Lynch'in Mulholland Çıkmazı'nın tuhaflıklarla dolu meşhur kulübü Sliencio'dan esinlenerek Paris'te tasarladığı bu kulüpte cüceler, dans eden adamlar ya da konuşmaları hiçbir şey ifade etmeyen insanlar yok. Tabii ki votka-limon etkisini gösterinceye kadar.
Kulübün açılışında beklenenin aksine David Lynch’in ortadan kaybolması dışında hiçbir tuhaf olay meydana gelmemiş. İçeride insanlar kendisini merak ederken belki de o buğulu camların arkasından onları seyrediyor ve bir yandan da korku dolu yeni planlar hazırlıyordu kim bilir?
Kulüpteki her şey aslına, yani Mulholland Çıkmazı’ndaki Kulüp Silencio’ya uygun olarak tasarlanmış. Simsiyah klozetlerden, tuzlu fındıklara, 1950’lerden esinlenilmiş mobilyalara sanki bilinmezliğe uzanan ve kendine has bir kıvraklığı, açıklığı olan sandalyelere kadar her şey size Silencio’nun atmosferini yaşatıyor.
Bu mekan, Warhol’un Fabrikası’na, varoluşçuların Café Flore’sine ve dadaistlerin Cabaret Voltaire’sine bir cevap niteliği taşıyor. kulübün sahibi Arnaud Frisch, Lynch’in önümüzdeki ay gelip her şeyi planlayacağına ve projenin beklendiğine değeceğine garanti veriyor.
65 yaşında olan David Lynch L’Express’teki açıklamasında “Bir erkeğin 50 yaşına geldiğinde iktidarını kanıtlamak için devasa kuleler inşa etmenin hayalini kurduğu söylenir. Film ve beste gibi bir başlangıcı ve bir de sonu olan birçok iş ürettim fakat bu kez katı ve kalıcı bir şey yapmak istedim,” diyor ve ekliyor “Geçen 3 sene boyunca daha önce Miro ve Picasso’nun da kullanmış olduğu litografi stüdyosu Montparnasse’de resim yaptım ve daha sonra Silencio üzerinde çalışmaya başladım. Ortaya çıkan sonuç kendimi ölümsüz hissettiriyor.”
Silencio’nun merdivenlerini inmeye başladığınız anda kendinizi bambaşka bir dünyanın içinde buluyorsunuz. Mekandaki Budist bar, kütüphane, hayal ormanı, “Twin Peaks” (Lynch’in 1990 tarihli TV dizisi ve diziden esinlenerek çektiği sinema filmi)deki sahne çizgileri, sizi gerçek hayattan kopararak bir David Lynch filminin içinde hissettiriyor. Mekandaki diğer ilginç unsur ise Lynch’in sizi sokmuş olduğu bir dakikalık karanlığın ardından kendinizi beklenmedik bir şekilde kozmik şemalarla dolu altın bir tünelde buluyor olmanız.
Her şeyin özel siparişlerle hazırlandığı mekanda tünelin altın kaplaması, Napoleon’un mezarının kubbesini rötuşlayan teknik ekip tarafından gerçekleştirilmiş. Lynch, duvardaki binlerce kozmik desenin işlenmesi için çingenelerle işbirliği yapmak istemiş ancak Sarkozy’nin çingenelere uyguladığı tehcir politikası bu projesine engel olmuş.
Silencio’nun kendisi için çok kıymetli olduğunu belirten Lynch “Tüm sanat dallarının bir araya gelebileceği özel bir alan yaratmak istedim. Burada belki Andy Warhol gibi ustalar olmayacak fakat istediklerini yaratabilmek ve tasarlayabilmek için farklı disiplinlere mensup tüm ünlü sanatçıların kullanımına açık olacak,” diyor.
Bu mükemmel mekan, Paris’teki ilk özel kulüp olma niteliğini taşıyor. Frisch, mekandaki birçok tezatlığa rağmen buranın Paris’teki cumhuriyetçileri dışlamadığını belirtiyor ve ekliyor: “Onların da bizimle aynı tarafta yer aldığını hissediyorum.”
Kulübe üyelik ücreti normal şartlarda yıllık 780 Euro iken özel üyelik talep edenler için bu bedel 1.500 Euro’ya çıkıyor. Fransa vatandaşı olmamak kaydıyla 30 yaşın altında olanlar yıllık ücret için 420 Euro öderken sanatçılar için bu üyelik ücreti daha da düşük olabiliyor. Gece yarısından sonra ise mekana hiçbir üye giremiyor.
Buraya kadar her şey kusursuz gözüküyor ancak üyelerin dışarıda tuvalet sırasında beklerken dikkat etmeleri gereken bir şey var. Otomatik tuvaletlerin önünde yakmış oldukları tenekelerin etrafında uyuyan tekinsiz evsizler, bu ilginç mekandaki kurgunun bir parçası değil. O nedenle içlerinden biri size “Uza bakalım pis turist” diye bağırdığında söz dinlemekte fayda var.