Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sanayi atıklarıyla yoğun kirliliğe maruz kalan Ergene Havzasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamaya göre kirliliğin nedeni, evsel nitelikli atıksularının arıtıma tabi tutulmaması.
Trakya’da sanayi tesislerinin çoğunda arıtma tesisi olmasına rağmen, bölgede bulunan yerleşim yerlerine ait evsel nitelikli atıksuların arıtıma tabi tutulmadan deşarj edilmesinin, Ergene Havzası’nda kirliliğe neden olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, su kalitesini iyileştirmek için bugüne kadar birçok çalışma yaptığı bildirildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, plansız gelişen sanayi bölgeleri ve buna bağlı hızla artan nüfusun, özellikle Ergene Havzası’nda su kaynaklarının tüketilmesine neden olduğu, bunun su bütçesiyle su kalitesini etkilediği belirtildi.
Havzada, nüfusu 10 binden fazla 16 yerleşim yeri bulunduğu, günlük yaklaşık 230 bin metreküp evsel atıksuyun arıtılmadan Ergene Nehri’ne ve kollarına deşarj olduğu anlatılan açıklamada, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 5491 sayılı Kanun’la değişik 11. maddesinde özetle, atıksu alt yapı yönetimlerinin, atıksu bertarafının sağlandığı atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumlu olduklarına işaret edildi.
Açıklamada, bu kapsamda; su kalitesini etkileyen kirlilik yüklerinin en aza indirilmesi, ilgili kurum ve kuruluşların ortak çalışmalarını sağlamak maksadıyla görev paylaşımı ile ilgili koordinasyonun yapılması ve gerektiğinde kuruluşların birbirlerinin her türlü imkanlarından faydalanması, izleme ve denetim faaliyetlerinin etkin bir şekilde yapılması, havzadaki bütün alıcı ortamların birbirleri ile olan etkileşimlerinin incelenmesi maksadıyla Ergene Havzası Havza Koruma Eylem Planı hazırlandığı anımsatıldı.
Hazırlanan eylem planında seçilen alternatifte; bölgenin coğrafi koşulları göz önüne alınarak atıksu arıtma tesislerinin münferit yapılmasının ortaya çıktığı, sadece Veliköy atıksu arıtma tesisinin müşterek yapılmasının öngörüldüğü bilgisi verilen açıklamada, bu plan çerçevesinde Belediyelerce yapılması gereken tesislerin Bakanlık tarafından titizlikle takip edildiği, Belediyelere atıksu arıtma tesislerini kurmaları için teknik ve finansman yardımı yapıldığı bildirildi.
Bu Eylem Planı’nın daha çok evsel nitelikli atıksuyun bertarafını kapsadığı, endüstrilerden kaynaklanan atıksulara yönelik uygun bir yönetim sisteminin geliştirilmesi amacıyla ”Meriç-Ergene Havzası Endüstriyel Atıksu Yönetimi Ana Planı” çalışmasının geçen yıl tamamlandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
”Söz konusu çalışma, havzada yer alan endüstrilerden kaynaklanan atıksulara yönelik uygun bir yönetim sistemi geliştirilerek, havzanın mevcut su kalitesinin iyileştirilmesini amaçlamakta olup, mevcut iki adet OSB dışında münferit sanayiler 4 adet OSB altında toplanmıştır. Bu çalışmada tüm paydaşların üzerine düşen görevler belirlenerek bir iş takvimine bağlanmış olup; 6 Mayıs 2011 tarihinde Tekirdağ’da yapılan bir toplantı ile açıklanmıştır. Bu eylemler; ‘Çevre dostu üretime geçilecek, belediyeler atıksu arıtma tesislerini kuracak, ıslah organize sanayi bölgeleri kurulacak, katı ve tehlikeli atık işleme geri kazanım ve bertaraf tesisleri kurulacak, zirai kaynaklı kirlilik kontrole devam edilecek, dere yatağı temizlenecek ve ıslah edilecek, Ergene Havzası’nda erozyonla mücadele edilecek, nehir su kalitesi izleme, denetime devam edilecek’ şeklinde sıralanmaktadır.”
”Enerji giderlerinin yüzde 50’si karşılanıyor”
Ayrıca Bakanlığın, gerek belediye gerekse sanayi tesislerini desteklemek amacıyla birçok düzenlemeyi hayata geçirdiği ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
”Atıksu arıtma tesislerini kuran ve işleten belediye ve sanayi tesislerinin söz konusu işletme maliyetlerini düşürebilmek amacıyla arıtma tesislerinde kullanılan enerji giderlerinin yüzde 50’sine kadar olan kısmı Bakanlığımızca karşılanmaya başlanmıştır. Birçok belediyenin tam maliyet esasına dayalı içme ve kullanma suyu ile atıksu bedelini almıyor olması veya bu gelirleri başka yerlere aktarması nedeniyle bahse konu tesislerin kurulup işletilebilmesi mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu belediyelerin Çevre Kanunu’nda öngörüldüğü şekilde su ve atıksu hizmet bedellerini tam maliyet esasına göre toplayarak, ücretleri sadece altyapı yatırımlarında kullanmaları durumunda atıksu arıtma tesislerini Çevre Kanunu’nda belirtilen sürelerde tamamlamaları mümkün olabilecektir.”
Bakanlıkça, belediyelerde atıksu ücretlerinin toplanabilmesi için hukuki boşluğun doldurulması amacıyla hazırlanan yönetmeliğin Ekim 2010’da yürürlüğe girdiği anımsatıldı.