Bu sene, Parsons'daki yeni tasarım okulu, kentsel tasarımda ülkedeki ilk lisans eğitimini başlattı. Program koordinatörü Victoria Marshall'la yapılan söyleşi...
Eğer ki kentsel tasarım okuyorsanız, ya kentlerin ya da tasarımın içinde olma şansına sahipsiniz. Bu iki kelime de oldukça ilgi çekici, ancak en azından mesleki çevrelerde terimsel olarak kente tasarımı ilave etmek tam olarak kentsel tasarımla aynı anlamı taşımıyor. Şüphesiz ki insanlığın yerleşim tarihi boyunca tasarımcılar kentlerin fiziksel formlarının belirlenmesine yardımcı oldular, fakat bu ülkede belirli mesleki uzmanlıklar veya bilgi tabanı uzun zamandır kent mekanlarının tasarımına direkt olarak uygulandı.
Genellikle kentlerin tasarımında farklı uzmanlık ve eğitim dallarından gelen insanlarla bir araya geliyor. 1850’lerde ve ’60’larda Paris’in modernizasyonuna yön vermiş olan Baron Georges Eugene Haussmann, hukuk eğitimi görmüş ve hayatı boyunca devlet memurluğu yapmıştı. Washington’ın orijinal tasarımından sorumlu olan Pierre Charles L’Enfant ve 19. yy’da Barselona’nın genişlemesinden sorumlu olan Ildefons Cerda ise inşaat mühendisiydi. Hindistan’ın yeni başkenti Chandigarh’ı ve Brezilya’nın yeni başkenti Brasilia’yı tasarlayan Le Corbusier, Lucio Costa ve Oscar Niemeyer ise mimarlık eğitimi almıştı. Ve tabi ki sokakların, plazaların, parkların, kampüslerin ve bu dokular içinde kalan mekanların sayısız tasarımcıları kentleri en az binalar kadar tasarladılar.
Kentsel tasarım disiplininin doğmasına vesile olan tarihler, 1956’da Josep Lluis Sert tarafından organize edilen Harvard Tasarım Yüksek Okulu’ndaki konferans, Harvard’da ve yaklaşık beş sene sonra Pensilvanya Üniversitesi’nde Kentsel Tasarım adıyla lisans bölümlerinin açılması ya da Kamusallık ve Mahremiyet (1960, Chermayeff ve Alexander), Kent İmgesi (1960, Lynch), Kentlerin Tarihi (1961, Mumford) ve Büyük Amerikan Şehirlerinin Ölümü (1961, Jacob), Şehir Manzarası (1961, Cullen), Kentsel Tasarım (Spreiregen, 1965) ve Şehirlerin Tasarımı (1967, Bacon) gibi konuyla ilgili birçok çığır açıcı ders kitabının yayınlanması olarak sıralanabilir.
Kentsel tasarım disiplininin Amerika’daki yüksek öğretim birimlerinde var olmaya başladığı 30 ya da 40 yılı aşkın bir süreden beri kentsel tasarım eğitiminin nitelikleri, öğrencilerin mimarlık, peyzaj mimarlığı ve şehir planlama dallarında önceden eğitim görmüş olmalarını gerekli kılıyor.
Bu sene, Parsons’daki yeni tasarım okulu, kentsel tasarımda ülkedeki ilk lisans eğitimini başlattı. Program koordinatörü Victoria Marshall’a program’da tam olarak ne öğretileceği ve programın kentsel alan ile kentsel önceki tasarımcılardan daha farklı bir ilişkiye sahip olan yeni nesil şehirciler için tam olarak ne ifade edeceği soruldu. Marshall’ın söylediğine göre “Kenti nasıl tasarlarız?” sorusundansa “Kenti ve kentsel mekanları bir tasarımcı gözüyle nasıl görürüz?” sorusuna ağırlık veriyorlar. Çeşitli sınıf çalışmalarının sunduğu eğitim programı kentsel mekanın kurucu öğelerini şekillendirmek için önerilen fiziksel müdahalelere ilişkin bir kurstan ziyade şehircilik disiplininin genel hatlarına – tarih, teori, sosyal bilimler – tasarımın esasları ile birlikte – kesit, plan, modelleme, 2 boyutlu yerleşim planları – daha yakın.
