaleme aldıklarını Arkitera paylaşıyor.

Mexico City’de Bir Üniversite
Yelta’nın Meksika’daki bir durağı da National Autonomous University of Mexico oldu. Eski lav taşlarının çevrelediği bir bölgede yer alan ve Meksika devriminin önemli bir parçası olan üniversite, Mario Pani, Enrique del Moral, Domingo García Ramos, Armando Franco Rovira gibi dönemin önemli mimarları tarafından tasarlanmış. Yelta’nın, öğrenci kullanımına açık alanlarına dikkat çektiği kampüs, ODTÜ gibi başlı başına bir kent olarak algılanıyor. Üniversite projesinin tasarlandığı yıllarda ünlü mimar Le Corbusier de projeye dahil olmak isetese de yönetim, kampüsün sadece meksikalı mimarlar tarafından tasarlanmasını istemiş.

Üniversitede mimarlık fakültesini ziyaret eden Yelta, üniversitedeki mimarlık eğitimine, atölyelere, öğrenci profiline dair çeşitli bilgiler veriyor. Okulun içerisinde farklı atölyeler bulunuyor ve hepsinin kendine ait binaları mevcut. Hepsinin ayrı ekolleri olduğunu söyleyen Yelta, üniversiteye başlandığında bunlardan birini seçip o alanda eğitimin sürdürüldüğünü belirtiyor.

Farklı ekoller olsa da proje dersleri dışındaki tüm dersler ortak olduğu için öğrenciler tamamiyle birbirinden kopmuyor. Öğrencilerin kendilerine ait maket atölyeleri olduğunu söyleyen Yelta, bu atölyelerde öğrencilerin projelerini sakladıklarını ve aynı zamanda atölye derslerinin de burada yürütüldüğünü söylüyor.

Yelta’nın üniversiteden sonraki durağı kentin kuzeyinden üniversiteye doğru giden İnsurgentes Caddesi’nde yer alan kültür merkezi oluyor. Buranın, hem kent hem de üniversite için önemli bir kültür merkezi olduğunu söyleyen Yelta, merkezde konser, sinema, tiyatro salonları gibi çok çeşitli kullanım alanlarının yer aldığını belirtiyor.

Heykel mi yoksa mimarlık mı?



Kültür merkezinden sonra, hem ekolojik park olarak kullanılan hem de birçok heykelin yer aldığı bir bölgeyi ziyaret eden Yelta, ilginç bir mekanla buluşturuyor bizi. Üniversiteden mezun 7 heykeltraşın, bir manifesto alanı olarak ve kampüsün kurulu olduğu eski lav taşlarından örülü bölgeyi korumak için kurdukları alanda farklı hayvanları niteleyen dev heykeller yer alıyor ve bu alan hem üniversite öğrencileri hem de kent sakinleri tarafından yoğun biçimde kullanılıyormuş.

Meksika’da Geleneksel Mekanlar



Yelta’nın sonraki durağı ise Xochimilcho adındaki kentin güneyinde yer alan eski ve yerel bir yerleşim bölgesi oluyor. Bu geleneksel mahallenin içinden su geçtiği için kayıklarla ulaşım sağlanıyormuş. Yerelliğini koruyabilmiş bu mahallede yiyecekler, binalar, dekorasyon, her şey orijinalliğini muhafaza etmiş.

Buenos Aires’te Gezinti
Mexico City’den Buenos Aires’e geçen Yelta’nın kentte ilk dikkatini çeken uzun caddeler olmuş. Aynı caddenin kilometrelerce devam ettiğini söyleyen Yelta, yol boyunca yer alan parkların da insan ölçeğinden çok uzak olduğunu belirtiyor.

Kentteki ilk durağı Plaza de Mayo adındaki meydan olan Yelta, tüm önemli devlet binalarının bankaların ve kilisenin bu meydan etrafında yer aldığını söylüyor. Arjantin’in özgürlük devrimi sırasında meydanın büyük protestolara sahne olduğunu belirten Yelta, bu meydanın kent içinde önemli bir merkez olduğunu söylüyor.

