Sualtından çıkarılan matkap, karyola, lavabo gibi atıkların sergilendiği sualtı atık müzesi açıldı. Atık müzesi denizlerden toplanan çöplerden oluşuyor.
DenizTemiz Derneği – TURMEPA’nın öncülüğünde hayata geçirilen müze, derneğin İstanbul Nakkaştepe’deki merkez binasında açıldı. DenizTemiz Derneği, müzeyi çocuklar için bir eğitim merkezi olarak da kullanacak. Müzedeki ‘eser’ler ise TURMEPA’nın 2008 ve 2009 yıllarında deniz dibi temizliği etkinliklerinde denizden çıkardığı atıklardan oluşuyor.
Dernek, sadece geçtiğimiz yıl 12 bin ton sıvı atık ve 255 bin kilogram katı atık toplamış. ‘Bir Deniz Bin Yaşam’ konseptiyle tasarlanan eğitim atölyesini 3 ay içinde 2 bin 500 çocuğun gezmesi hedefleniyor.
DenizTemiz’in, müze çalışması sırasında yaptırdığı kent araştırması ise, bu atıklara neden olan zihniyeti de ortaya koyması açısından ilgi çekici.
Araştırmaya katılanların yüzde 50’si ‘Denizlerimizin genel olarak bakıldığında temiz’ olduğunu söylerken, yüzde 85’i deniz kirliliği konusunda hiç şikayette bulunmamış. Oysa son 40 yılda Marmara Denizi’nde 124 balık türü, Karadeniz’de ise 26 balık türü yok oldu. TURMEPA’nın Sevinç-Erdal İnönü Vakfı bünyesinde sürdürdüğü ‘Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi’ projesinin ortaya koyduğu sonuçlar çok daha kaygı verici. Denizlerdeki kirliliğin yüzde 80’i karadan ve insan eliyle yapılıyor. Karasal kirliliğin temel kaynakları sanayi tesisleri, turistik işletmeler ve belediyeler. Sanayide kullanılan suyun yüzde 81’i arıtılmadan doğaya bırakılıyor. Bin 257 kıyı belediyesinin sadece 124’ünde arıtma tesisi bulunurken, Bin 133 kıyı belediyesi kirli sularını arıtmadan denize boşaltıyor.