Victoria Marshall ile Söyleşi
Urban Omnibus: Kentsel tasarımı nasıl tanımlıyorsunuz?
Victoria Marshall: Diğerlerinin kentsel tasarım tanımlarının eğilimlerinden daha farklı bir tanımlama yapacağım. Kentsel tasarım, bu çok yönlü düşünce yapısı ve içinde bulunduğumuz konfor çağı nedeniyle küçük ölçekleri ve büyüğü ölçekleri ilişkilendirme gücü ile geniş peyzajlardan küçük kentsel müdahalelere dönüşecek.
Ekolojik teoriyi kentsel teoriye aktarma çalışmasında ekolojistlerle birlikte birçok araştırma yaptım: kenti bir ekosistem olarak nasıl okuyabiliriz? Küçük bir bahçe oluşturmak ya da alan olarak çayırlara bakan bir stüdyoya ulaşmak üzerine bir sınıfa ders verirken konu ölçeklerle açıklanıyor.
Kentsel tasarıma dair bir başka açıklama kentsel planlamayla daha çok ilişkilendirilebilir, rapor yazımı ve yönetmelikler ya da kentsel bağlamda mimari projelerin gayrimenkul pazarının talepleri doğrultusunda nasıl şekilleneceğine dair skenografik sunumlar buna örnek verilebilir. Benim için kentsel tasarım diğer bölümlerin ne bir alt kümesi ne de bir üst kümesi. Kentsel tasarım disiplininin açıklanmaya çalışılmasındansa, kentsel tasarıma dair üretilen çalışmalarla daha çok ilgileniyorum.
Kentsel tasarım veriminin mimari planlar, sokak kaplamaları ve hava fotoğraflarıyla birleştiği Google’da yapılmış bir görsel araması
UO: Biraz eğitim hayatınızdan ve profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz?
VM: Avusturalyalıyım ve lisans eğitimimi Avusturalya’da peyzaj mimarlığında tamamladım. Pensilvanya Üniversitesi’nde Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı’nda yüksek lisans eğitimimi aldım. Columbia, Harvard, Toronto Universitesi, Pratt and Penn gibi birçok farklı enstitüde kendi pratiğimi kazandım, eğitim aldım ve birçok farklı türden yüksek lisans öğrencisi ile karşılaştım. Ancak benim işim Parsons’da lisans öğrencilerine kentsel tasarım dersi vermek. Bunu takiben lisans düzeyinde kentsel tasarım bölümü henüz açılmış değil.
UO: Kentsel tasarımı bir lisans programı olarak açmak, kurumdan gelir sağlama ya da öğrencilerin talebine karşılık verme arzusu olabilir mi?
VM: Bunun kurumsal bir karar olduğunu söyleyebilirim. İnanış, bir alan yarattığımız takdirde öğrencilerin bunu dolduracağı yönünde.
UO: Yoğunlaşmak istediği noktayı kentsel tasarım olarak açıklayan birinin neyi amaçladığını düşünüyorsunuz?
VM: Tasarım bileşeni ile birlikte güçlü bir liberal sanat bileşeninde de bulunmayı ve bu iki bileşeni dengelemeyi isteyen öğrencileri alıyoruz. Teoriden, okuma yapmaktan, derin tartışmalardan hoşlanıyorlar ve bir şeyler üretmekten, bunu derste yapmaktan da keyif alıyorlar.
UO: Ne çeşit dersler veriliyor?
VM: Tarih ve teorinin yanı sıra “Dünya Şehircilik Tarihi” dersinde, yerleşimlerin şehir olmaya başladıkları andan itibarenki şehir tarihi işleniyor. Bir başka araştırma da “1945’den İtibaren Kentsel Tasarım” üzerine. Eugene Lang, New School, Liberal Sanatlar Yüksek Okulu’ndaki laboratuvar dizilerine de katılım gösterilebilir. Bu lisans programının hangi amaçla oluşturulduğunun nedenlerinden biri. New York’daki The New School, lisans ve lisans üstü eğitimde verilen bütün şehircilik derslerinin dört bir yandaki üniversitelerle, Milano’daki kentsel politika ve uluslararası ilişkilerle birlikte, tasarım odaklı derslerde, şehircilik ve çevre gibi bir çok farklı alanda eğitim gören öğrencilere aktarıldığı oldukça şaşırtıcı bir okul.
