Toplum İçin Şehircilik grubu çatısında birleşen bağımsız şehir plancıları "Yeni İstanbul Yine Deprem" kapağıyla Mayıs ayında bir dosya hazırladılar.
Toplum İçin Şehircilik grubu çatısında birleşen bağımsız şehir plancıları “Yeni İstanbul Yine Deprem” kapağıyla Mayıs ayında hazırladıkları bir dosyayla İstanbul’un kuzeyine, Karadeniz kıyılarına kurulacak olan iki yeni şehir projesinden Avrupa yakasındakini ele aldı.
DEPREME NE KADAR DUYARLI?
Araştırmada İstanbul’un yönetim biçimini “deprem korkusu” diye nitelendiren plancılar, “Başbakan çılgın (rant) projelerini açıklarken deprem tehlikesini öne sürüyor. Deprem dönüşümü olarak meşrulaştırılmaya çalışılan bu projeler gerçekte depreme ne kadar duyarlı? Projeleri incelediğimizde cevabın ‘hiç’ olduğunu görüyoruz” dediler.
GÖZDEN KAÇAN BİR AYRINTI…
Avrupa yakasındaki Yeni İstanbul Projesi’nin konumu, Michigan Üniversitesi’nin hazırladığı çalışmaya göre Terkos Gölü ile Kısırkaya arasında yer alıyor. İstanbul uydu fotoğraflarının üzerine Michigan üniversitesinin proje görüntüleri oturtulduğunda ise projenin Kısırkaya’dan sonra da dikkatli gözlerce fark edilebiliyor. Plancılar, “İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda yer alan ‘kıyı rehabilite alanı’ sınırlarına göre tahmini olarak projenin Kilyos’a kadar devam ettiğini söyleyebiliriz” diyorlar.
3. DERECE DEPREM KUŞAĞINDA!
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı haritasına göre de Avrupa yakasındaki Yeni İstanbul Projesi’nin bulunduğu bölge 3. derece deprem kuşağında yer alıyor. Zeminin ise jeolojik olarak riskli ve yerleşime uygun olmadığını belirten plancılar, büyük bölümü eski maden çıkarma alanları olan bölgenin hafriyatla doldurularak bina yapılacak şekilde düzenlenmesinin maliyeti beş kat arttıracağını vurguluyor.
‘EĞLENCE ALANI OLABİLİR’
Yine İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda bu bölge kıyı rehabilite alanı olarak gösterilmiş ve kıyıların ancak tekne imalatları, kayık barınağı, plaj, yelken sporu, seyir terası, piknik alanı, botanik ve hobi bahçesi gibi amaçlarla kullanılabileceğini belirtiyor.
Planda, “Gümüşdere-Yeniköy arasındaki bu alanlar rehabilite edilerek İstanbul’da yaşayanların günübirlik rekreasyon, spor, dinlence, eğlence ve turizm ihtiyaçlarına yönelik olarak değerlendirilecektir” denilmiş.
Buralarda yapılaşmaya ise kesin bir sınırlama getirilmediğinden Michigan Üniversitesi’nin projesindeki çok katlı yoğun yapılaşma planla bir çelişki yaratıyor.
ESKİ MADENCİLİK ŞİRKETLERİNE KIYAK
Araştırmaya göre şehrin kurulacağı alanın, “Mülkiyeti hazineye ait olmasına rağmen büyük bir bölümünün kullanım hakkı eskiden madencilik şirketi olup bugün inşaat faaliyetlerine yönelen büyük sermayedarlara 49 yıllığına kiralanmış durumda. Kullanım haklarını hala elinde bulunduran şirketler bu tahsislerle sözleşmelerini cüz’i bir miktara uzatabiliyorlar.”
Bağımsız şehir plancıları Türkiye’nin kalkınmada öncelikli geri kalmış yörelerine de atıf yaparak, “Yeni İstanbul Projesi’nin maliyetiyle devletin adeta unuttuğu Ardahan, Bayburt, Tunceli, Hakkari, Çankırı gibi illerin kalkınması sağlanabilir İktidar rant amaçlı projeler yerine kalkınmada öncelikli yörelerin istihdam olanaklarını arttırmaya çalışabilir” dediler.