Yüzyıl Ortası Modern Mobilya (Mid-century Modern Furniture) Üzerine Bir Proje: Zamansiz 30 Sandalye Öyküsü – 1950’ler / 1960’lar / 1970’ler
“Zamansız 30 Sandalye Öyküsü – 1950’ler / 1960’lar / 1970’ler” başlıklı Bilimsel Araştırma Projesinin1 bir parçası olan, 1950-1980 yılları arasında Türkiye’de tasarlanan/üretilen/kullanılan 30 adet özgün sandalyeden oluşan sergi, 6-15 Aralık 2017 tarihleri arasında Yaşar Üniversitesi’nde izleyicileriyle buluştu. Dünya literatüründe “Mid-century Modern Furniture” (Yüzyıl Ortası Modern Mobilya) olarak bilinen döneme ait sandalyeler, İzmir ve İstanbul’da bulunan eskici ve antikacılardan temin edildi. Yaşar Üniversitesi tarafından desteklenen ve bir yıl süren bir çalışmanın ürünü olan proje kapsamında, söz konusu dönemi yansıtan yıpranmış durumdaki sandalyeler satın alınarak restore edildi ve sergi ürünü haline getirildi. Bu dönem mobilyaları kendi içinde farklılaştığından, sergi kapsamında sandalyeler 1950’li, 1960’lı ve 1970’li yıllar olmak üzere 10’ar yıllık dönemler halinde gruplandırıldı. Sergi açılışı ile eş zamanlı düzenlenen atölyede, söz konusu döneme ait bir sandalye izleyicilerin huzurunda onarılarak, bu süreç serginin bir parçası haline getirildi.
19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan modernizm ile birlikte sadelik ve fonksiyonun ön plana çıkmaya başladığı mobilya tasarımlarında, 20. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde, koyu renkli ve ağır görünümlü cila uygulamaları, altın ve gümüş yaldızlı boya işlemleri, oymalı kakmalı ahşap uygulamaları ve şatafatlı desenli kumaşlar tamamıyla terk edilmiştir. Modern, göz kamaştıran bir sadeliğin tasarımlarda kendini göstermeye başladığı bu dönemde üretilen “Yüzyıl Ortası Modern Mobilya”lar, günümüzde kullandığımız mobilyaların ilk örnekleri olmuş, etkisini bugüne kadar güçlü bir biçimde sürdürmüştür. O yıllarda retro-fütüristik2 diye tanımlanan bu minimal tasarımlar, başlangıçta “garip” ve “baskın” formları (böbrek şeklinde sehpa, küresel koltuklar vb) ile dikkat çekerken, temiz hatları, parlak renkleri ve alışılmamış malzemeleri ile çağa damgasını vurmuş ve mobilya tarihinde önemli bir yer edinmiştir3.
Dünyadaki tüm bu gelişmeler ülkemize de belirli ölçüde yansımıştır. Fakat mimarinin önemli bir bileşeni olan modern mobilyanın Türkiye’deki tarihine bakıldığında, yeterli miktarda araştırma yapılmadığı, özellikle “Yüzyıl Ortası Modern Mobilya”nın ülkemizdeki gelişimini inceleyen bilimsel çalışmaların sınırlı kaldığı dikkat çekmektedir. Bunun sonucunda söz konusu dönem mobilyaları bilgi ve belge eksikliği nedeniyle tanınmamakta, değeri bilinmemekte ve korunamamaktadır. Bu sebeple bu projede günümüze ulaşan “Yüzyıl Ortası Modern Mobilya”nın değerinin anlaşılması ve korunmasına ilişkin bir farkındalık oluşturulması hedeflenmiştir. Bu hedefe yönelik, öncelikle söz konusu dönem mobilyaları detaylı olarak incelenmiş, 1950-1980 yılları arasında ülkemizde tasarlanan, üretilen ve kullanılan mobilyalar araştırılarak literatürdeki boşluğa bir katkı yapmak; ikinci olarak da bu döneme ilişkin piyasada bulunan mobilyalar araştırılarak, dönemi yansıtan 30 adet karakteristik Yüzyıl Ortası Modern Sandalyenin satın alınıp restore edilerek yeniden kullanılmasını sağlamak amaçlanmıştır.
Yapılan literatür taramasında tarih boyunca değişen tüm akımlardan “en önce” etkilenerek üretilen mobilyanın “sandalye” olduğu dikkat çekmekte ve diğer mobilya türlerini etkilediği görülmektedir. Bir başka deyişle, tasarım dünyasının önemli isimlerinin, değişen dönemi yansıtan öncü tasarımları hep “sandalye” olmuştur. Tasarım ürünü olarak sandalye, ekonomik ve pratik üretimi, her evde ihtiyaç duyulan bir mobilya türü olmasının yanı sıra “obje” potansiyeline de sahip bulunmakta, heykelsi formu ile diğer mobilyalara göre daha güçlü bir anlatım sunmaktadır. Ölçek olarak küçük olmasına rağmen sandalye, tasarlandığı dönemi daha etkili bir biçimde vurgulama olanağına sahiptir. Modern mimarlığa yön veren birçok önemli tasarımcının ikon haline gelmiş sandalye tasarımları bulunmaktadır. Bu sebeple proje kapsamında tasarım objesi olarak “sandalye” seçilmiştir.