Boca Juniors’ın Memleketi
Buenos Aires’teki başka bir durağı da La Boca bölgesi olan Yelta, buranın, efsane futbolcu Maradona’nın takımı olan, halk arasında ise halkın takımı olarak nitelenen Boca Juniors’ın kurulduğu yer olduğuna dikkat çekiyor.

Eski bir liman bölgesi olan La Boca’nın İtalyan göçü sırasında limanda çalışanların yaşadığı yerleşim olmuş. Büyük ölçüde düşük gelirlilerin yaşadığı bu mahallede artık boyalar ile boyanan evler, sanatçıların yaptığı graffitiler ve cephelere yaptıkları resimler bölgede rengarenk bir görüntü oluşturuyor.

Mexico City’de Calatrava Tasarımı



Buradan, kentin yeni gelişen liman ve ticaret bölgesi Puerte Madero’ya geçen Yelta, buradaki binaların hepsinin sürdürülebilirlik ilkesine göre inşa edilmesi. Bu alanda Foster’ın devam eden inşaatının olmasının yanında Calatrava’nın tasarladığı ve 2001 yılında inşa edilen köprü de bulunuyor. Köprüye dair bilgiler veren Yelta, bu köprünün Calatrava’nın Güney Amerika’daki ilk ürünü olduğunu, köprünün parçalarının İspanya’dan getirildiğini ve strüktürünün tango yapan bir çifti temsil ettiğini söylüyor.

Seyahatin Son Durağı: Sao Paulo



Yelta’nın rotasındaki son kent Sao Paulo oluyor. Sao Paulo, Latin Amerika’nın en önemli finans ve sanayi bölgesi olmasının yanında 20 milyonluk nüfusu ile de Latin Amerika’nın en kalabalık kenti. İlk olarak kentin eğimli topografyasından bahseden Yelta, Sao Paulo’nun eğimli yollarında yakaladıklarını İstanbul’a benzetiyor. Sao Paulo’daki gezisinde kentteki binalara dair bilgiler veren Yelta, buradaki iki önemli gökdelenden bahsediyor. Bunlardan ilki mimarlığını Franz Heep’in gerçekleştirdiği Edificio İtalia. Sao Paulo’daki ilk gökdelen olarak önem taşıyan bu bina 168 metre uzunluğunda ve yapımına 1956 yılında başlanmış. Diğer bina Edificio İtalia’nın hemen yanındaki Edificio Copan. Bu binanın mimarı ise Oscar Niemayer. Yelta, kent merkezindeki dev binalardan ayrılarak gecekondu bölgesine çeviriyor rotasını. Kentin güneyinde yer alan Paraisopolis adındaki gecekondu bölgesi, 60’lı yıllarda göç ile gelen insanlar tarafından kurulmuş.

Bu bölgenin kendi içinde bir kent olduğunu söyleyen Yelta, buranın, gecekondu bölgesinden çok Sao Paulo’nun arada kalmış bir bölgesi olduğunu söylüyor. Yelta, şimdi de yolunu, gecekondu bölgesinden diğer bir uçtaki yaşama çeviriyor. Paulista Caddesi’ne giden Yelta, bu caddenin Sao Paulo’nun vitrini olduğunu ve önemli iş merkezlerinin, kültür merkezlerinin bu cadde üzerinde yer aldığını söylüyor. Cadde üzerinde bulunan diğer bir önemli yapı ise Sao Paulo Sanat Müzesi (MASP). Lina Bo Bordi tarafından 1968 yılında inşa edilen yapıda sergi salonları, kütüphane, restoran ve dükkanlar bulunuyor.

Ve Yelta’nın turunun sonuna geldik. Yelta, 4 Ekim 2011 tarihinde Salt Galata’da gerçekleştireceği bir sunumla bu ilginç gezisi ile ilgili tüm detayları bizlerle paylaşacak. 1 ayda 9 kenti gezip gözlemlerini paylaşan Yelta’nın gezi notlarını ve fotoğraflarını ise www.arkiteraon.com‘da bulabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın