Şu anda içerisinde bulunduğumuz dünya, teknolojinin her geçen gün gelişmesi ile sürekli değişim içerisindedir. Bu değişim sürecine, birçok disiplinin dahil olduğu gibi sanat ve iç mimari tasarım da dahil olmuştur. Sanat ve iç mimari tasarımdaki sınırlar, teknoloji ile yavaş yavaş kalkmaya başlamıştır. Teknoloji, sanat ve iç mimari tasarıma iki önemli etkide bulunmuştur. Bunların ilki, tasarımcının tasarım sürecinde mevcut sınırlara bağlı kalmaması; ikincisi ise tasarımcı ile kullanıcı arasındaki etkileşimi daha güçlü hale getirmesi olmuştur.
Metaverse Nedir?
Metaverse ya da sanal evren, kullanıcıların, artırılmış sanal gerçeklik cihazları aracılığıyla dahil olabildikleri ve içerisinde yaşayabildikleri evrene denir. Öte anlamına gelen “Meta” ve evren anlamına gelen “Universe” kelimelerinin birleşiminden oluşan Metaverse, içerisinde bulunduğumuz mevcut dünyanın ötesidir. Bu evrende kullanılan eserlere ise NFT adı verilir.
Sanal Gerçeklik Teknolojisi Nedir?
Sanal gerçeklik teknolojisi, iki boyutlu görüntüden üç boyutlu görüntüye geçişi ifade eder. Bu teknoloji sayesinde sanal bir evrenin içerisindeymişiz gibi hissederiz.
Metaverse kavramı ilk kez Neal Stephenson’ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash’de kullanılmıştır. Romanda bu kavram, kurgusal bir dünyayı ifade etmiştir.
Metaverse, sanal bir kamusal alan oluşturmayı hedefliyor. Bu kamusal alanda kullanılacak sanal para birimleri ise, günümüzde halihazırda kripto para piyasasında varlığını sürdürüyor. Bu kavram, internetin geleceği olarak görülüyor. Metaverse adı verilen bu yapay ve sanal evrene ilk giriş yapan şehir ise Seul kentidir.
Metaverse’nin İç Mimari Tasarım Sürecine Etkisi
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, birçok disiplinde olduğu gibi sanat ve iç mimari alanlarında da ciddi gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerin en önemlisi ise tasarımcı ile kullanıcı arasındaki ilişkilerde yaşanan gelişmelerdir. Tasarımcı tasarladığı bir yapıtı sanal gerçeklik teknolojileri sayesinde kullanıcılara daha aktif bir şekilde sunup anlatır hale gelmiştir.
Bu da tasarımcı ile kullanıcı arasındaki iletişimi daha güçlü ve anlaşılır kılmaya başlamıştır. Örneğin kullanıcı, tasarımcıdan bir yapıt istediğinde güçlü sunum ve anlatım teknikleri sayesinde isteğini tasarımcıya daha iyi bir şekilde ifade edebiliyor. Aynı şekilde tasarımcıda yapıtını kullanıcıyla paylaşırken daha aktif olabiliyor. Ayrıca bu teknoloji sayesinde tasarımcı ile kullanıcı, mekan ve konum fark etmeksizin sürekli etkileşim halinde kalabiliyor. Bu da bu teknolojinin evrensellik açısından önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Metaverse Evreninde İç Mimarlık
İç Mimarlık, bir mekanın ihtiyaçlarını tespit edip, estetik değerleri de göz önünde bulundurarak, o mekanı işlevine uygun olarak düzenlemek ve tasarlamaktır. Gerçek dünyada geçerli olan bu tanım, metaverse evreni içinde geçerli olacak mı?
İç Mimarlığın temel amacı, mekan tasarlamak olduğuna göre o halde bu tanımın bu evrende geçerli olmaması için bir neden bulunmuyor. Peki ya ne gibi farklılıklar olacak? Bu sorunun cevabı kullanıcı olabilir. Gerçek dünyadaki temel kullanıcı insanken, metaverse evreninde ise bu avatarlar olacak. Tıpkı gerçek dünyadaki gibi bu dünyada da avatarların isteklerine göre mekan tasarımları yapılacak. Peki mekanlar nasıl olabilir?
Mekanlar gerçek dünya ile entegre bir şekilde olabilir. Örnek vermek gerekirse gerçek dünyada yapılan bir yapı ya da tasarlanan bir mekan, metaverse evreni ile uyumlu olacak şekilde tasarlanabilir. Örneğin gerçek dünyadaki evimizde bir değişiklik yaptığımız an, sanal dünyadaki evimizde de benzer bir değişiklik olabilir. Başka bir örnek vermek gerekirse, aldığımız ya da tasarladığımız bir mobilya bu evrende de işlerliğini sürdürebilir. İşlevsel bir koltuk düşünelim; bu koltuğa gerçek dünyada oturduğumuzda, sanal dünyadaki avatarımız da aynı şekilde oturabilir. Bu koltuk hem metaverse evreninde hem de gerçek dünyada kontrol edilebilir. Yapılar ya da mekanlar da aynı mantıkta olacak şekilde tasarlanabilir.
Peki ya böyle bir teknolojide güvenlik nasıl sağlanır? Bu soru ile birlikte akıllardaki diğer soruların cevabı, zaman içinde bu teknolojinin gelişmesiyle birlikte kesin cevaplar bulacak.
KAYNAKÇA
9 yorum
Furkan bey kızmak yok da…
Bu kadarını basit bir Google aramasıyla bulabiliyoruz zaten. ya da okuldaki biir sunum ödevi gibi. Clickbait gibi olmuş. Kızmak yok. Daha fazla bilgi almak isterdik.
Nesini beğenmediniz Ahmet Bey? Arkadaşımız bilimsel ve teknolojik olarak en önemli kaynaklardan biri olan Yenişafak’dan bile faydalanmış içeriği hazırlarken.
Öncelikle yorumlarınız için teşekkürler.Mükemmel yorumlarınızı okudukça bir kez daha iyiki her kapasitedeki insana hitap etmek açısından kaynak ayrımı yapmadan tüm kaynakları kullanmışım dedim.İyiki sizler gibi mükemmel zekice yorum yaptığını sanan üyeler mevcut.Yoksa ne yapardık?Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin.Özelliklede gündemde olan yazılara.Tekrardan teşekkürler😊
Kusura bakmayın ama ben neredeyse kurulduğundan beri Arkitera’ya yazı yazarım. Yazılarım en çok okunanlardadır. Benim için yazı yazmak çok çok çok zor. Bazı gün geliyor bir yazı için 3-4 günümü harcıyorum. Bazı gün geliyor yazılar diğer basın yayın organlarında alıntı alır. Siyasi gündem zor bir de onun baskısı var. Türkiye’de her şey özgür değil.
Hah böyle iken size bir eleştiride bulunduk. Yaşa hürmet etmenin GEREKSİZ olduğunu düşünenlerdenim ben. Ancak tecrübe ve üretime hürmet edilmesinin ŞART olduğunu düşünüyorum. Eleştiriyi düzgün olarak algılayıp çıkarım yapacaksanız peki fakat gereksiz tepkiyi BARİ KENDİNİZE SAKLAYIN.
Troll de gelir bunları yazar. Burası halka açık bir platform. Yazılarınız daha özgün ve mümkünse Google aramasından daha DEĞERLİ olursa bu eleştiriler gelmezdi.
Ben buraya bu kadar emek verirken, ah genç çocuk yazmış işte şevkini kırmıyım demem. Aklımdan geçeni söylerim ki benim yazılarıma çok çok daha sert eleştiriler gelir. Gerekirse kendimi düzeltiriim gerekirse kendimi korurum.
Hah şimdi sakin…
Tamam?
Yazılarınızı ne kadar sürede ve ne şartlarda yazdığınız sizin probleminiz.Sizi şahsi olarak tanımıyorum ki tanımamımda yorum yaparken çok bir önem arz edeceğini de düşünmüyorum.Tecrübe ve ‘üretime olan hürmetinizi’ özellikle de sitede yeni yazmaya başlayan genç birinin ilk yazısına yapmış olduğunuz yorumlarınız ile fazlasıyla ifade ettiğiniz için teşekkür ederim.Dediğiniz gibi burası halka açık bir platform.Elbette herkes istediği şekilde yorum yapabilir.Tıpkı sizin gereksiz tepki olarak algıladığınız benim yorumum gibi.Hakkında görüş yazmış olduğum konu son zamanlarda gündeme gelmiş yeni bir konu.Dolayısıyla kullanmış olduğum kaynaklarda sınırlı.Ayrıca ‘Google araması’ olarak nitelendirdiğiniz arama motoru dünyada en çok kullanılan arama motorlarından birisi.Keşke yorum yapılırken bunlar da göz ardı edilmese.Size göre değersiz olan bir yazı başkası için değerli olabilir.Eleştirilerinize de dikkate alacağımdan emin olabilirsiniz.Lütfen yorumlarınızı esirgemeyiniz.Ayrıca sakin olmanıza çok sevindim.Tekrardan çok teşekkürler…
“Yazılara zaman ve emek harcamak sizin probleminiz” diyor yahu.
O zaman bu kadar bomboş yazı yazmak da sizin probleminiz.
Diyoruz ki, “Bomboş yazı yazma. Yazma ki değeri olan yazı kendine yer bulsun” Söylediğimiz bu.
Şimdi diyeceksiniz ki “Okuma o zaman, Arkitera uygun görmüş yayınlamış. Sana ne!”
Hah ben de derim ki o zaman “Zaten sizin yazıyı okuyup okumamam önemsiz, bundan sonra Arkitera, önüne gelenin yazısının yanınlandığı bir yer olmuş diye çevkimiz kırılıyor, yazı yazarken çok emek harcama problemimiz başımızdayken bir de bu olmasın.”
Yani, neymiş, kızım sana diyorum gelinim sen anla.
Yazılara ne kadar önem ve emek verdiğim benim problemimdir evet, fakat sizin dğerli yazıa yazabilmek gibi bir probleminizin olmadığı ortada.
Beni tanımıyorsanız Google araştırması yapsaydınız. ne de olsa Google arama motoru dünyada en çok kullanılan arama motorlarından birisi. Savunmaya bak.
Neyse boş yazıya boş tartışma olur anca.
Eğer sizin bu Google araması şeklinde yazılardan daha çok yayınlanırsa ben yazılarımı Arkitera’da değil K24’te ya da kendi bloguma kaydırırım.
Zaten sizin pek derdiniz yok artık hiçbir probleminiz kalmaz.
Öyle yazıya böyle yorum.
‘Yazılara zaman ve emek harcamak sizin probleminiz’ diye bir yorum yapmadım.Lütfen yaptığım yorumu okuyup anlayıp ona göre cevap yazın.Size göre boş olabilir.Saygı duyarım.Bir yazı yazacaksam kimseye soracak değilim.Ben bu şekil yazdım.Beğenip beğenmemek sizin seçiminiz.Dediğim gibi saygı duyarım.Ayrıca sana ne? gibi argo kelimeler kullanarak ta saygısızlık yapmam.Rica ediyorum farklı bir algı oluşturmaya çalışmayalım.Her ne tür bir yapıt olursa olsun saygı duyulması gerektiği taraftarıyım.Bu platformlan bir probleminiz varsa da bana değil şovunuzu yetkililere yapınız.Ayrıca boş bir tartışma içerisinde olduğunuzun farkında olmanıza da sevindim.Yorumunuz için teşekkür ederim.Dİkkate alacağımdan emin olabilirsiniz.
Ben “Yazılarıma çok zaman ve emek harcıyorum” yazmışım siz de akabinde cevaben
“Yazılarınızı ne kadar sürede ve ne şartlarda yazdığınız sizin probleminiz.” demişsiniz.
Şimdi bu sırayla bakarsak bu
‘Yazılara zaman ve emek harcamak sizin probleminiz’ diye bir yorum yapmamış olduğunuzu mu gösterir.
Beyefendi ben okuduğumu çok iyi nalıyorum siz ne yazdığınızı biliyor musunuz?
Valahi çattık.
Bu uzar gider. Benim yorumum beni bağlar ve açık ettim. Umarım bundaun sonra dolu dolu yazarsınız da Arkitera Editörleri bunu iyi değerlendirirler de biz de sizden bir şey öğreniriz.
Ancak yukarıda yaptığınız yoruma göz göre göre yapmadım demeniz bunun oldukça düşük bir ihtimal olduğunu gösteriyor.
Çok üzücü.
Yapmış olduğunuz tüm yorumlar için teşekkür ediyorum.İyi çalışmalar diliyorum.