Projede kapsamına alınan sandalyeler, uzun süren detaylı bir literatür araştırmasıyla edinilen bilgiler ve uzmanlarla yapılan görüşmeler doğrultusunda, antikacı ve eskicilerde yapılan titiz bir piyasa araştırması sonucu elde edilen seçenekler arasından, dönemi en iyi yansıtan örnekler olarak seçilmiştir. Sandalyelerin onarım öncesi ve sonrası detaylı olarak fotoğraflar ile belgelenerek aradaki dönüşüme vurgu yapılmış, böylece sandalyelerin hâlâ estetik olduğuna ve basit müdahaleler ile tekrar kullanışlı bir mobilya haline getirilebildiğine dikkat çekilmiştir. Restorasyon sürecinde her bir sandalyenin onarım sorunları saptanmış ve bu sorunların çözümüne yönelik müdahaleler belirlenmiştir. Böylece söz konusu dönem mobilyalarının korunması ve onarılarak kullanılmasına yönelik ilke ve yöntemler tanımlanmıştır.
Projenin devamında “Yüzyıl Ortası Modern Mobilya”nın koltuk, büfe, aksesuar vb. bileşenlerinin de araştırması yapılarak Yaşar Üniversitesine ait bu koleksiyonun genişletilmesi planlanmaktadır. Yapılacak çalışmaların söz konusu dönem mobilyaları hakkında kapsamlı bir dokümantasyon oluşmasına, modern mobilya konusundaki tarih yazımının genişlemesine, mobilyaların değerlerinin ortaya çıkartılıp farkına varılmasına ve korunarak yeniden hak ettikleri değere kavuşmasına katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Yüzyıl Ortası Modern Mobilyalar hakkında gerçekleştirilecek çalışmalar tarihsel, çevresel ve kültürel sürdürülebilirlik açısından değerli ve gereklidir.
Yrd.Doç.Dr. N. Ebru KARABAĞ AYDENİZ, Öğr.Gör. Fulya BALLI, Öğr.Gör. Sergio TADDONIO
1. Bilimsel araştırma projesinde; Yrd.Doç.Dr. N. Ebru Karabağ Aydeniz yürütücü, Öğr.Gör. Fulya Ballı, Öğr.Gör. Sergio Taddonio araştırmacı, Yasin Erda bursiyer öğrenci, Doç.Dr.Zeynep Tuna Ultav danışman olarak görev almıştır.
2. Retrofütürism (sıfat halı: retrofütüristik) yaratıcı sanatlarda, ortaya konan ürünlerde gelecek tasvirlerinin etkilerini ortaya koyan bir akımdır. Eski retro stilinin fütüristik teknolojiyle harmanlanmasıyla karakterizedir.
3. Wang Jung Yu, 2013, Research of Modern Furniture, Syracuse University, New York.
1 Yorum
İyi niyetli bir çalışma olmakla birlikte, yüzyıl ortası modernizmi Dünya üzerinden kapsamlı bir şekilde ele alınmadan, Türkiye dahilinde göz gezdirildiği için olsa gerek; çalışmada ciddi hatalar olduğu gözükmekte.
Konuya hakim olduğumu düşünerek, bir kaç eleştiride bulunmak isterim:
1-Bulunan mobilyaların bir çoğu, yüzyıl ortası modernizmine ait özellikleri, net bir şekilde taşımadığı gibi, özgün mobilyalar da değiller, ki büyük ihtimalle hiç birinin tasarımcısı da belli değil (Belliyse ve yazıyorsa paftalarda çok mutlu olurum)
2-Akım özellikleri seçilebilen sandalyelerin (ki belirttiğim gibi belli belirsiz) de on yıllık dilimlere göre yerleştirilmelerinde ciddi hatalar var. Zaten bulunan örnekler akım özelliklerini belirgin şekilde taşımayan, hibrid denilebilecek mobilyalar olduğu için, bu ayrıştırmayı yapmak çok zor. Yine de bir örnek vermem gerekirse; 70’lere konulan “Yönetmen Sandalyesi” adı ile anonimleşen sandalyenin kökeni, Antik Roma’daki “Curule Seat”e dayanmakla birlikte, önce İpek Yolu vasıtası ile Çin’de (özellikle orduda) günümüzdekine benzer şekilde karşımıza çıkıyor, sonrasında da 1933’de Şikago’da düzenlenen Dünya Fuarı’nda. Bu fuardan sonra da ünlenerek tüm Hollywood’a yayılıyor. Yani 1930’lara konulabilir ancak o sandalye, 70’lere değil.
3-Kaynaklarda yer alan Wang Jung Yu’nun Academia’da yer alan makalesini de okudum.; wikipedia’dan kaynakların gösterildiği oldukça yüzeysek bir çalışma olmakla birlikte, yüzyıl ortası modernizmine de yoğunlaşma çabası olan bir çalışma da değil. Bu nedenlerle olacak ki, o kaynaktan yapılan “O yıllarda retro-fütüristik2 diye tanımlanan bu minimal tasarımlar, başlangıçta “garip” ve “baskın” formları (böbrek şeklinde sehpa, küresel koltuklar vb) ile dikkat çekerken, temiz hatları, parlak renkleri ve alışılmamış malzemeleri ile çağa damgasını vurmuş ve mobilya tarihinde önemli bir yer edinmiştir3″ ifadelerin yer aldığı alıntı da, çok doğru tanımlamara sahip değil.
4-Wang Jung Yu’dan yapılan alıntıda yer alan retro fütürizm için wikipedia’dan aldığınız tanım da çok nitelikli olmamakla birlikte, ele almış olduğunuz sandalyeler ile de pek alakalı bir konu değil.
Bu tür çalışmalar ülkemizde zaten çok eksikken, yapılmışken doğru yapılması büyük önem taşıyor diye düşünüyorum.