Ayrıca her bir kentsel tasarım öğrencisine komplike alanlarda komplike problemlerin verildiği ana atölyeler de yer alıyor. Bu atölyelerde her bir öğrenci alan çalışması gerçekleştirmek, çok fazla eskiz çalışması yapmak ve çok fazla insanla görüşmek zorunda. Atölye hocaları öğrencilere nasıl araştırma yapacaklarını, nasıl ilişkilendirebileceklerini, nasıl sunum yapacaklarını ve işlerini nasıl aktaracaklarını öğretiyor.
Bunlara ek olarak, projeler aracılığıyla sokağın keşfini işleyen “Sokak Hayatı” olarak isimlendirilen bir ders verdim. Diğer dersler daha çok gözlemlere, not tutmaya, mekanların fotografik ya da daha başka şekillerde belgelenmesine dayalı. Ayrıca öğrencilerin algılarını inşa ettikleri, çevresel verileri biriktirdikleri, haritalama yaptıları ve balonları kullanarak kendi hava fotoğraflarını fotoğraflarını çektikleri “Sensing” olarak adlandırılan bir ders de bulunmaktadır.
UO: Öğrencilerinizin birlikte mezun olmasını istediğiniz geleneksel ya da birbirine bağlı bir bilgi birikimi var mı? Bu birikim kentsel tasarım içinde var olacak mı? Gerekli mi?
VM: Tabii ki gerekli! ” 1945’den beri Kentsel Tasarım” buna bir örnek. Kentsel tasarımın ülkede bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıktığı bu zaman zarfı içinde kentlerin nasıl değiştiğine bir bakın. Fakat her şeyi Amerikan konteksti içine yerleştirmemeye dikkat ediyoruz. Geçen sene, Hindistan Çin Enstitüsü’ne gözlemci olarak seyahat etme şansı yakalamıştım ve edindiğim izlenime göre şimdiki şehirler çok daha profesyonelce çalışmalarla inşa ediliyor. Eğer ki öğenciler, New York’ta yaptığımız bütün bu çalışmaların ilişki içinde olduğu dinamiklerin bilincine varmışlar ise bu programın başarıya ulaştığı anlamına gelir. Şehirlere duyulan sevgi her yerde bu işin anahtarını oluşturuyor. Herhangi bir kente karşı ilgi duyan, herhangi bir şehirde üniversite öğrencisi olan biri, o şehre gidebilir ve o şehri bir tasarımcı gözü ile görebilme yetisine sahip olabilir.
UO: Bu ilginin ve tutkunun öğrencilerinize yansıdığını görüyor musunuz?
VM: Kesinlikle!
UO: Bu program kapsamında öğrenciler için ne çeşit mesleki fırsatlar hazırlandığını gördünüz?
VM: Henüz emin değilim. Bazı öğrenciler bu bölümü bir üniversite eğitiminden bekledikleri sağlam temellere sahip olduğu için seçmiş olduklarını söylediler. Benim fikrime göre diğerleri ise yerel bir grup gibi kar amacı gütmeden çalışabilir. Öğrencilerimizden herhangi biri bu tarz bir organizasyonlar için mükemmel bir servet olacak. Güçlü tasarım araçlarına, insanlarla bir araya gelebilme ve ortak fikirler öne sürebilme yeteneğine sahip olacak.
UO: Kentsel tasarım yaklaşımınızı hangi ekolojik düşünce ne ölçüde etkiledi, mimari öğeler bu yaklaşım içerisinde nerede duruyor?
VM: Benim için ekolojik yaklaşımınızın bir parçasını çevrenizle kurduğunuz ilişkiyi nasıl kavradığınız oluşturuyor. Bence mimarların içinden geçtiği yol özgünlüğü ve ölçülebilirliği gerektiriyor. Neyi ölçtüğünüzü nasıl anlayacaksınız? Nasıl çok özgün olacaksınız? Mimari ölçüler ölçeklerle nasıl çalışacağınızı, nasıl plan çizeceğinizi, nasıl kesit alacağınızı, çizimle 3 boyutlu mekanlar ve malzemenin nitelikleri ile davranışları arasındaki ilişkiyi kapsıyor.
UO: Bu durumda mimarlık, kendisini görsel bir dil ve metodolojik araçlar dizisi olarak koumlandırıyor.
VM: Evet, belki. Fakat öğrencilerin bilmesi gerektiğini düşündüğümüz birçok şey farklı öğeleri deneyimlemekten ve biçimlendirmekten geliyor. Balonla haritalama projesi bittiğinde, öğrencilere kamerayı nasıl kullanacaklarını ve bu verileri birbirleri ile nasıl eklemleyeceklerini öğrenmiş oluyor. Bu çalışma, öğrencilerin ilerleyen günlerde oldukça ihtiyaç duyacakları yeni tip teknolojik bilgi birikimi örneklerinden biri olarak hizmet veriyor. Öğrenciler, planların nasıl çizileceği, fiziksel modellerin nasıl oluşturulacağını ve bunların birbirleri ile nasıl harmanlanacağını öğreniyor.
UO: O halde bunlar öğrencilerin analiz hizmetleri ve sunumlarda öncelikli olarak öğrendikleri tasarım becerilerini oluşturuyor denebilir mi? Aksi olarak önerilen bir tasarım yöntemi var mı?
VM: Hayır, değişiklik önermek zorundasınız. Bir öğretmen olarak ben bile müdahaleden uzak hareket etme eğilimindeyim. Şu veya bu şekilde şartları değiştirebilecek bir aracın tasarlanmasında hala öğrencilerime gereksinim duyuyorum.
UO: Öğrencilerinizin şehirlere ve şehirlerin dünya üzerindeki rollerine dair olarak neleri anlamalarını istiyorsunuz?
VM: Kentsel ekoloji ile ilgili olduğum kadar şehirlerle de ilgiliyim. Öğrencilerimiz şehirler etrafında üretilen retoriğin birleştirilmesinde git gide daha çok bilgiye sahip oluyorlar, ancak zaten müdahale edebilme ve ekolojik anlamda şehirleri ilişkilendirebilme konusunda oldukça stratejikler. Örneğin, geçen hafta içinde sınıfta sürdürülebilir ancak tam olarak ekolojik olmayan öğeler hakkında tartıştık. Örneğin % 100 geri dönüştürülebilir bir ayakkabı üretebilir ya da satın alabilirsiniz ancak bu düşünce yapısıyla gerçekleştirilen tek bir hareketle dünyanın gidişatını değiştirebilir misiniz? Ekolojik bakış açısı sürdürülebilir şehirler inşa etmeyi gerektiriyor, fakat biz onlara The New School’un sosyal aktivist mirasına sahip geçmişi anımsıyarak sosyal, eşitlik, farklılık ve adalet terimlerini de kapsayan bir bakış açısı vermeye çalışıyoruz. Eğer ki öğrencilerimiz değişimi nasıl ilişkilendireceklerini ve öngöreceklerini algılayabilir, iletişime geçirebilir ve stratejik olarak tasarlayabilirlerse ya da bu değişim hayalinin başkaları tarafından gerçekleştirilmesi için uygun koşulları sağlarlarsa, bence bu başarı olarak adlandırılabilir.
Victoria Mashall, Parsons, The New School for Design’da kentsel tasarım dalında yardımcı doçent ve BS Kentsel Tasarım Programı’nın direktörü. Hindistan-Çin Enstitüsü (The India-China Institute) üyesi ve nehir yatakları, işlevini yitiren kentsel kullanımlar, çatı terasları ve çevreye duyarlı adil mahalli birimlerin geri kazanımını gibi çağdaş peyzaj dönüşümleri için tasarım hizmeti sunan Newark (New Jersey) kökenli bir peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım bürosu olan TILL’in kurucusu.